Ulan tüü sizin sıfatınıza be!..
Bizim bazı kronik Erdoğan düşmanı yazarlarımız şu ortamda bile hala Erdoğan'ı eleştiriyor.
Şimdi dikkat ederseniz dünyada şöyle bir durum oluştu. Süper güç dediğimiz devletlerin başındaki isimler sabah uyanır uyanmaz ilk iş, Türkiye ne yapmış diye bakıyor.
Trump isimli sarı domuz, daha yataktayken Türkiye hakkında twit atıyor. Günü ortalama 7-8 adeta Türkiye konulu twitle sonlandırıyor.
Yetmiyor, televizyon kanallarına bağlanıyor. Yetmiyor, Erdoğan'ı arayıp ikna etmeye çalışıyor. O da yetmiyor, en kallavi iki adamını apar topar bir uçağa bindirip Türkiye'ye gönderiyor. Hatta o da yetmiyor, bu devirde bir de mektup yazıp gönderiyor.
Bu mektup konusu şimdilik şurada dursun. O konuya yarınki yazıda geniş geniş değineceğim.
Kongredekileri sorsanız, aptallar sürüsü...
Yaptırım da yaptırım diye diye akıl kalmadı adamlarda. Yaptırım dedikleri de ne biliyor musunuz?
Erdoğan'ın Amerika'daki olmayan mal varlığını donduracaklarmış. O da olmazsa Cumhurbaşkanı'na ve bazı bakanlara vize yasağı getireceklermiş. Öyle bir salaklaştılar ki Erdoğan'ı hem ülkelerine davet ediyorlar hem de "vize vermeyiz" diye yasak koymaya çalışıyorlar.
Düşünün artık hallerini...
Fransa desen; Macron denen tıfıl, kendi etrafında fır dönüyor. Türkiye'ye saçma salak yaptırım tehditlerinde bulunuyor. Yetmiyor, başka devletlere de yaptırım çağrısında bulunuyor. Gözü öyle bir dönmüş ki ülkesini ateş topuna çeviren Sarı Yeleklileri dahi görmüyor.
Kâh Merkel'e koşuyor, kâh Avrupa Birliği'ne... Ama ne yapsa, ne etse olmuyor, sonunda çaresiz şekilde kıçının üstüne oturup kalıyor.
Hele Merkel!
Erdoğan "Kapıları açacağım" diye diye kadını ruh hastası yaptı. Resmî törenlerde ayakta duramıyor. Break dansçıları gibi tir tir titriyor. Titremesi geçince, "Silah ambargosu uyguladım" diyecek oluyor, Volswagen firması çıkıp, "Ben Türkiye'ye yatırım yapacağım" deyiveriyor.
Kadın titremesin de ne yapsın şimdi...
En son Avrupa Birliği'ni arkasına alıp kendi çapında bir gder yapmaya çalıştı. "Avrupa Biriliği üyeleri olarak ambargo uygulayacağız" diyecek gibi oldu. Erdoğan'ın "Bak açarım kapıyı" demesiyle sustu kaldı.
Yazının başına oturmadan önce haberlerde gördüm. "Yahu canım ben Erdoğan'ın mülteciler konusunda yaşadığı sıkıntıyı en iyi bilenlerdenim" diye yavşıyordu.
Diğer dünya devletlerini saymaya gerek var mı bilmiyorum.
İngiltere'den İspanya'ya, Hollanda'dan İsveç'e, Çin'den İsrail'e, Mısır'dan Suudi Arabistan'a, Mısır'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne varıncaya kadar herkesin tek gündemi var.
Türkiye!
Ve hepsi ne diyor biliyor musunuz?
"Bizim Türkiye’yi durdurabilecek gücümüz yok" diyor. Trump denen adam, "Bu Türkler alışverişe gider gibi savaşa gidiyor" diyor.
Kısacası bu saydığım ülkelerinin tamamı sabah Türkiye gündemi ile uyanıyor. Gün boyunca Türkiye'yi konuşuyor ve gece Türkiye'yi sayıklaya sayıklaya uykuya dalıyor.
Google artık tüm yabancı siteleri Türkçe’ye çeviriyor biliyorsunuz. Allah aşkına açın yabancı medyaya şöyle bir göz atın. Neredeyse haberlerin tamamı Türkiye ile ilgili...
Bizim bazı kronik Erdoğan düşmanı yazarlarımız şu ortamda bile hala Erdoğan'ı eleştiriyor.
Efenim şöyle olmuş da böyle olmuş.
La ne olmuş?
"Efendim Erdoğan yüzünden bütün dünya bize düşman olmuş.”
Ulan eşek oğlu eşek.
Bütün dünya terör örgütünün ve terör örgütlerinin kökünü kazıdığımız için bize düşman oldu anlamıyor musun be salak!
Düne kadar o terör örgütlerini idare ederek Türkiye'nin 35 yıl kendi içindeki sorunlarıyla boğuşmasını sağladılar. Şimdi bunu yapamadıkları için düşman oldular bunu göremeyecek kadar kör müsün?
Ulan tüü sizin sıfatınıza, suratınıza be!
"Erdoğan buradan başarıyla çıkarsa olası bir seçimde daha zafer kazanacak" diye ödünüz bilmem nerenize karışıyor be...
Bak size bir şey diyeyim mi?
Bin tane seçimin de bin tane AK Parti'nin de canı cehenneme. Bu mesele vatan meselesi, bayrak ve toprak meselesidir kardeşim.
Bari bugün vatanınızın, bayrağınızın yanında saf tutun...