EYT meselesi tamamen kapandı mı?
Ben bugüne kadar pek çok ortamda EYT'nin bir hak olduğunu ve bu hakkın öyle ya da böyle verilmesi gerektiğini savundum.
Üzerinize afiyet, biraz rahatsızım bu aralar. Aniden vuran gribi atlattım ama geride bıraktığı öksürüğü bir türlü atlatamıyorum. Öksürük dediğime bakmayın, bildiğin tuttu mu nefessiz bırakıyor, adeta boğuyor.
Bir sürü ilaç aldım, bitkisel şeyler denedim ama fayda etmedi. Öksür, öksür artık ciğerlerimle birlikte kaburga kemiklerim de ağrıyor.
Dün böyle öksüre öksüre Nethaber'in yolunu tuttum.
Sosyal medya bir göz atayım dedim ki o da ne. Çocuklar "EYT'nin Türkiye'ye maliyeti" şeklinde bir haber yapmış ve sosyal medyada paylaşmış.
Haber dediğim şu:
Sosyal güvenlik uzmanları 5 ila 6 milyon kişi olduğu tahmin edilen EYT'lilerin maliyeti, en düşük emekli maaşı olan bin 600 lira üzerinden hesaplansa bile yıllık 100 milyar liradan daha fazla olacağını söylemiş.
Benim sosyal medya sayfalarımdan da paylaşılan haberlerin altına iliştirilen yorumlara baktım.
Vay anam vay!
Herkes uzmanları falan bırakmış bana saydırıyor!
"Ne oldu Sülo Efendi, dün EYT'lilerin hakları verilmeli diyordun da şimdi döndün mü?" diyenler ve daha neler neler...
Durun yahu durun, sakin olun biraz. Benim bir yere döndüğüm ya da bir yerden döndüğüm falan yok. Ben bir köşe yazısıyla bu konuyu irdelesem hakkınız var. Ama elin uzmanı hesap yaparken küfrü niye ben yiyorum onu anlamadım.
Ha; şimdi yazıyor, meseleyi irdelemeye başlıyorum. Şimdi istediğinizi yazabilirsiniz.
Bakınız canlar.
Ben bugüne kadar pek çok ortamda EYT'nin bir hak olduğunu ve bu hakkın öyle ya da böyle verilmesi gerektiğini savundum.
Öyle ya da böyleden kastım şuydu.
Hani bir ortak nokta bulunur, 43-45 yaş olmaz da aşağı yukarı 48-50 yaş aralığı olur olur mesela. Ya da Cumhurbaşkanı çıkar ülkenin durumunu anlatır, "Size canımız kurban ama bunu verirsek 2000 yılındaki gibi batarız" der diye düşünüyordum.
Ancak Cumhurbaşkanı çıktı, ''Seçimi kaybetsek bile ben bu işte yokum'' dedi. Dikkatinizi çekerim. Sizi kızdıran haberde adı geçen uzmanların ortaya çıkardığı rakamlardan sonra bu açıklamayı yaptı Cumhurbaşkanı...
Şimdi Cumhurbaşkanı'nın sizi ikna etmeye çalışmadığı bir yerde, benim ortaya atlayıp sizi ikna etmeye çalışmam aptallık olur.
Onun için bunu yapmayacağım.
Ha, ama hak namına söyleyeceklerimden de geri durmayacağım. Onları şöyle hızlıca sıralayayım.
1- Süleyman Demirel'in 20 küsur yıl önce yürürlüğe soktuğu erken emeklilik meselesi yüzünden bu ülkenin ne hale geldiğini yaşayıp görenlerden biriyim. Ülke Demirel'in verdiği sözü yerine getirdi ve belli bir kesim insanı erken emekli etti. Ama bunun maliyetleri sonraki yıllarda karşılanamadı ve ülke Ecevit döneminde tam anlamıyla çöktü.
Bırakın emekliliği falan, memur maaşları ödenemedi. Deprem için toplanan paralar bile memur maaşlarının ödenmesine yetmedi. Yaşar Okuyan hayatının en doğru işini yaparak bu yasayı ortadan kaldırmamış olsa şu anda Titanik misali bir ülke olacaktık.
2- Erdoğan sizin istediğinizi yapmıyor diye kendisine oy verip vermeme hakkı sizindir. "Vermeyiz" derseniz kimse size kızmaz, küsmez. Ama Erdoğan'dan sonra gelecek herhangi bir hükümetin size bu hakkı vereceğini düşünüp beklenti içine girmemenizi tavsiye ederim. Hele hele size söz verip, “Biz o sorunu da çözeriz" diyen siyasetçilere asla ve kat'a güvenmeyin derim.
Hatırlatmakta yarar var!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçimlerden önce "Ben size EYT paralarınızı ödeyeceğim" diye söz vermişti. İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı da meselenin çözümü için çalışacağını belirtmişti.
Ama gördüğünüz gibi o işler öyle olmuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu falan verecek diye bir hayaliniz varsa, kurmayın o hayali derim.
Yapmaz, yapamaz.
“Mümkünse emeklilik yaşını 80'e çıkaralım çünkü bu sistemde ben SGK'yı ayakta tutamam” diyen de dediği gibi SGK’yı batıran da bizzat kendisidir.
Ha bir çılgınlık yapıp ödemeye kalksa bile, Allah biliyor ki en geç 3 sene sonra yine memur ve emekli maaşlarının ödenemeyeceği bir sürece gireceğiz. Yani emeklilikte yaşa takılma sorununu aşsanız bile, emeklikte maaş alamama sorununu en acı şekliyle yaşayacaksınız.
Ha bakın vallahi de billahi de ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye falan çalışmıyorum.
Ben sadece beklentiniz olan meblağı Türkiye’de hiçbir siyasi partinin ödemeyeceğini söylüyorum.
Bakınız.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği bile sayıyı küçülte küçülte 5 buçuk milyon kişinin mağdur edildiğini belirtiyor. Bunların en düşük kademeden emekli edildiğini düşündüğünüzde dahi maaşları 1600 lira civarında oluyor.
Benim bugüne kadar konuştuğum bütün uzmanlar bunun yıllık maliyetinin 100 milyar civarında bir bedel olduğunu söylüyor. Ve bu katlanarak 4-5 yıl içinde yıllık 170 milyara çıkıyor.
Türkiye'de böyle bir bütçe yok!
Bunu size verecek bir iktidar yok!
Ve son olarak...
"Suriyelilere 40 milyar dolar veriliyor da bana niye hakkım verilmiyor?" diyen arkadaşlara tavsiyem.
Sizin aptal olduğunuzu söyleyecek kadar hadsiz değilim ama birilerinin sizi aptal yerine koymaya çalıştığını söyleyecek kadar samimi biriyim. Bunu her kim söylüyorsa biliniz ki sizi aptal yerine koymaya çalışıyor.
Şöyle ki...
Türkiye'nin devlet bütçesinden Suriyelilere ödediği para toplamda 5 milyar dolar civarındadır. Bunun 3 milyar doları Avrupa Birliği tarafından karşılandı, geri kalanı da bu yıl içinde tamamlanacak.
Şimdi bana, Cumhurbaşkanının "40 milyar dolar harcadık" sözünü hatırlatacaksanız.
O para devlet bütçesinden çıkan para değil. IHH, Kızılay, gibi yardım kuruluşlarının SMS yoluyla bizden Suriyeliler için topladığı ve bizlerin 5 liralarla 10 liralarla cebinden verdiği paranın toplamıdır.
Cumhurbaşkanı yurtdışında 40 milyar derken devlet olarak değil, devlet ve millet olarak yaptığımız yardımdan bahsediyor.
Yani bütün bunları bilin de...
Gerisi beni bağlamaz.
Hele hele bu aşamadan sonra kime oy verdiğiniz beni hiç bağlamaz.