YAZARLAR

Sözcü yazarları ne kokluyor?

Can Ataklı, ABD'li heyeti ayağına çağırıp ''Size beş gün müddet. İtlerinizi de alın gidin!'' diyen Erdoğan'a korkak demiş. Belki de son seksen yılımızın en cesur hareketine 'korkak' diyecek kıvama ne koklayıp geliyorlar bilmiyorum.

Muhammet Affan Polat
Muhammet Affan Polat[email protected]

Bizim memleketin öyle muhalifleri var ki onların yaşadıkları kafayı yaşamak için millet servet ödüyor.

Ciddiyim bak!

Hiçbir şey düşünmeyeyim, işi gücü unutayım, biraz deşarj olayım diyen milyonlarca insan bulurum.

Ha işte bizim muhalif yazarlarımızın ekseriyeti bu kafayı ilanihaye yaşıyorlar.

Köşelerinde yazdıkları yazılarının çok değil birkaçına göz atın ne dediğimi anlayacaksınız.

Ben okuyorum.

Yok yok!

Bir şey katacağından değil. Halime şükretmek için okuyorum.

Ciddiyim bir gün Erdoğan’ı eleştirirken yitip gidecekler ondan korkuyorum.

Ama Sözcü gazetesini tebrik etmemiz lazım. Nerede ne kadar böylesi varsa hepsini toplamış bünyesinde.

Adeta şampiyonlar ligi mübarek…

Geçen gün yine ne yazmışlar diye bakıyorum. Şu vakti zamanında 'Eşek gibi anıracam' diyen adamın yazısı çıktı karşıma.

Suriye’deki muhalif savaşçılara takmış kafayı.

Onlar için diyor ki ‘Ordu falan değil, asker masker değil, saçlı sakallı saçları enseden aşağıya sarkan bir başıbozuklar topluluğu.’

Bakın bu hastalıktır!

Bu artık yavaş yavaş düşünme yetisini kaybetmektir.

Yüz yıldır aynı girdabın içinde dolanıyorlar.

Hala kılığı kıyafeti kendi istedikleri gibi olmayanlara şak diye yapıştırıyorlar yaftayı.

Sakalı olana yobaz!

Cübbesi olana gerici!

Başörtü takana mürteci!

Enseden saç bırakana da başıbozuk diyorlarmış. Bunu da yeni öğrendik.

Adamlar Türkiye’ye geliyor ‘Gidin savaşın burada ne işiniz var!’ diyorlar.

Savaşıncada saçına sakalına laf ediyorlar.

Beyefendilere asker beğendiremiyoruz.

Başında söyledim ya!

Ne yiyip ne içip bu kafayı yaşıyorlar anlayamıyorum.

***

Bir diğeri de operasyon sonrasında oluşan tabloyu hazmedememiş vermiş veriştirmiş.

Diyor ki ‘Muhalefet kesimi de şaşkınlık içerisinde milli birlik ve beraberlik ruhu bahanesiyle Erdoğan’ın arkasına geçti.’ 

Bir insan milletinin birlik ve beraberlik içerisinde olmasından niçin rahatsız olur ki...

Esas dertleri ne biliyor musunuz?

Türkiye’nin ve Türk ordusunun başarısına sevinmek yerine tüm olanların Erdoğan’ın riyasetinde yaşanmasına sinir oluyorlar.

Bunun başka açıklaması olamaz!

Muhalefeti iktidarı bu dönemde birlik olmayacak da ne zaman olacak?

Milli birlik ruhu yalnızca sizin istediğiniz iktidarlar döneminde oluşunca mı ‘bahane’ olmuyor?

Bu kadarla da kalmamış…

Erdoğan’ın Amerikalıları ayağına çağırıp ‘Size beş gün müddet. Ya bu itlerinizi alır gidersiniz ya da biz başladığımız işi bitiririz!’ demesine de bozulmuş.

Halbuki eski başbakanlar gibi ABD’nin dıdısının dıdısına başını okşatsaydı hiç de bozulmaz ’Go home, yanki!’ sloganları atardınız…

Sıkılmadan Erdoğan, korktuğu için operasyonu durdurdu diyor.

Ya hu korkan adam bu kadar tehdide rağmen operasyonu başlatır mıydı diyorsun.

Cevap yok.

Harekat başlamadan önce de bir türlü giremedik minvalinden cümlelerle boşa artistlik yapıldığını ima ediyordu.

Unutmuş galiba!

Sayın Ataklı, nacizhane benden size bir tavsiye.

Bundan sonra yavaş yavaş sudoku artık be…

Ha!

Ne dersiniz?

Yorumlar