İYİ Parti, 'Demirtaş' sınavında sınıfta kaldı
Eğer söylediklerinizde ve ortaya attığınız bahanelerinizde samimi olsaydınız AİHM'in kararı açıklanır açıklanmaz, 'Derhal uygulansın!' diye diretmez tam aksine ülkenizin bağımsız mahkemelerine çağrıda bulunur, 'Bu terörist bozması hakkındaki karar derhal verilsin ve AİHM'e pabuç bırakılmasın!' derdiniz...
Yavuz Ağıralioğlu hakkında yazdığım bir yazıda ondan ''İYİ Parti'nin vatozu'' diye bahsetmiştim.
Evet, bu tabir tam olarak onu anlatıyor.
Vatozu bilirsiniz. Akvaryumda pisliği temizleyen bir balıktır.
Teşbihte hata olmaz. Sayın Ağıralioğlu'na biçilen görev de İYİ Parti'nin HDP ile aynı ittifakta bulunmaktan sebep bulaştığı pislikleri halkın gözünde perdelemek...
Peki bunda başarılı olabiliyor mu?
Bugüne kadar başarısız olduğunu söyleyemezdim.
Ta ki son 'Demirtaş' açıklamasına kadar...
AİHM'in 'Demirtaş' hakkında verdiği kararın uygulanması gerektiğini söyleyerek, kelimenin tam anlamıyla baltayı taşa vurdu Sayın Ağıralioğlu.
Açıklamasını dinledim...
Demirtaş'ın dışarı çıkartılması gerektiğini ifade eden konuşması esnasında tam sayamadım ama sanırım 5-6 kere 'Türk' kelimesini kullanmış.
Tam bir algı oyunu...
Bir yandan sürekli 'Türk' diyerek milliyetçilik elbisesi giyiniyor, öteki yandan Demirtaş denilen terörist bozmasının özgür bırakılması gerektiğini söylüyor.
Ama bunu yaparken ne şişi yakıyor ne de kebabı...
Kimse kusura bakmasın ama şişçilik kebapçılık oyunlarını gitsin siyaset meydanlarında oynasınlar.
Demirtaş, meselesi siyaset üstüdür...
Neymiş, Türkiye AİHM'e söz vermiş.
Eee?
Türk milletinin de en önemli özelliği yargıya olan güveniymiş.
Bak bak bak...
Sonra?
O yüzden AİHM'in Demirtaş kararına uymalıymışız. Yoksa Türkiye AİHM'e verdiği sözde durmamış kabul edilirmiş.
Yok artık ya!
Hakikatten yok artık!
Yani demeyelim diyoruz ama bir yere kadar...
HDP ile ittifak yapmanızı anladık ama Demirtaş'ı savunacak raddeye ne zaman geldiniz pes doğrusu!
Buradan Yavuz Ağıralioğlu'na soruyoruz...
Biz zaten yargıya güvenen bir milletiz. AİHM'in bu kararına itiraz ederek yargıyı hiçe saymıyor aksine ortadaki adaletsizliğe baş kaldırıyoruz.
Peki siz neden, ülkenizi suçlamadan önce AİHM'e ''Batasuna'ya başka Türkiye'ye başka karar veriyorsunuz. Neden ikili oynuyorsunuz?'' diyemediniz?
Neden aklınıza ilk gelen, AİHM'i yargılamak yerine ülkenizin karar mercilerini suçlamak oldu?
Ben vereyim cevabını...
Böylesi işinize daha çok geldi de ondan...
HDP ile ittifak kurmanın bedelini ödüyorsunuz da ondan...
Sonrasında bir açıklama daha yapmış.
Demiş ki, madem öyle yıllardır neden yargılıyorsunuz da ceza vermiyorsunuz...
Şu konuda haklı, Demirtaş'ın yargılama süreci oldukça uzun sürdü ve hala yargılandığı davalardan hüküm giymediği dosyalar var.
Evet ama bunun AİHM'in aldığı kararla ne ilgisi var?
Böyle bir eleştiri yapacaksanız, AİHM karar vermeden önce de yapsaydınız. Deseydiniz ki, ''Demirtaş'ın yargılamasını bitirin! Cezasını çeksin!''...
Bunlar iki ayrı konudur.
Biri yargılamanın uzun sürmesi meselesi, öteki ise AİHM'in Türkiye karşıtlığı ile aldığı operasyonel karar...
Hem zaten Demirtaş'a hüküm giydirilse dahi AİHM, aynı çağrıyı yine de yapacaktı. O zaman ne diyecektiniz?
Bir de şu sorunun cevabını asla veremiyorlar:
Demirtaş sizin gözünüzde terörist midir yoksa Sayın Akşener'in söylediği gibi yalnızca 'Kürt siyasi hareketi' olan HDP'nin eski genel başkanı mıdır?
Siz önce bu sorunun cevabını tam anlamıyla verin yargılama hakkında ki fikirlerinizi sonra açıklayın.
Eğer söylediklerinizde ve ortaya attığınız bahanelerinizde samimi olsaydınız AİHM'in kararı açıklanır açıklanmaz, 'Derhal uygulansın!' diye diretmez tam aksine ülkenizin bağımsız mahkemelerine çağrıda bulunur, 'Bu terörist bozması hakkındaki karar derhal verilsin ve AİHM'e pabuç bırakılmasın!' derdiniz...
Fakat siz sapla samanı birbirine karıştırarak buradan HDP ile olan ittifakınızın diyetini ödeme peşindesiniz.
Ama şunu unutmayın...
Bu son hadise ile siyaset bitmiş, maskeler düşmüştür.
Herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli.
Biz nasıl bir bataklığıa saplandık diye...