Uğur Dündar‘dan aklınızda kalan sadece küfür mü?
Kavgayla ile şiddet maalesef birbirine çok karıştırılır. Şiddetin her zaman karşısında oldum ama kavga konusunda farklı düşünüyorum. Söz konusu vatan, namus, şeref, maddi ve manevi hak gasbıysa ve tehlikede olanlarda sevdiklerinse o zaman bodoslamasına kavgaya dalmazsanız yanlış edersiniz.
Sanırım Zeki Müren söylemişti, reklamın iyisi kötüsü olmaz.
Belki kısmen de haklı ama eğer söz konusu Uğur Dündar’ın mesleki geçmişiyse, reklamın iyisi kötüsü olur.
Birkaç gün önce Twitter’da bir video dolaşmaya başladı.
Herkes şimdi bu da nereden çıktı, çünkü yaklaşık 25 yıl öncesinin videosuydu, derken olay anlaşıldı.
Ney miymiş? Söyleyeyim.
Kavgayla, bu konuya tekrar döneceğim, küfürlerin önde gidenleriyle dolu video, Gökmen Ulu'nun Uğur Dündar’ı anlatan, " Olağanüstü Bir Hayat " belgeselinin PR'ı , hadi Türkçesini söyleyelim, halkla ilişkiler- tanıtım çalışmasıymış.
İzlemeyenler için ki, çocuklarınıza kesinlikle izletmeyin, özetle aktarmaya çalışayım.
Uğur Dündar Türkiye‘de yolsuzluklara karışmış bir işadamını Amerika’ya kadar takip ediyor. Soru sormak için çalındığında kapıya evin çalışanı çıkıyor.
Karşılıklı kısa bir konuşmanın ardından, vurma...
Vururum...
Seni parçalarım...
Hadi parçala da görelim...
Bakalım kim kimi parçalayacak, tartışması.
Sonra, yumruklu mikrofonlu kavga ve en nihayetinde, Uğur Dündar‘dan, ağıza alınmayacak, yakası açılmadık küfürler silsilesi.
Peki, sekiz yaşında televizyonda gece yarılarına kadar açık oturumları, haber programlarını izlediği için psikoloğa götürülen bir çocuk olan, bana göre Uğur Dündar kimdir?
1980 öncesindeki gazeteciler, televizyoncular beni affetsin çünkü o yılları hatırlayamıyorum.
Ama eğer 1980 sonrası için gazeteci, televizyoncu, haber programı denilecekse benim aklıma iki isim gelir.
Birincisi 32. Gün & Mehmet Ali Birand, ikincisi Arena ve Uğur Dündar.
Uğur Dündar’ı, akrepleri gömleğinin içerisine attığı yıllardan beri takip ederim. Evet özellikle Tansu Çiller'le ilgili kişisel fotoğraflar ve 28 Şubat sürecinde gazetecilik adına ayıplara da imza attı.
Ali Kalkan, Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz haberlerinin savunulacak yanı yok. Zaten Balçiçek İlter‘in programında da kendileri bile savunamıyor.
Öyle ya, adamı ta ABD’ye kadar takip edip buluyorsun ama bu haberlerin aslını öğrenemiyorsun.
Dediğim gibi, haberlerin ayıplığı tartışılmaz fakat araştırmacı gazetecilik ve televizyonculuk dendiğinde tekrarlıyorum bana göre gelmiş geçmiş en iyi iki isimden birisidir.
Halen de aşırı siyasileşmesine ve sen kralsın denilmesinin kaçınılmaz sonu, evet ben kralım, şeklinde davranmasına rağmen söz konusu gazetecilik olunca, çoğu kıdemli gazeteciden daha ilkelidir.
Fazla değil, sadece aylar önce buna, Rahmi Turan, Sözcü ve Muharrem İnce üçgeninde şahit olmuştuk.
Kavgayla ile şiddet maalesef birbirine çok karıştırılır.
Şiddetin her zaman karşısında oldum ama kavga konusunda farklı düşünüyorum. Söz konusu vatan, namus, şeref, maddi ve manevi hak gasbıysa ve tehlikede olanlarda sevdiklerinse o zaman bodoslamasına kavgaya dalmazsanız yanlış edersiniz.
Gökmen Ulu'nun Uğur Dündar’ın hayatını anlattığı, "Olağanüstü Bir Hayat" belgeselinin PR çalışmasına dönersek, bana göre Uğur Dündar’ın 50 yıllık gazetecilik geçmişine kıyım kıyım kıyılmış.
Yani benim söylemem şudur, yılların Uğur Dündar’ı hayatını anlattığınız belgeselin tanıtımı için o kocaman hayattan başka bir olay bulamadınız mı?
Sözüm belgeselin yapımcılarına, Uğur Dündar’ın sıraladığı, tekrarlamayı bile ayıp kabul ettiğim, her biri diğerinden berbat küfürler sizin evlatlarınızın ağzından çıksa ne düşünürsünüz?
Elbette ki evladınıza kızarsınız. Yani yanlış.
Öyleyse bu yanlışı geçmişte bırakmak varken, hem de Uğur Dündar’ı parlatma adına neden yeniden gündeme getirirsiniz?
Başka sorular, bu sefer Uğur Dündar’a, Sayın Dündar, yazımı kaleme aldığım ana kadar rastlayamadım, küfürleriniz hakkında bir açıklamanız olacak mı?
İkinci sorum, yapımcıların kendi belgesellerinin reklamı için, bana göre hayatınızın en kötü olaylarından birisinin tanıtım objesi olarak kullanılması sizi rahatsız etmedi mi?
Uğur Bey, sizi bilenler bilir ama ya bilmeyenler, özellikle 20 yaş ve altı gençler. Onların en azından bir kısmı, Uğur Dündar sinirlendiğinde, yakın çevresine, iş arkadaşlarına hatta ailesine şiddet uygulama, küfür etme potansiyeline sahiptir şeklinde düşünse, hayır gençler yanlışsınız demek için eliniz epeyce zayıflamadı mı?
Ya da sizin böylesine bir reklama ihtiyacınız var mı ki?
Zeki Müren'in sözüne istinaden, yapımcılar kendileri için iyi ya da kötü, bir reklam yapmış. Ama bana göre aynı yapımcılar Uğur Dündar’a da ayıp etmiş.