Terbiyesizler
Aslında aklımdan kullanabileceğim bir çok başlık geçti. Başlık bu yaratıkları tanımlama adına içime sindi mi? Hayır sinmedi. Hem de hiç sinmedi. Ama, okuruma olan saygımdan dolayı en ılımlısını seçtim.
Aslında aklımdan kullanabileceğim bir çok başlık geçti.
Başlık bu yaratıkları tanımlama adına içime sindi mi?
Hayır sinmedi.
Hem de hiç sinmedi. Ama, okuruma olan saygımdan dolayı en ılımlısını seçtim.
Rezalete bakın.
Olayın geçtiği yer bir eğitim yuvası olan ilkokul.
Konu engelli ve engelsiz çocuklar. Yaşananların failiyse, faili diyorum çünkü yapılanlar kelimenin tam anlamıyla insanlık suçudur, anneler babalar ve ( İddia olduğunu belirteyim) söz konusu okulun müdürü.
Yani bir eğitimci.
Aksaray’da bir ilkokul.
İsmini vermiyorum çünkü, orada eğitim hayatını sürdüren evlatlarımız var.
Ne mi olmuş orada?
Söyleyeyim.
İnanın yazarken utanıyorum, okulun engelli olmayan öğrencilerinin velileri, aynı okulun otistik öğrencilerini ve onların velilerini yuhaladılar.
Yuh size, hem de katmerlisinden.
Hiç mi yüzünüz kızarmadı?
O masum yavruları ve onların fedakar annelerini yuhalarken, insanlık vasfınızdan vazgeçtim, annelik vasfınızdan da mı utanmadınız?
Bir ordinaryüs pedagog ve aynı zamanda psikolog sözde anne şu dahiyane tespitte bulunuyor.
Normal öğrencilerle, otistik çocuklar aynı ortamda eğitim alamazlarmış. Hanımefendi bakın, o yavrular otistik ama normal.
Fakat ortada normal olmayan şeyler var.
Neler mi anormal şeyler?
Sizin bile anlayacağınız şekilde tane tane anlatayım.
Birinci anormal olan şey sizin davranışınız.
İkinci anormal şey ise, şahsınızdır.
İnsanlık suçunun failleri anneler, sözüm sizlere.
Hiç, bir engelli evlat annesiyle oturup konuştunuz mu?
Hiç, 7/24 üstün gayretle ilgilenilmesi gerekilen bir otizimli çocuğun annesiyle konuştunuz mu?
Eminim konuşmamışsınızdır.
Eğer konuşsaydınız bir annenin evladı için harcadığı insan üstü çabaya şahit olurdunuz.
Eğer konuşsaydınız, bir annenin çocuğu için verebileceği mücadelenin limitlerinin, sizin hayal bile edemeyeceğiniz boyutlarda olduğunu görürdünüz.
Eğer konuşsaydınız, bir anneden annelik öğrenirdiniz.
Eğer konuşsaydınız, bencilliğinize hitap edeyim, ki bencilsiniz, böyle utanç verici, böyle zavallı duruma düşmezdiniz.
Zavallı sözde anneler.
Sizin düşünceniz ne biliyor musunuz? Aynı mekanda eğitim ya da kaynaştırma eğitim çocuklarınızı olumsuz yönde etkileyecek.
Dolayısıylada başarısız olacaklar.
İşte cehaletiniz tam da burada başlıyor. İster planlı olsun, ister tesadüfen, kaynaştırma eğitimin verildiği bir ortamda çocuklar çok daha başarılı oluyorlar.
Eminim şaşıracaksınız, başarılı olanlar evet engelli öğrenciler de fakat, daha başarılı olan öğrenciler engelli olmayan çocuklar.
Üstelik hem akademik anlamda, hem de sosyolojik olarak.
Nedenini beyinlerinizin anlamaya yeterli olmayacağını bile bile, anlatayım.
Çünkü, azimli ve başarılı engelli öğrencilerle aynı ortamda olan çocuklar, kendileri başarısızsa dahi, zamanla zorluklar içerisinde eğitimini sürdüren engelli arkadaşlarının akademik başarılarına şahit oluyorlar.
Böylece engelli arkadaşlarının başarısından etkilenen öğrenciler de çalışıyorlar ve başarıya ulaşıyorlar.
Sosyal hayatta da durum farklı değil.
Siz de numunelik bulunmayan, ben değil biz kavramını öğreniyorlar.
Yine sizde gram bulunmayan empati yapabilme özelliklerini geliştiriyorlar.
Bir lafımda annelere destek verdiği iddia edilen okul müdürüne.
Sayın hocam, sayın nitelemesi elbetteki mesleğiniz için, eğer iddialar doğruysa ki, okulumuzun iki telefonundan da defalarca aradım ama, kapı duvar misali telefonlar duvar, hemen mesleğinizi bırakın.
Aksi halde, oradan kazanacağınız para size haram olabileceği gibi, onurlu mesleğinize ve fedakar meslektaşlarınıza da İhanet etmiş olursunuz.
Bana inanın bu ülke çok şey gördü fakat, böylesini hiç görmedi.
Elbetteki mevcut hukuk bilgimle yeterli hukuki tespit yapamam ama, eğer futbol sahasında siyahi bir futbolcuya muz göstermek ırkçılık ve suçsa, o masum yavruları ve değerli annelerini yuhalamak suçun daniskasıdır.
Bu nedenle, söz konusu sözde anneler için hukuki anlamda ne yapılabilecekse ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Böylelikle toplumun vicdanı bir nebze de olsa rahatlamış olur.
Ben buradan insanlık dışı davranışa maruz kalan kardeşlerimin gözlerinden öpüyorum.
Gecesini gündüzüne katan, her saniye diken üstüne oturan, evladıma daha fazla nasıl faydam dokunur diye araştırma yaparak çare arayan maalesef ki yuhalanan o güzel yürekli annelerin ellerinden öpüyorum.
Bu vesileyle dünyayı sevgiyle kucaklayan, kendi evlatları gibi diğer annelerin evlatlarının da değerli olduğunu bilen, bütün annelerimizin ellerinden öpüyorum, ama o zavallılar hariç.