Fatih, Çayeli'nde petrolü fethedecek
Uçak fabrikalarını kapatırsanız, yüze yüze evinizin önüne kadar gelen petrolü çıkartmazsanız, başka bir çok alanda daha kılınızı dahi kıpırdatmazsanız ya elinizi kolunuzu bağlayan, iddia edildiği gibi bir Lozan’ın gizli protokolü olmalı ya da vatan hainliği söz konusu.
Fatih Sondaj Gemisi Çayelililer'in 90 yıl önce kullandıkları petrolü çıkartmak için sondaja başlayacak. Kesin konuştum değil mi? Evet kesinlikle kesin konuştum ama bunun için gerekçelerim var.
Şu an, doğduğum ve 25 yaşıma kadar yaşadığım, 25 yaşından sonra da her yıl mutlaka gelip bir ay kadar kaldığım memleketim Çayeli'ndeyim. Madem Çayeli'ndeyim o zaman bugün Fatih Sondaj Gemisi'nin yakında başlayacağı sondajını da merkeze alarak Çayeli'nden yazayım dedim. Öncelikle görsel anlamda çok kısa olarak Çayeli'ni anlatayım. Çayeli'nde bolca bulabileceğiniz yüksekçe bir tepede olduğunuzu düşünün. Şöyle 365° çevrenizde dönün, %99 oranında yeşil ve mavi renkleri görürsünüz. Mavi deniz, mavi gök ve yeşil doğa. "365 derecelik turda görünen %1 ne?" sorusunu yönelten okurlarım olabilir. Hemen cevaplayayım. %99 mavi ve yeşilden geri kalan güleç, beyazdan öfkeli griye kadar değişen bulutlar. Devasa bir el tarafından serpiştirilmiş gibi duran renk renk evler ve o evler arasında ulaşımı sağlayan toprak yollar. Hemen not düşeyim, genelde yolların tekerlek izleri arasında kalan şeritte yeşildir.
Bayağı bir eskiyi hatırlarım. Az buz değil üçlü, dörtlü yaşlarıma kadar. Fatih gemisinin sondajı da üçlü, dörtlü yaşlarımdan bugüne duyduklarımın bir sonucudur. "Fatih sondaj gemisinin 45 yıl öncesiyle ne alakası var?" Diyen okurlarım olabilir ama demesinler. En azından önce okuyup sonra karar versinler.
Dört yaşından daha büyük olmamalıyım. Çünkü henüz eski evimizde oturuyoruz. Babaannemle dedem arasında geçen bir diyalog. "Eskiden Büyükdere açıklarından neft yağı alıp kandillerde yakardık" büyük dere açıklarından kasıt, Çayeli'nin Rize yönünden girişindeki Büyükdere Çayı'nın denize döküldüğü yerden birkaç kilometre denize doğru olan bölge. Doğal olarak neft ne bilmiyorum fakat yanmak ve yağdan haberdarım. Eski evimizde ateşliğin rafında bizden ve ateşten uzak tutulan gazyağı şişesinden dolayı olayı biraz kavradım. Neft yağı yanıcı bir maddedir... Aradan 3-5 yıl geçmiş. Sanırım 8-9 yaşlarındayım. Belediye otobüsüyle Çayeli’ne gidiyoruz tam dedemle babaannemin Büyükdere Ağzı dedikleri yerden geçerken ön koltukta oturan yaklaşık dedemle yaşıt bir amca elini denize doğru uzatarak yanındaki gence "çocukluğumuzda buradan neft yağı alıp kandillerde yakardık" dedi. Evet yaşlı amcanın eliyle işaret ettiği yerde deniz vardı ama denizle karayolu arasında da bir benzin istasyonu bulunuyordu. Her şeye mantık uyduracağız ya, Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın Petrol Kralları filmini de izlemişiz, aklımdan geçen şu oldu, demek ki bu benzin istasyonundan denize sızan akaryakıtı dedemler ve amcalar alıp kullanıyorlarmış. Ee o yaşta ancak o zeka. Hemen hemen aradan on yıl daha geçti. Yaklaşık ortaokul yılları artık petrolü, petrol kuyusunu, denizlerden petrol çıkabildiğini biliyoruz. Hürriyet Gazetesi'nde bir manşet. "Amerikalı meşhur milyarder Adnan Kaşıkçı, Doğu Karadeniz'den, Irak’tan daha fazla petrol çıkartabilirim" demiş. Kafamda birbirlerine çarpan soru işaretleri. Dedemin yaşıtları 1925-30 lu yıllarda Büyükdere açıklarında petrol olduğunu biliyorlar, neden o yıllar birazdan açıklayacağım, Adnan Kaşıkçı Doğu Karadeniz’de petrol olduğunun farkında ama bizimkiler, bizim devlet yetkilileri, ben buradayım diyen petrolü çıkartmıyorlar? Üniversite yıllarına geldiğimde kafamda dönüp duran soru işaretlerini kendimce yerli yerine oturtmaya başladım.
Benim cevabımı da vereceğim fakat öncelikle soruyu somutlaştırarak size sorayım. 1923 yılında Büyük Çayeli Depremi olmuş. O kadar ki 80 kişi hayatını kaybetmiş. O depremin ardından açığa çıkan petrol -muhtemelen depremin ardından açığa çıkmış olmalı çünkü büyüklerimin çocukluğumuz dediği yıllar 1923 yılının hemen sonrasına denk geliyor- neden Türk ekonomisine kazandırılmaz? Maliyet mi? Teknolojik yetersizlik mi? Ucuz mal sarhoşluğu mu? Vatan hainliği mi? Belki bir çok farklı cevabınız daha olabilir. Benim cevabımsa varlığına inandığım Lozan’ın gizli protokolü. Öyle ya, uçak fabrikalarını kapatırsanız, ben uçak üreteceğim diyenleri engellerseniz, yüze yüze neredeyse evinizin önüne kadar gelen petrolü çıkartmazsanız, başka bir çok alanda daha kılınızı dahi kıpırdatmazsanız ya elinizi kolunuzu bağlayan, iddia edildiği gibi bir Lozan’ın gizli protokolü olmalı yada vatan hainliği söz konusu.
İşte Halen az da olsa petrol sızıntısı görünen o noktada, işte dedemler ve yaşıtlarının Büyükdere ağzı dedikleri bölgede, Çayeli’nin yaklaşık 10 km açıklarında Fatih Sondaj Gemisi sondaja başlayacak. Hani derler ya, pu... Bak buraya yazıyorum, Ben de puu... Demeden buraya yazıyorum, Fatih Çayeli'nde petrolü fethedecek.