YAZARLAR

Demokratikleştirilme sırası İran’da.

Kim bu başka ülkeleri demokratikleştirme adına parasını pulunu, topunu tüfeğini feda etmekten çekinmeyen cefakâr demokrasi sevdalıları? Dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip ülkelerinden birisi olan İran nasıl olurda ekonomik sıkıntı çeker.

Kazım Köse
Kazım Köse[email protected]

Ne güzel iş değil mi?

Ülkeleri içten dıştan, parayla bombayla kır geçir, adına da demokratikleştirme de.

 Peki, kim bu başka ülkeleri demokratikleştirme adına parasını pulunu, topunu tüfeğini feda etmekten çekinmeyen cefakâr demokrasi sevdalıları?

Sıkı durun, ABD, İsrail ve Suudi Arabistan üçlüsü. 

 Evet, Irak’ın, Suriye’nin ardından demokratikleştirilme sırası şimdi de İran’da.

 İran halkı günlerdir sokakta.

Tetikleyen gerekçe benzine yapılan uçuk zam. 

Ama, sokak hareketlerinin altında yatan sebep  bu kadar basit değil.

Esas nedenler, 1980 de başlayıp artarak halen devam eden ekonomik sorunlar ve İran’dan pek eksik olmayan siyasi hareketlenmeler.

Şöyle düşünmek aslında çok mantıklı.

Dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip ülkelerinden birisi olan İran nasıl olurda ekonomik sıkıntı çeker.

 Eğer birileri petrolünüzden dolayı, başkaları da dininiz bahanesiyle  yakanıza yapışırsa, bir de bunun üzerine sizin akılsızlığınız eklenirse, alın size nur topu gibi bir ekonomik sıkıntı.

Elbette ki iç siyasi çekişmeler söz konusu.

Ağırlıklı olarak modernlik muhafazakârlık üzerinden fakat, İran solu ve İran sağıda oldukça aktifler.

1980 yılında başlayan ve on yıl süren İran - Irak savaşını, Humeyni döneminin ekonomik sıkıntılarının başlangıcı olarak kabul edebiliriz.

Şeyh İsmail’in Şah İsmail olduğu dönemin bugünkü görüntüsü diyebileceğimiz Şii Hilali hayali, İran halkının cebinde kalması gereken milyar dolarların  büyük bir kısmının barut ve  bomba olarak havaya karıştığınısöylemek yanlış olmaz.   

Tabii ki son darbe Yahudi idealine destek ABD yaptırımları.

Özetlersek, biraz coğrafyanın çizdiği kader, biraz basiretsizlik, birazda siyasetçilerin evdeki hesaplarının çarşıda tutmaması, Iranla İran halkının bir kısmını, ABD’nin demokrasi hareketi, İran’ın ise, başkaldırı dediği, sokak olaylarıyla  karşı karşıya bıraktı.

Eğer vücudunuzun herhangi bir yerine yara açılmasına sebebiyet verirseniz 

Birisi de fırsat bulduğunda  yaranızı kaşımaya çalışır.

Şu an İran da yaşananlar  tam da öyle.

İçte  ekonomik ve siyasi sorunlar.

Dışta ise, bu durumdan faydalanmaya çalışan tarihi düşmanlar.

Aslında İran böylesi durumlara alışık. daha önce defalarca üstesinden gelmeyi de başarmıştı.

Fakat bu sefer işler biraz daha karışık.

İran gerçekten ciddi anlamda sıkıntılı. 

Buna bir de, Yahudilerin tarihi fırsat olarak gördüğü günümüz koşullarını ekleyin.

Sonuçta İran’ın başının her zamankinden daha çok ağrıyacağı gözüküyor.     

Ozanımız Köroğlu’nun güzel, güzel olduğu kadar da anlamlı bir değişi vardır:

“Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.”

Günümüzün, terör icat oldu mertlik bozuldu, versiyonu.

Dağıt parayı, pulu, silahı, üzerine birazda, hukuk, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel kavramlarla demagojik yaklaşım ekle, bir iki palavrada uydurdun mu al sana bir devleti parçalamak için meşru ortam.

Tamam sistem böyle işliyor. 

Tamam, üçü bir arada, devletlerinin böyle bir arzusu var.

Tamam İran daha da karışabilir.

Fakat, İran’ın Irak ya da  Suriye olmasının hayalini kuranlar, hayatlarının en büyük sükût’u  hayaline  uğrarlar.

Çünkü İran’ın 2500 yıllık bir devlet tecrübesi var.

Savaş ve sanatla birleştirilen bu tecrübe Fars kültürünü oluşturmuştur.

Fars kültürünün boyutlarını doğru tespit edebilmek için sanırım sadece Roma, Selçuklu ve Osmanlı üzerindeki etkisine bakmak yeterli olur.

Siz hiç Irak veya Suriye edebiyatı diye bir şey duydunuz mu?

Duymadınız değil mi?

Ya Şehname Destanı nı?

 Herkes öyle ya da böyle duymuştur. 

Sözün kısası benim demem şudur.

Evet yaşadıkları İran’ın başına epeyce iş açacak. 

Evet sınırlı da olsa İran da bir iç çatışma dahi görülebilir.

Ama, İran’ın Irak ya da Suriye olacağına inananlar  için söylüyorum. 

İran’ı sarık sakal arasına sıkıştırıp küçümsemek hata olur.

Tamam sarık sakal var.

Ama, başka bir şey daha var.

Ne mi?

O sarıklarının altlarında, sakallarının üstlerinde taşıdıkları, 2500 yıllık devlet tecrübesi depolanmış beyinler.

Yorumlar