YAZARLAR

Barolar kutsal değildir

Allah aşkına, bugüne kadar Türkiye'nin birliğini, dirliğini ve bütünlüğünü barolar sağlıyor muş da veya barolar siyasete fizan kadar uzakmış ta benim mi haberim yok.

Kazım Köse
Kazım Köse[email protected]

Barolar yasası TBMM'de. Öznesinde çoklu baro sisteminin bulunduğu düzenleme sanırım birkaç gün içerisinde yasalaşıp yürürlüğe girecek.

Açıkçası tekli ya da çoklu baroyla okadar İlgilenmiyorum.

Daha çok ilgilendiğim barolar hakkında söylenenler. Öyle şeyler dile getiriliyorki hukuk, avukat ve baro ne demek bilmesem; bu ülkede yaşamasam baroları Anayasa Mahkemesinin bile üzerinde bir kurum olarak zannedeceğim.

Efendim neymiş... Çoklu baro sistemine geçilirse Türkiye bölünürmüş.

Başka... Yasa barolara karşı siyasi tavırmış.

Ekliyorlar... Barolar siyasileşirmiş.

Allah aşkına, bugüne kadar Türkiye’nin birliğini, dirliğini ve bütünlüğünü barolar sağlıyor muş da veya barolar siyasete fizan kadar uzakmış ta benim mi haberim yok.

Kaldıki bir çok meslek örgütü ile birlikte sendikalar da kuruldu kurulalı birden fazla çatı altında görevlerini yerine getiriyorlar.

Ne oldu, çoklu sendika sistemi bu ülkeyi böldü mü?

Çaktırmasalar da tamamı bir şekilde siyasetle ilgililer, sendikalar siyasetle ilgililer diye memleket battı mı?

Sendikaların çalışma şekillerini beğenmediğimi not düşerek cevap vereyim, hayır bu ülke ne bölündü ne de battı.

Tıpkı çoklu baro sistemine geçildiğinde Türkiye’nin bölünmeyeceği, batmayacağı gibi.

Sırası gelmişken, baro nedir, Ne iş yaparlar, kendi ekranlarına bir göz atalım.   “ ¨ Baroların çalışmalarını ortak amaca ulaşacak şekilde tasarlayıp mesleğin gelişmesini sağlamak,
¨ Baro mensuplarının genel menfaatlerini ve mesleğin ahlak, düzen ve geleneklerini korumak,
¨ Türkiye barolarını ve mensuplarını birbirine tanıtarak aralarındaki meslek bağını kuvvetlendirmek,
¨ Her il merkezinde baro kurulmasına ve vatandaşlarda, kendilerine ait davaları avukatlar eliyle açmanın ve savunmanın lüzum ve faydaları hakkındaki inancı yerleştirmeye çalışmak,
¨ Kanunların memleket ihtiyaçlarına uygun olarak gelişmesi ve yürütülmesi yolunda dileklerde, yayınlarda bulunmak, gerekirse ön tasarılar hazırlamak,
¨ Baroları ilgilendiren konularda görüşünü yetkili mercilere duyurmak,
¨ Adalet Bakanlığının, yargı ve yasama yetkisini taşıyan mercilerin ve baroların soracakları adli ve mesleki konular hakkında görüş ve düşüncelerini rapor halinde bildirmek,
¨ Avukatların meslekte gelişmelerini teşvik edecek ve sağlayacak her türlü tedbirleri almak,
¨ Mahkeme içtihatlarının sistemli bir şekilde toplanması ve yayınlanması için Adalet Bakanlığı ve yargı mercileri ile işbirliği yapmak,
¨ Kanunların avukatlara tanıdığı hakların gerçekleşmesine ve yüklediği görevlerin tam ve şerefli bir şekilde yerine getirilmesine çalışmak,
¨ Baro mensuplarının ilmi ve mesleki seviyelerini yükseltmek için kitaplık açmak, dergi çıkarmak, konferanslar düzenlemek, telif ve tercüme eserlerin meydana getirilmesini teşvik etmek,
¨ Mesleğin daha cazip bir hale getirilmesi ve bu konuda yazılı amaçlara erişilebilmesi için düşünülecek çare ve tedbirleri görüşmek üzere zaman zaman toplantılar düzenlemek,
¨ Memleket içinde kurulmuş hukukla ilgili kurul ve kurumlarla ilgilenmek ve temaslarda bulunmak,
¨ Yabancı memleket baroları, avukatlar birlikleri ve hukuk kurumları ile temaslarda bulunmak ve uluslararası kongrelere katılmak,
¨ Uyulması zorunlu meslek kurallarını tespit ve tavsiye etmek,
¨ Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak. bu kavramlara işlerlik kazandırmak,”

Bakın yorum yapmadım, barolar birliği’nin sayfasından, Türkiye Barolar Birliği’nin görevleri, başlığı altındaki bölümü aynen alıntıladım.

Yani, kendi görev tanımları kendi ağızlarından böyle.

Yukarıdaki alıntıya baro ve avukat kelimelerini çıkartıp bakıldığında herhangi bir meslek odasından farklı bir şeyler görüldüğü iddia edilebilir mi?

Bana göre hayır.

Yıllardır şahit olduklarımızı hatırladığımızda barolar için, zinhar siyasetten çok uzaklar, diyebilirmiyiz?

İkinci bir hayırda bu soruya. Kaldı ki barolar rutin olanları harç, aidat gibi görevlerini layıkıyla yerine getirdiği de söylenemez.

Toparlayalım, bana göre baroların bu memleketteki diğer meslek örgütlerinden bir farkı olmadığı gibi uluortada siyasetin içindeler.

Eee o zaman bu feverana ne gerek var?

Tamam, sistemin bahşettiği gücünüzü kaybetmek istemiyorsunuz, bunu anlayabilirim fakat barolara kutsallık atfetmenin de anlamı var mı?

Kendi sorularımı kendim cevaplayayım...

Türkiye’deki bütün kesimler, bütün kurumlar, bütün kuruluşlar gibi, işin ucu size dokunduğunda feryad figan ediyorsunuz.

Bunun türkçesi bu.

Haaa çoklu baro sistemi geldiğinde her şey düzelecek mi?

Hayır büyük çözüm olmayacak.

Büyük çözüm ne zaman gelir derseniz, benim cevabım şu olur.

Barolar baron gibi davranmayı bıraktığı zaman.

Yorumlar