ABD’nin bembeyazlarının kapkara günleri
İyi de bu iş nereye kadar gider? ABD’nin dağılabileceğine inanmayanlar için iki şeyi hatırlatayım, şu an ABD'deki büyük bir kesim, 300 yıllık sıkıştırılmışlığın üzerine 40 milyonluk işsizlik oranını kemiklerine kadar hissediyor ve seksenli yılların başlarında da hiç kimse Sovyetler Birliği’nin dağılabileceğine inanmıyordu.
ABD'yi nasıl bilirsiniz? Sorusunu yöneltsem oraya gidip kızıl derilisiyle, siyahıyla, beyazıyla, Asyalısıyla, İspanyoluyla ortalama Amerikan halkının arasında en az 15 gün yaşamayanların cevapları büyük ihtimalle yanlış olacaktır.
Çünkü iki tane Amerika Birleşik Devletleri var.
Birincisi, Hollywood’un allayarak pullayarak aktardığı derd üstü murad üstü bir Amerika...
İkincisi Hollywood’un asla aktarmadığı, yalnızca oraya gittiğinizde görüp anlayabileceğiniz, haksızlıkların adaletsizliklerin sömürünün elbette ki tuhaflıkların yaşandığı bir Amerika.
Amerika’ya ilk kez gittiğimde başka bir çok şeyin de yanı sıra, dikkatimi Türkler'in Avrupa'ya göre daha fazla sevildikleri çekmişti.
Bunun nedenini New York Üniversitesi’nde çalışan Ermeni kökenli olduğu halde orada Türk doktor olarak bilinen bir doktora sormuştum.
Verdiği yanıt aslında Amerika’nın fotoğrafıydı.
Ben de kendisinden sıkça söz edildiği şekilde hitap edeyim, Türk doktorun cevabı şuydu, burada kendisini Amerika’nın yerlisi kabul eden Amerikalıların sevmedigi çok kesim var.
Kızılderililerden, Afro Amerikalılar'dan başlayıp, bir çok milleti sayan Türk doktor cevabını şu cümleyle tamamlamıştı.
Türkler bunlara onlardan biraz daha iyi geliyor.
Evet Amerikan halkını kabaca ikiye bölmek gerekirse, kendilerini yerleşik olarak kabul eden Amerikalılar ve Kızılderililer, Afro Amerikalılar, diğerleri şeklinde ayırmak yanlış olmaz.
İşte bugün dokuzuncu gününü dolduran, ilk bakışta Siyah-Beyaz çatışması olarak görünen olayların temelinde bu iki kesim Amerikalılar'ın çatışması yatıyor.
Siz severmisiniz bilmiyorum. Ben, çocukluğumdan bu yana kovboy filmlerini severim.
Eğer kovboy filmleri çekilmeseydi Amerika’nın esas sahiplerinin Kızılderililer olduğunu kaç kişi bilecekti?
Herhangi bir kovboy filminde iyi Kızılderili gördünüz mü?
14-15 yaşında evlenmeye başlayan, üç-dört eşi, 20-30 çocuğu olan kızılderililerin şu anki sayıları ne kadar biliyor musunuz?
Kızılderililer’le günümüzde yaşananların ne ilgisi var diye sorabilirsiniz. İnanın bana çok ilgisi var.
Şahit olduklarımız mevcut mağdurların, kıtaya ayak bastıklarında Kızılderililer'i yok etmek, topraklarını, haklarını elinden almak, sömürmek, ve her türlü insanlık dışı yaklaşımla başlayıp günümüze kadar devam eden beyaz efendilerin zulmüne başkaldırılarının tam saha yansımasıdır.
Kendi sorularımı yine kendim yanıtlayayım.
Hayır, kovboy filmleri olmasaydı Kızılderiler'den falan haberimiz olmazdı. Hayır, hiçbir film de iyi Kızılderili'ye rastlamazsınız. Eskaza denk gelseniz dahi o Kızılderili mutlaka beyazlarla işbirliği yapıyordur.
En etkileyici cevap, şu an ABD’de bizim Eskimo dediğimiz Alaska yerlileri dahil toplam Kızılderili nüfusu yalnızca 4.5 milyon kadar.
Peki, bir zamanlar kıtanın tamamını kaplayan, tekrarlıyorum oldukça yüksek nüfus artış hızına sahip Kızılderililer şimdi nerede?
Cevaplıyayım, neredeyse tamamı bugün yerli biziz diyen Amerikalılar'ın dedeleri tarafından, topraklarına el koymak için bilinçli hastalık bulaştırılarak, sürgün edilerek, ya da silahlarla vurularak yok edildiler.
Ardından Afro Amerikalılar. Yok onlar öldürülmemeliydiler. Çünkü siyahlar toprakların gerçek sahipleri olmadıklarından çok sorun değillerdi.
Çünkü, karınlarının ne kadar tok olduğu tartışılmakla birlikte, onları karın tokluğuna çalıştırıyorlardı. Çünkü siyahlar dayanıklıydı köle edilmeleri daha uygundu.
İlk siyahi öğrenci üniversiteye ne zaman kabul edildi biliyor musunuz?
Oda zorla, 1930 lu yıllar.
Kağıt üzerinde de olsa siyahlarla beyazların eşit olduğu tarihi hatırlayan var mı?
Ben hatırlatayım, 1964 ABD’de ezilenler, sömürülenler, ötekileştirilenler bitti mi?
Hayır, bu sefer çile çekme sırası yerleşik beyaz Amerikalılar'dan daha az beyaz olan göçmenlerdeydi.
Kimdi bu göçmenler? Kıta Amerikasının daha az beyazları ve Asyalılar.
Canına kast edilmekten, toprakları çalınmaktan, köleleştirilmekten modern sömürülmeye kadar devam eden hiç görme, yok sayma, günümüzde %1’in hakimiyeti ile taçlandı.
Evet yaklaşık on gündür şahit olduklarımız basit bir siyah-beyaz meselesi değildir.
Bugün yaşananlar bembeyaz Amerikalılar'ın genlerine yansımış, ötekiysen hiçsin tavırlarına, artık hiçte hiç değiliz tepkisidir.
İyi de bu iş nereye kadar gider?
Belki her zaman olduğu gibi sert şekilde, şimdilik kaydıyla bastırılmaya, belki de Sovyetler Birliği'nde olduğu gibi dağılmaya.
ABD’nin dağılabileceğine inanmayanlar için iki şeyi hatırlatayım, şu an ABD'deki büyük bir kesim, 300 yıllık sıkıştırılmışlığın üzerine 40 milyonluk işsizlik oranını kemiklerine kadar hissediyor ve seksenli yılların başlarında da hiç kimse Sovyetler Birliği’nin dağılabileceğine inanmıyordu.