Şikayetçiyim
Beni, hatta birçok üstadımızı rahatsız eden bir husustan bahsedicim… Yazar ve şairlerden.
Beni, hatta birçok üstadımızı rahatsız eden bir husustan bahsedicim…
Yazar ve şairlerden.
Ama öyle Necip Fazıl gibi, Akif gibi Nazım gibi şairlerden; Sabahattin Ali gibi Mustafa Kutlu gibi Yaşar Kemal gibi yazarlardan değil…
Şairliğin şiiri yazıp kalemini masaya koyduktan sonra şiir gibi yaşaması gereken bir şahsiyet olduğunu idrak etmeden şairim diye ortada dolaşan fularlı bopstillerden,
Twitter’ da biyografi kısmına yazar ve sosyal medya uzmanı yazdıktan sonra herhangi bir davaya hizmeti geçtim, amaçsızlığı amaç edinmiş, bilemiyorum belki de kendilerine Kaan Çaydamlı’ yı örnek olarak almış olan kültür kargaşasına hizmetkâr bir topluluktan bahsediyorum.
Fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmak sözünü tam tersinden anlayıp bilgisizken de fikir sahibi olunabilir diye mottosunu belirleyenlerden bahsediyorum.
Ve bu insanlaradan,
Şikayetçiyim.
Necip Fazıl’ı okumadan büyük doğu ne demekmiş yahu diye kafasını yakmayışlarından
Üstada "lafımın dostusunuz fikrimin yabancısı" dedirttiklerinden
Nazım Hikmet’i anlamadan kulaktan dolma bilgilerle yaşayışlarından
Hoca Ahmet Yesev-i’nin 63 yaşında yerin altında ne işi vardı diye merak etmeyişlerinden
Mevlana’yı masivadan uyandıran Şemsi bilmeyişlerinden
Louıs Aragon’u okumadan sol yumruklarını havaya kaldırışlarından
Cemil Meriç’i çok satanlar rafına taşıyamayışlarından
Sezai Karakoç’un Mona’sını tablo zannedenlerden
Akif’i geçtim armağanını özümsemeyişlerinden
Abdülhamid’in kaleminde devleşen kutlu davayı duymayışlarından
Şikayetçiyim.
Bir hocam demişti:
“Marifetini kimsenin gözüne sokma elbet bir gün iltifat senin olacaktır.”
Sen kimsin ne farkın var?
Bende çok düşünüyorum bu soruyu periyodik olarak… Sonra diyorum ki,
Her şeyin farkında-yım. Özümüzü tarihin arka bahçesinde açtıkları derin bir çukura gömmek dileyenler var, hepsinin farkındayım. Kim olduğumuzu, kimden yana olmamız gerektiğini unutturma-nın hesabında olanlar var, onlarında farkındayım.
SÖZDE SANATÇILAR
Diyarbakır’daki annelerin haklı, gururlu ve onurlu direnişini burada yüzlerce kelime yazarak anlatabilirim. Ama ben bugün farklı bir noktaya değinmek istiyorum.
Yahu benim ülkemin güzide sanatçıları neredeler
Cem Yılmaz, Şener Şen, Tarkan, Çetin Tekindor, Yıldız Tilbe, Meltem Cumbul…
Neredesiniz?
Daha düne kadar sanatçıyız diye düşüncemizi söyleyemeyecek miyiz kardeşim diye Cihangir köşelerinde bağırıyordunuz.
Ne olması gerek yani
Erdoğan, başta Hacire anne olmak üzere diğer annelere kalkın gidin evlerinize, boş yapmayın demeliydi. Sizde şu anda sahip çıkmadığınız insanlara sahip mi çıksaydınız.
O zaman buradan anlaşılan tek nokta şudur;
Bu olaya ses çıkarmayan sanatçıların doktrini hangi şartlar altında olursa olsun Erdoğan’a karşı durmaktır.
Hadi diyelim ki onlar çok yoğunlar gece oradan oraya koşuşturmaktan fırsat kalmıyor.
Benim İyi Partili, Cumhuriyet Halk Partili
Güzel abilerim, ablalarım ve kardeşlerim
Siz niye bir şeyler demiyorsunuz?
Bu durumu en güzel üstad anlatmış türküsünde
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi böyü kim böcek kimi kurt
Merak edip hiçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu? Diyerek.
Alın size ortak payda
Beğensek de beğenmesek de devlet bizim devletimiz vatan bizim vatanımız
Hülasa iş işten geçmeden çizgimizi belirtelim
Bu saatten sonra pkk’ ya da yancılarına da destek veren kardeşim olsa teröristtir.
Bitti bitecek adını yerlerin çağırdığı it sürüsü…
ÇERXA ŞOREŞE
İlk okuduğumda bana hiçbir şey anımsatmadı.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’ in aynı şeyi düşündüğünü sanmıyorum.
Çünkü kendisi bu marşı İstiklal Marşıyla aynı yere koyuyor.
Yazık çok yazık…
Ne demiştim yazımın başında
Her şeyin farkında-yım. Özümüzü tarihin arka bahçesinde açtıkları derin bir çukura gömmek dileyenler var, hepsinin farkındayım. Kim olduğumuzu, kimden yana olmamız gerektiğini unutturma-nın hesabında olanlar var.
Unutmamak, unutturmamak için mürekkebimin son damlasına kadar yazacağım.