YAZARLAR

Sevimli hayalet Kespır

Köşe yazarlığına soyunalı yahut farklı alanlarda ciddi konular üzerinde yazılar yazmaya başlayalı her ne kadar birkaç yıl olmuşsa da bu sayfada yeni sayılırım. Birçok Bab-ı ali gediklisi gibi geçmişimiz olmasa da dilimizin döndüğünce iyi kötü sizlere bir şeyler aktarmaya çalışıyorum.Takdir her zaman olduğu gibi siz değerli okurların.

İ.Emre Gümüş
İ.Emre Gümüş[email protected]

Köşe yazarlığına soyunalı yahut farklı alanlarda ciddi konular üzerinde yazılar yazmaya başlayalı her ne kadar birkaç yıl olmuşsa da bu sayfada yeni sayılırım.

Birçok Bab-ı ali gediklisi gibi geçmişimiz olmasa da dilimizin döndüğünce iyi kötü sizlere bir şeyler aktarmaya çalışıyorum.

Takdir her zaman olduğu gibi siz değerli okurların.

Aynı zamanda şu an yer aldığınız Net Haber’de editörlük yapan gurubun içerisinde yer almaktan da onur duyduğumu ifade etmek isterim.

Kim ne yapıyor, nasıl yapıyordan ziyade kendi tarzımızı alanında uzman ve son derece tecrübeli geniş bir ekiple en güzel, en kaliteli en hızlı ve dürüst bir biçimde hazır hale getirmenin gayreti içerisindeyiz.

Allaha şükür yayın hayatına başladığı günden bu yana sorunsuz bir biçimde gündemi takip etmenin ve de okurlara aktarmanın haklı gururu var üzerimizde.

Her şey istediğimiz gibi...

Emeğimiz ciddi bir karşılık buldu ki kısa sürede bu düzeyde bir ilgiyi biz dahi tahmin edemezdik.

Benim aklım da birçokları gibi hala aynı mevzuda. Şu Külliye ve hayalet kespır misali varla yok arası kaybolan malum isim…

Rahmi Turan’ın yazısı, Talat Atilla’nın tehditleri, Kılıçdaroğlu’nun yalanları ve son olarak Muharrem İnce’nin savunma konuşmaları

İpin ucunu bir kaçırırsan bir daha bulamazsından öte ipin ucu bilmem kimin eline geçti… Öyle bir hal aldı.

Neredeyse bütün canlı yayınları takip ettim diyebilirim. Programa katılım sağlayan muhalefet yazarları ve gazetecileri sanki daha önce toplanmışlarda ağız birliği etmişçesine konuşuyorlardı.

Haber değeri olmayan bir mesele hakkında konuşuyoruz.

Bu kadar intiharın yaşandığı bir dönemde, ekonominin sıkıntılı olduğu bir dönemde boş boş konuşuyoruz. Diye söylenip durdular.

Yarın köşende ne yazacaksın acaba aralık geliyor, havalar soğuyor diye başlayıp okurlarınla hasbihal mi edeceksin…

Atatürk’ün kurduğu partinin içinde vekiller birbirinin arkasından iş çeviriyor hepsi kuyu kazma derdine düşmüş, kar yağdı yağacak.

Nereye olacak partiye tabi ki…

Ortalık karışmış, millet Sakarya diye bağırıyor.

Bunlar ille de koltuk ille de koltuk nidaları atıyor.

Daha kendi iç meselesini halledemeyen, partiyi kargaşaya sürükleyen adamların, bunlar devleti yönetirse acaba ne oluru tartışmayacağız da, neyi tartışıp neyi yazacağız.

İddia ortaya atıldıktan sonra konunun CHP ile alakası yokken ortada herhangi bir özne dahi yokken dönüp dolaşıp kendilerine getirdiler ya meseleyi pes doğrusu.

CHP kriz yönetemiyor diyeceğim ama dilim başka yerlere kayıyor…

Büyütmeyelim artık diyorlar kendileri büyütüyorlar.

Gelin görün ki her şey daha yeni başlıyor, ortalık daha da çok karışacak gibi

CHP’nin içinde bu yazının yazılmasına destek olan isimlerin hepsi tek tek istifa edecek(ettirilecek ya da), bakın görün.

Adım adım kurultay sinyali bunların hepsi

Kurultay’da Muharrem İnce elinden geleni yapacak tabi ki de

Çünkü mağdur oldu. Bu kozu sonuna kadar oynayacak. Bu sefer “Gel bakalım” diyerek çağıran kim olacak bakıp göreceğiz.

Kemal Kılıçdaroğlu bir yalan daha söyleyip olayın üstünü kapatmaya çalışacak mıdır ya da kuyruklu bir doğru mu desem bilemedim.

Her ne olursa olsun Kemal Kılıçdaroğlu yine koltukta kalacak.

CHP’nin kanunu ve kaderi böyle, Kemal Kılıçdaroğlu öbür tarafa gidene kadar kimse onu o koltuktan indiremez. Ne plak, ne kaset, ne kayıt ne de başka şey. Olsa çoktan sürerlerdi öyle ya. Demek ki her şey yolunda…

Keşke inse de bende dediğimle kalsam.

Vallahi billahi tüm içtenliğimle söylüyorum.

Ülkeyi yalana alıştırdı, adam. Adam mı hangi adam, ne adamı?

Bırakın yatsıyı daha ilk vakit ezanında pır pır sallanırken sönüyor yaş pasta niyetine yaş tahtaya diktiği o bitmek bilmeyen mumu…

Biz yorulduk onlar yorulmadılar pes yani.

Hülasa…

Kurultaya gidene kadar birazcık daha dinleyecek gibiyiz bir deli, bir kuyu, bir taş ve kırk kişilik ekipten oluşan yalancı çoban hikâyesini.

Sonra yine Ekrem İmamoğlu’nun onca çabasına rağmen, kapıyı kapatıp da bacadan Belediye’nin kadrolarına zorla giren teröristler mi varmış, yok canım, olur mu öyle şey?

Mevzusunu tartışmaya devam ederiz…

Yorumlar