Aytuğ Atıcı'nın sokak hevesi
Bilmiyorum ne kadar farkındasınız ama dış siyasetteki başarılarımız artık tüm dünyanın canını yakıyor. Belki çok havalı hem beylik bir cümle olduğunu düşünebilirsiniz ama öyle…
Bilmiyorum ne kadar farkındasınız ama dış siyasetteki başarılarımız artık tüm dünyanın canını yakıyor. Belki çok havalı hem beylik bir cümle olduğunu düşünebilirsiniz ama öyle…
Yahu başka bir ülkede sıkıntı çıkıyor. Türkiye haydi hop oraya bir yardım uçağı gönderiyor. Yanı başımızda Akdeniz’de Hafter denilen terörist, Libya’nın başına bela oluyor.
Türkiye Avrupa’nın yanlı tutumuna karşı duyduğu öfkesini ve gücünü göstermek için Libya’ya yardıma koşup terör belasına müsaade etmeyeceğinin sinyalini veriyor.
Öyle ki petrolün kokusunu alan ruh hastası Trump çaresizce bizimle ortak bir çalışma planı yürütmeye çalışıyor.
Yaptığımız her bir harekât Yunanistan başta olmak üzere Avrupa ülkelerini ve de başındaki diktatörlerin esiri olmuş Arap ülkelerini kudurtuyor.
Bunlar böyle değildi, hayırdır diye hesap sormaya niyetlendikleri anda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir anda ortaya çıkıp diyor ki Ayasofya cami, hem neden hala müze olarak faaliyet gösteriyor? Olmaz böyle deyip ciddi bir gözdağı veriyor.
Gün geçmiyor ki can çekişen PKK’nın, ruhuyla bir tenine mermi sıkılmasın.
Biz bunları konuşurken öbür yandan ömrüm boyunca anlam veremeyeceğim ve her aklıma geldiğinde ya ne boş insanlar var demekten asla usanmayacağım “CHP, HDP'ye kötü gözle bakmıyor, HDP'nin bu ülkenin gerçeği olduğunu biliyoruz. CHP, PKK'yı bir terör örgütü olarak tanımlar, ama HDP'yi kriminalize etmez. Bu durumda, doğu ve güneydoğudaki halklar arasında, herkesin elini tutacak bir tek CHP kalmıştır." Sözlerinin sahibi olan, skandallar ifadelerle ve uzattığı OHAL sakalıyla gündeme gelebilen CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın anlamsız çıkış ve yönlendirmelerini konuşmak zorunda kalmak insanı deli etmeye yetiyor da artıyor bile.
Bu tarz manasız ve haddini aşan açıklamalara susarak cevap vermek belki de en akıllıca şey olsa da bunu dahi anlayacak kapasite olmadığından durumu tane tane izah etmek icap ediyor.
Buyurmuşlar ki: "Muhalefet partililer olarak bende muhalefet partisinin bir mensubuyum. Biz kendimize ne dersler çıkarmak zorundayız bunun altını çizmemiz lazım buna göre de Türkiye'yi örgütlememiz lazım. Örgütleme yolu da kesinlikle sokaktan geçmek zorundadır"
Hmm demek öyle…
Örgütlenme yolu kesinlikle sokak öyle mi bak sen!
Tehlikeli ve provokatif olduğu kadar ziyadesiyle densizce bir çıkış işte.
Öylesine söylenmiş bir cümle değil bu elbette! Açıklamanın altındaki nefreti, yıllarca muhalefette kalmış olmanın verdiği aşağılık kompleksinin dışa vurmuş halini görmemek için kör olmak gerekiyor.
“Mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı?” ile “Mesele devrim değil sen hala anlamadın mı? Sözleri arasında fark var mıdır acaba?
Zihniyet her zaman aynı…
Şimdi gelelim o malum soruya, yeni bir gezi kalkışması olur mu?
Hayır. Olmaz. Beceremezler.
Niye mi?
Çünkü FETÖ bitti. Twitter’daki trolleri tek tek toplandı. Avukatları, hakimleri, imamları içeri alındı. Çadırları yakıp ortalığı ateşleyecek sözde polisleri kalmadı. Finansal desteklerini sağlayacak sözüm ona içerden kimi holding ağaları dışarıdan ise Soroslar ve de illegal kuruluşlar hepten umudu kesti. Ve ortada her an müdahaleye hazır bir Türkiye gerçeği var.
Şimdi sokak deyince direk kalkışma ve darbeyi anlıyoruz diye bize kızıyorlar, lakin kusura bakmayın da biz sizin geçmişinizi iyi biliyoruz.
ZIRILTI
Güldür Güldür’ün Berkin Elvan pankartı tekrar gündeme geldi. Ali Sunal epey linç yedi.
Twitter’dan Eren Bülbül’le cevap verdi.
Aynı sahnede, aynı insanlarla Eren Bülbül pankartı açmadığınız sürece insanların tepkisi değişmeyecektir sayın Sunal.