Tehlikenin farkında mısınız?
FETÖ davaları ince ince itibarsızlaştırılmaya çalışılırken nasıl bir tehlikeyi atlattığımızı unutmaya başladık. FETÖ’nün çalışma mantığını bilmeyen sıradan insanları ikna etmek öyle kolay olmuyor.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında milletin direnişiyle FETÖ bir darbeden çok daha ötesindeki amaçlarına ulaşamamıştı. Ancak ilerleyen süreçte hep FETÖ’nün yeterince halka anlatılamadığını iddia etmiştim.
FETÖ, kripto unsurlarıyla ve de yurt dışına kaçan üst düzey elemanlarıyla birlikte sosyal medyada sahte hesaplarla, kendisini muhalif zanneden, muhakemeden yoksun kişilerin AK Parti nefretini kaşıyarak süreci öyle güzel yönetti ki 15 Temmuz’da canı pahasına sokağa çıkıp FETÖ’ye nefret kusan insanlar bile artık FETÖ davalarına şüpheli bakmaya başladı.
Darbe sonrası Fetullah isimli sümüklü sapığın mendilini yiyen mankurtlaşmış şakirtlerin hikâyeleriyle toplumu ikna edebileceklerini zannettiler.
Öğretmenden, hademeden, basit bir memurdan vs. darbeci mi olur gibi sorulan sorulara yeterince cevap verilemedi.
FETÖ’nün hiyerarşik yapılanması vatandaşa anlatılamadı…
Hâkimler Savcılar Kurulu’nda müfettişliğe kadar yükselmiş birisinin teftişe gittiği ilde bir mübaşire sadakatini arz edip talimatlar aldığını doğru düzgün anlatamadık.
Koca koca subayların, generallerin bir öğretmenden, basit bir esnaftan talimat aldığını, FETÖ yapılanmasında o öğretmenin generalden daha üst bir yerde olduğunu izah edemedik.
Bir üniversitede kendisini ateist gibi gösteren bir akademisyenin, Atatürkçülükte kimseye sıra vermeyen bir kişinin, başka bir tarikata sızarak kendisini kamufle eden birisinin asıl niyetinin örgütsel amaçlara hizmet etmek olduğunu kendi halindeki memleket eşrafına anlatamadık…
Anlatamayınca da FETÖ ile yapılan haklı mücadele yerini şu türden itirazlara bıraktı:
“Filan komşumuzun oğlu kendi halinde bir öğretmendi, tutuklamışlar. Darbeyi öğretmen mi yapacak canım!
Şu kişiyi yıllardır tanırım. Dinle diyanetle ilişkisini hiç görmedim. Bu mu cemaatçi olacak canım! Hadi oradan!”
İtirazları uzatmak mümkün…
Ancak karşı karşıya olduğumuz tehlike o kadar büyük ve organize ki darbeden sonra tutuklanan il imamlarının yerine anında yenilerini atadılar. Hatta bazı illerde darbeden sonra peş peşe tutuklanan il imamlarına rağmen yenilerini atayabildiler.
Ve gelelim tehlikenin boyutlarını anlamamız için en sıkıntılı meseleye…
Çoğu deşifre olmuş kişilerin isimlerini vererek etkin pişmanlık hükümlerinden faydalananlar veya etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasa da bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan kişiler hakkında yeni soruşturmalar yapılmaya başlandı.
Yani demem o ki sevgili okur, tutuklanan, yargılanan, ceza alan kişiler dışarı çıktıktan sonra örgütsel faaliyetlere devam ediyor.
Tabii ki bütün herkes böyledir demek istemiyorum ama emin olun bu mücadele belki onlarca yıl devam etmek zorunda.
Adamlar vazgeçmiyor. Vazgeçmeyecekler…
Ya devletin yanında olup FETÖ mücadelesine destek olacağız ya da Fehmi Koru, Yıldıray Oğur gibi insanların sinsice FETÖ ile mücadeleyi itibarsızlaştırmalarına kanıp kendimizi kirli niyetlere meze yapacağız!
Tehlike devam ediyor…
Peki farkında mıyız?