YAZARLAR

Kılıçdaroğlu’yla birlikte Koçovalı ailesine iftarda misafir olmak isterdim!

Çukur dizisinde Kur-an okuyan Sultan Ana’nın kilerde rakı içen oğullarını bastıktan sonra ilk önce kaşlarını çatıp kızmış gibi yapıp devamında evlatlarına sevgi dolu bakışlarla “bana da doldurun bakayım” demesini hayal eden senaristin kafasını yaşamak isterdim!

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaç[email protected]

Veya, afiyetle sabah kahvaltısını yaptıktan sonra oğullarına “Akşam herkes iftar sofrasında hazır olacak!” diyen İdris Koçovalı’nın kültür seviyesini yazan arkadaşın zekasıyla bir an dahi olsa “acıyan yumuşak yerlerime yaslanıp” uçmak isterdim!

            Olmadı, son iki seçimde “sözde cumhurbaşkanı” olmaya aday dahi olmaya cesaret edemeyen, son 11 yılda da girdiği her seçimi kaybeden Kemal Bey’i hayata bağlayan fantastik hayallerini sözde değil özde yaşamak isterdim!..

            Uzanamadığı ciğere mundar diyen kedinin kuyruğunu dik tutarkenki o naif çabasına saygı duyup başaramamasını değil, daha önce ulaştığı ciğerlerin hatırına duruşundaki gururu görüp kediyi mahcup etmek istemeyiz ya,…

            Yahu Kemal Bey,

            En azından hiç olmazsa bir seçimde partinizi birinci yapsanız, özde bir başarıyı geçtim sözde dahi olsa bir ciğer yakalasanız…

            Seçilmiş insanlara hakaretinizi, küçümsemenizi, makamları değersizleştirmenizi görmezden gelirdik!

            19 yıl girdiği her seçimde partinizi sandıkla tokat manyağına çevirmiş bir insana “sözde cumhurbaşkanı” diyecek özgüveni bulmanız bizim diziler için bile fazla gelecek bir hayal alemini yansıtıyor!

*****

            Keşke bazı diziler gerçek hayata uyarlanabilse…

            Bir sabah Kemal Bey’le birlikte Koçovalı ailesiyle kahvaltı yapmak isterdim…

Kahvaltı bitince Sultan Ana odasına çekilip Kur-an okurdu. Sonra belki Sultan Ana oğullarıyla bir iki tek atıp, akşam iftar sofrasını hazırlardı! İftarda Kemal Bey’le birlikte Koçovalı ailesine misafir olurduk. Hep birlikte iftar yapıp sözde değil özde fantastik bir dünya kurardık!

İftardan sonra TRT’de yayınlanan “Elimi Bırakma” dizisinde, 40 yıl aynı evde yaşayıp “Kalkıp abdestimi alıp her zaman yaptığım gibi kıbleyi bulup namazımı kılayım!” diyen teyzemize misafir olup, kıblenin oynak olmadığını, kırk yıldır boşuna endişelendiğini ve kırk yıl her gün, beş vakit kıblenin aynı yere denk gelmesinden şüphelenip şüphelenmediğini sormak isterdim!

*****

İnsanın toplumun değerlerine yabancılaşması böyle bir şey olmalı!..

Türk solu ve sineması hiçbir zaman sözde hakkını savunduğu halkın değerlerini, kültürünü, inançlarını tanımadı!

Halktan uzak halkçılık da sanat da eğreti durdu…

Evet, insanın kendi toplumuna yabancılaşması böyle bir şey olmalı!..

ZOR BİR SORU SORABİLİR MİYİM?

            Çok kıymetli, saygıdeğer, muhterem Mehdi hazretleri Adnan Oktar 1075 yıl hapis cezası aldı.

            Maşallah, inşallah!

            Bugün artık kedicikleriyle birlikte “karikatür” bir karakter muamelesi yaptığımız Adnan Oktar’ın 1075 yıl hapis cezası alana kadar İslam’a verdiği zararı ölçen oldu mu hiç?

            Adnan Oktar gibi soytarılar, Fatih Nurullah isimli sapıklar gelip geçiyor hayatımızdan. Bıraktıkları hasarı kimse hesap etmiyor.

            Bu işte bir yanlış var ama nedir?

Yorumlar 21 Yorum