YAZARLAR

Bu utanç da size kapak olsun!

Hafiften yalanla soslanarak mübalağa sanatının insafına sığınılmış basit anıları, sinematografik kıvamda anlatacak yaşa gelmediğimin farkındayım!

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaç[email protected]

Zaten ömrü yasal çerçevede geçmiş insanların dinleyende ilgi uyandıracak fantastik hikâyelerinin olduğuna da pek inanmam.

            Çocukluğumun ve gençliğimin haberlerini düşününce bugünün gençlerinin dünyaya nasıl baktığını doğrusu merak ediyorum.

            İçlerinde hiçbir zaman olmadığım için haklarında anlatacak anım yok ancak çocukluğumun ve gençliğimin solcuları aklımda hep, antiemperyalizm üzerine slogan atan çoğu samimi, azı sinsi insanlar olarak kalmış.

            Eskiden, özellikle İstanbul ve Ankara üniversitelerinde solcular hâkimdi. Ara ara ana haberlerde ABD’yi, Batı’yı protesto ederken dayak yiyen devrimci gençleri görürdük. Sırtlarından cop eksik olmazdı!

            Adı merkez medya olan çöplükte, aslında eskinin çakma devrimcileri, o günlerin ise seçkinci faşist artıkları solculuk oynardı sürekli!

            Polis dayağı altında atılan sloganlar halen daha dün gibi kulaklarımda çınlıyor!..

            “Tam bağımsız Türkiye,

            Kahrolsun Amerika,

            Kahrolsun emperyalizm,

            Yaşasın halkların kardeşliği…

            Dedim ya, ben hiçbir zaman solcu olmadım. Benim üniversite yıllarında tanıdığım solcular samimi, hakiki, kaliteli insanlardı.

            Aklımda, ülkesinin bağımsızlığını isteyen, emperyal güçlere boyun eğmek istemeyen, ezilen halkların hakkını savunan bir imajı vardı solcuların. Temel, manevi değerlerde ayrı düşmesek muhtemelen solcu olurdum…

            Acaba bugünün gençleri sol denince ne düşünüyor?

            Solcu gençler, solculuğu nasıl anlıyor; nasıl yaşıyor?

            Kendisine solcu diyen bir partide siyaset yapan muhterem, Joe Biden’in “Ben başkan olunca Türkiye’deki muhalif unsurlarla çalışacağım.” pasından aldığı cüretle mi yoksa sahibine hizmet etmenin sadakatiyle mi Joe Biden’den demokrasi dilendi?

            Solculuk, bu yalvarmanın neresinde?

            Veya aynı muhterem, muhbir kimliğiyle mi ekmeğini yediği ülkesini Azerbaycan/Ermenistan meselesinde Batı’ya ihbar etti yoksa kendisine verilen görevi mi yerine getirdi?

            Solculuk, bu salya deryasının neresinde?

            Memleket, emperyal haydutların her yaptığına “ama” diyen solcu çöplüğüne dönmüş!

            Mevzu Mavi Vatan mı?

            Falan filan, ama!

            Mevzu Suriye mi?

            Şudur budur, ama!

            Mevzu Yunanistan ve Doğu Akdeniz mi?

            O oldu, bu oldu, ama!

            Mevzu terör devleti Ermenistan mı?

            Ivır zıvır, ama!

            Mevzu ambargolar mı?

            Bıldırki hurmalar, gelir çakma devrimcilerin kaba etini tırmalar!

            Unutmadan, bir de tabii ki “Ama”!

            Her milli meselede “ama” yerine şöyle derin bir “oooh” çekin de siz de rahat edin, biz de!

            Recep Tayyip Erdoğan nefreti kırk yıl söylediğiniz devrimci türküleri size tek tek yediriyor ya bu utanç da size önce küpe, sonra da kapak olsun!

Yorumlar 9 Yorum