İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu
2019 yılının son kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu
2019 yılının son kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu.
Bölgemizdeki terör tehdidinin devam ettiğini, özellikle Suriye sahasında karşımızda çıkan çeşitli sınamalar karşısında attığımız adımların netice verdiğini söylemek isterim. Özellikle Suriye ve Libya'daki konular gündemimizi yoğun bir şekilde işgal etmeye devam ediyor. Bu çerçevede İçişleri, Milli Savunma, Enerji Bakanlığımızın sunumları oldu. Cumhurbaşkanımızın da yoğun trafiği içerisinde son dönemde yaptığı bir dizi ziyaret oldu. En son Cenevre'de Küresel Göçmenlikle ilgili bir toplantıya katıldık. Bugün de sayın Boris Johnson ile sayın Cumhurbaşkanımızın telefon görüşmesi gerçekleşti. İkili ilişkilerimiz bağlamında bundan sonra atacağımız adımlar konusunda görüş teatisinde bulundular.
"RUSYA'DAN BEKLENTİMİZ ÇATIŞMALARI DURDURMALARI"
Özellikle Suriye'de, Fırat'ın Doğusu'nda ve İdlib'te yaşananlar kabine toplantısında ele alındı. Öncelikle İdlib'deki durum kritik bir şekilde devam ediyor. Geçen yıl 4 ülke ile varılan mutabakat vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında İstanbul'da bir İdlib Mutabakatı anlaşması yapılmıştı. Bu geçtiğimiz yıl içinde büyük oranda uygulandı. Ara ara rejimin ihlalleri yaşandı. Adımlar atılmaya devam edildi. Bizim orada 12 noktada gözlem noktalarımız var ve askerlerimiz var. Oradaki sivillerin güvenliğini sağlamak için tedbirler alıyorlar. Son haftalarda İdlib'te rejim ihlallerinin arttığını görüyoruz. Bu konuda Rusya'ya görüşlerimizi ilettik. Bugüne kadar somut adım atılmadı. Dün bir heyetimiz Moskova'daydı, görüşmeleri yaptılar. Çatışmaların durdurulması, yani rejimin saldırıların durdurulması konusunda bir çaba içerisinde olacaklarını ilettiler. Rus tarafından temel beklentimiz çatışmaların durdurulmasıdır.
"YPG'Yİ PKK'DAN AYIRT ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Siyasi süreci tamamen sabote edecek sonuçları olacaktır. Bu hususun altını özellikle çizmek istiyoruz. İdlib'deki sorun sadece Türkiye'nin sorunu değildir. Mutabakatın korunması, sivillerin korunması ve siyasi sürecin hayata geçirilmesi konusunda gerekli adımları atmalarını, üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelerini söylemeye devam edeceğiz. Bu konuda Rus tarafının sorumluluğunun olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Terörist faaliyetler bazen sivillere dönük saldırılar şeklinde oluyor. Terörist örgüt ana kimliğini değiştirmedi bundan sonra da değiştirmeyecek. Zaman zaman bize gelip, 'PYD'yi PKK'dan ayrıştıralım' tekliflerle geldiler. Biz bunun mümkün olmayacağını ifade ettik. Daha dün bir saldırı oldu, bu görüşümüzün ne kadar haklı olduğunu teyit etti.
"DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE HESABA KATILMADAN ADIM ATILAMAZ"
Burada Türkiye kadar Libya tarafı da kazançlıdır. Doğu Akdeniz'de yapılacak sismik araştırmalar, bulunan enerji kaynakların çıkartılması, işletilmesiyle ilgili Libya ile son derece şeffaf bir anlaşma yaptık. Doğu Akdeniz'de başka ülkeler Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye'yi dışarıda bırakıp projeler geliştirdiğinde bunlara kimse tepki vermiyor. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi hesaba katmayan hiçbir anlaşmanın hayata geçmesi mümkün değildir. Bizim Libya ile son 10 yıl içinde yaptığımız anlaşmalarının mütemmim cüzüdür.
Türkiye Cumhuriyeti tarihini bilen herkes görecektir. Türkiye'nin güvenliği Misak-ı Milli sınırlarının çok ötesinde başlar. Libya'da olup bitenler, Suriye'de, Irak'ta, Balkanlar'da, İran'da, Afganistan'da olup bitenler bizi ilgilendirir. Attığımız adımları emperyalist güdülerle atmıyoruz. Sürekli karşı tarafla görüşerek, eşit aktör muamelesi yaparak ilişkiler geliştiriyoruz. Burada da sahada ve masada güçlü olmak Türkiye açısından bir tercih değil zorunluluktur. Libya ve Suriye'deki gelişmeleri yakın bir şekilde gelişmeleri devam edeceğiz.
"LİBYA'NIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
3600 Ek Gösterge konusunda bugünkü toplantı bu konu gündemimizde yoktu. Tezkere meselesi Meclis'in uhdesinde olan bir konu. Başka ülkelere de asker gönderme konusunda Meclis'in yetkilendirme yapması gerekiyor. Sıcak gelişmelerle ilgili tezkere ihtiyacı olabilir. Tezkereyle ilgili benim bir şey söylemem doğru olmaz, Meclis'in yetkisindedir. Biz prensip olarak meşru, uluslararası toplumun tanıdığı Libya hükümetinin ve halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Libya'da iç çatışmalar devam ederken Kaddafi döneminde hemen sonrasında birçok tahliye hareketi yaptık, yaralıları getirdik. Bizim geçmişe sari ilişkilerimiz var. Yıllarca Türk firmaları orada müteahhitlik hizmetine imza atmış oldular. Şu anda mevcut şartları dikkate aldığımız zaman, devlet otoritesinin tam manasında kurulmadığı ortamda bile ekonomik ilişkiler devam ediyor.
"DEĞERLİ KONUT VERGİSİYLE İLGİLİ YENİDEN ÇALIŞMA YAPILACAK"
Değerli konut vergisiyle ilgili olarak önümüzdeki günlerde çalışma yapılacak. 1 yıllık erteleme sözkonusu olabilir. Yapılacak çalışma tekemmül ettirildikten sonra Cumhurbaşkanımıza arzedilecek. Gelen değerlendirmeleri, eleştirileri, çağrıları dikkate aldığımızı ifade etmek isteriz.
"TÜRKİYE TEHDİT DİLİYLE HİZAYA GETİRİLEMEZ"
Sayın Trump, Türkiye'yi Amerika'nın kaybetmemesi gerektiğin bilen bir lider. Tasarıya baktığınız zaman kendi içinde bütünlüğü olmayan merkezinde Türkiye karşıtlığı olan bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Buraya baktığınızda artık meselenin S-400 meselesi olmadığı konunun başka yere kaydırıldığı görüyor. Tasarının Türk-Amerikan ilişkilerine faydası olmadığını ifade etmek istiyoruz. Kendilerini sürekli bilgilendiriyoruz. Gerek oradaki lobi piar şirketlerimiz. Malesef orada Türkiye karşıtlığı yüzünden Amerikan iç siyasetinde bir alan oluşmuş. Bazı kongre üyelerinin Trump'la yürüttüğü kavganın malzemesi olmuş. Sayın Trump'ın Türkiye'nin önemini takdir eden bir durumda olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. En son Japonya'da G-20 toplantısında kameralar önünde bu yaptırımların faydası olmadığını açıkça ifade etti. Ancak bu görüşünü ne kadar hayata geçirebilecek, ne kadar engelleyebilecek göreceğiz. Buradan kongreye çağrı yapmak isterim, yaptırım diliyle Türkiye'ye karşı olmalarının hiç kimseye faydası olmaz. Türkiye'yi tırnak içinde yola getirme gibi beyhude bir çalışma içerisinde olmasınlar. Türkiye'yi bu tür yaptırım, tehditlerle korkutamayacaklarını bilmeleri gerekir.
ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
Asgari ücret konusu gündeme gelmedi. Çalışma Bakanlığımız bir çalışma yapıyor. Diğer tarafların da değerlendirmeleri alınmak suretiyle bir noktaya gelecek. Tabii ki Cumhurbaşkanımızın da değerlendirilmesi olacak. Herkesin kabul edeceği bir orta yol bulunması konusunda çalışma devam ediyor.
"KANAL İSTANBUL BELEDİYE DEĞİL DEVLET PROJESİDİR"
Kanal İstanbul yeni bir konu değil. Yıllardır gündemde olan, Cumhurbaşkanımızın 'çılgın proje' diye isimlendirdiği proje. Daha önce de konuşuldu. Ön çalışma yapılmış idi. Muhalefet partisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi yetkilerindeymiş gibi 'bu işi yaptırmayız' diye çıktılar. Bu herşeyden önce devlet projesidir. Bununla ilgili değerlendirmeler yapıldı, yapılmaya da devam edecek. ÇED raporu, finansal durumu incelendi. İstanbul'un gelişmesi açısından büyük katkılar sağlayacağı açık görülüyor. En önemlisi İstanbul Boğazı'nı rahatlatacak bir projedir. İstanbul nüfusunun özellikle suriçi ve civarındaki yoğunlaşmayı şehrin diğer tarafına geçilecek yaşam alanları açılacak. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Çalışma Bakanımız da bu konuda tek taraflı yetkinin İBB'de olmadığını açıkladı. Son tahlilde İstanbul'da yapıldığı için tabii ki İstanbul'daki paydaşlar da sürecin parçası olacak. Türkiye için bu yapılabilir projedir. Bunu 'yaptırmayız' gibi yaklaşımlarla engellemeye çalışmak çok anlamlı gelmiyor. Biz en sıkıntılı günlerimizde 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra üçüncü köprüyü açtık, havalimanını yaptık. Bu tür büyük projeler fantastik değil yapılabilir şeyler. Daha geniş ufuktan bakmak gerekiyor. Geçmişte de yaptırmayız, ettirmeyiz yaklaşımların netice vermediğini gördük. Cumhurbaşkanımız bu projeye İstanbul için, Türkiye için her birey için inanıyor. Bu süreç devam edecek, tekrar ifade edeyim, Kanal İstanbul bir siyasi partinin ya da belediyenin projesi değil, devlet projesidir.