Erdoğan hayıflandı: Dişime göre bir muhalefet bulamadım!
Muhalefete sert sözlerle yüklenen Erdoğan, "Bunca yıl siyaset yaptım. Tek hayıflandığım konu şöyle dişime göre bir muhalefet bulamayışım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Meclis grup toplantısında konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Külliye'de bir CHP'li ile görüşme" iddiasıyla ilgili olarak, "Bu iddianın neresini düzeltelim bilmiyoruz. Her şeyden önce böyle bir görüşme olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bize düşen görev milletimizin bu güvenine, desteğine layık olacak işler yapmaktır. Büyük kongre sürecine büyük önem veriyorum. Gönül bağı güçlü dava bilincine sahip teşkilatla yolumuza devam edeceğiz. AK Parti kademelerinde görev yapmış her arkadaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır. Ülkemizin her bölümünde özellikle 81 vilayetin tamamında hizmet etme kabiliyeti, kapasitesi yüksek, dava bilincine sahip bir teşkilatla yolumuza devam edeceğiz. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Her AK Partili davamızın ve hedeflerimizin tabii neferidir.
CHP'Lİ ÖZKOÇ'UN AK PARTİ'Lİ ZENGİN'E YÖNELİK "HADDİNİ BİLDİRİN" SÖZLERİ
Bizim gündemimiz ülkemize nasıl daha iyi hizmet edebileceğimizdir. Dünyanın dört bir yanında ülkemizin menfaatlerini savunuyoruz. 81 vilayete yeni eserler kazandırma gayreti içindeyiz. Aldığı oy oranı ve sandalye bakımında Türkiye'nin ikinci büyük partisine baktığımızda bambaşka manzara görüyoruz.
Öncelikle bir grup başkanvekili, grup başkanvekilimize imalı satışmada bulunuyor. Dün Katar'dan dönerken, basın mensupları sordu, 'Şizofrenik vakalar caddelerde değil, parlamentoda da var' dedim. Önce bunları temizlemek lazım. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu parlamentosuna yazık olur. 'Köşelerinizde bunları yazmanız lazım' dedim. Başörtülü hanımlara had bildirmeye kalkanlar ortaya çıkmaya başladı. Onlar gözaltına alınabiliyor, bunlar ise dokunulmazlık zırhına sarılıyor. Dokunulmazlık zırhı olmazsa gidecekleri yerler bellidir. Hukuk sınırları içinde hesabı sorulmuştur. Özür falan geçiştirme, yüreğin varsa 'Benim dokunulmazlığımı kaldırın, hukukta mücadelemizi verelim' desin. Eskiden gelme alışkanlıkları var. CHP yöneticilerinin bu tavrı, 28 Şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir.
KÜLLİYE'YE ÇIKAN CHP'Lİ" YALANI
Bu ilkelliklerinin tartışması bitmeden milletimiz CHP merkezli bir kavganın içinde bulundu. Bir CHP'li casus filmlerine taş çıkartırcasına bizimle görüşmüş. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. CHP'lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Çeşitli vesilelerle gelenler olmuştur. 15 Temmuz'un ardında Bay Kemal de anlık gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce Külliye'ye değil, Genel Merkezimizde görüşme yaptık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu da geldi, kabul ettik. Seçim sonrası tüm büyükşehir belediye başkanlarını kabul ettik. Başka vesilelerle gelenler arasında mutlaka CHP üyesi olanlar mevcuttur. Külliye benim şahsi malım değildir. Bu milletin varlığıdır.
İBRET VERİCİ BİR OLAY
Türkiye'nin tüm meselelerini, ülkenin ikinci büyük partisinin yöneticileriyle konuşmaktan kaçınmayız. Son günlerdeki tartışma bambaşka mecrada seyrediyor. CHP'nin halini göstermesi bakımından ibret verici olarak kısaca bir özetlemek istiyorum. Londra'da tedavi gördüğü anlaşılan, mesleki kariyeri örnek gösterilemeyecek bir gazeteci var. Bu kişi CHP Genel Başkanı'nın yeni amiral gemi olarak sıfatlandırdığı gazetede bir iddia ortaya attı. CHP plakası değiştirilmiş araçla bizimle görüşmüş ve farklı plakalı bir araçla çıkıp gitmiş. Güya bu görüşmede biz 'CHP Genel Başkanı olman gerekir' demişiz.
KILIÇDAROĞLU'NDAN DAHA İDEAL BİR GENEL BAŞKAN OLMAZ! CHP'NİN BAŞINDA KİMİN OLDUĞUNDAN BİZE NE?
Bu iddianın neresini düzeltelim bilemiyoruz. Her şeyden önce böyle bir görüşmemiz olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi. Külliye'ye giren araç da çıkan araç da bellidir. Ama herhalde bunlar kendi merkezleri gibi zannediyorlar burayı. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması yönünde telkinde bulunmadım, çünkü sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğundan bize ne? Bu CHP Genel Merkezi'ni, CHP'ye oy verenleri ilgilendirir. Olmayan bir görüşmeyi ortaya atılan gazeteciyi siciline binaen mazur görmek mümkün. Peki bu iddianın üzerine "doğrudur" diyerek adeta tüy diken genel başkanı ne yapacağız? İddia öyle saçmaydı ki, ilk duyduğumda cevap vermedim. Buna rağmen CHP Genel Başkanı, "Herkes konuşuyor, Erdoğan niye konuşmuyor" diyecek kadar seviyeyi düşürdü. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine, "Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum" diyerek iddiayı yalanladım. Buna rağmen kendisi çıkıp delikanlıca hata ettim, özür dilerim diyemedi.
Bunca yıl siyaset yaptım. Tek hayıflandığım konu şöyle dişime göre bir muhalefet bulamayışım.
ORTA OYUNU BİTTİ
CHP'nin siyaset üretme gücünün, kendi iç kavgalarında sergiledikleri şenlikten ibaret olduğunu tüm Türkiye bir kez daha gördü. Yalanla, iftirayla, içi boş ithamlarla ülkemizi meşgul ettikleri için milletimizden özür dilemeleri gerekir. CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti.
CHP'liler kendi iç hesaplaşmalarını varsın gerçekleştirsinler. Bunların parti sözcüleri de, bizzat kendilerinin de tek mesleği var: Yalan. Yalan üzerine bu süreci inşa etmeye çalışıyorlar. Ama artık milletin yakasından düşsünler.
Şimdi diyorlar ki: Biz bu şartlarda Ankara'yı yönetemeyiz. Şu andan itibaren parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir.
TL ÇAĞRISI
Bırakın doları moları; paramıza, Türk Lirası'na dönelim. Türk Lirası artık kaybettirmiyor. Milliliğimizi, yerliliğimizi burada da gösterelim.
TANK PALET FABRİKASI AÇIKLAMASI
Arifiye'deki tank palet fabrikası satılmamış, 25 yıllığına Katar ve Türk sermayesinin ortaklığıyla şu anda çalıştırılan BMC firmasına tahsis edilmiştir. Burada satış kesinlikle yok.