Erdoğan, Fahrettin Altun'u hedef alan CHP'ye sert tepki gösterdi!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'u hedef haline getiren CHP'yi çok sert sözlerle yanıt verdi.
CHP'nin başı çekmiş olduğu bu muhalefet anlayışının hep uzlaşma yerine çatışmayı, birlik ve beraberlik yerine bölücülüğü, müsamaha yerine kin ve nefreti körüklemeyi esas aldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son dönemde belediyelerin yardımlarını engellediğimiz yalanındaki ısrarında, İletişim Başkanımızın ev ve aile mahremiyetine yönelik fütursuz saldırının da gerisinde işte bu hastalıklı zihniyet var. Esasen İletişim Başkanımızın görevi gereği istediği yerde ikamet etme hakkı vardır. Kendisi ailesi ile birlikte İstanbul'un eski bir semtindeki 45 metrekare taban oturumu olan mütevazi bir evde yaşamayı seçmiştir. Hukuken evini kendi arsası içinde büyütme imkanı olduğu halde bunu da yapmamıştır. Evinin ve bahçesinin hemen yanında bulunan, tüm mahallenin de bizar olduğu 200 küsur metrekarelik mezbelelik bir alanı ise Vakıflar Genel Müdürlüğünden kiralayarak bakımını üstlenmiştir. Bu takdir edilmesi gereken çaba, il ve ilçe başkanından medyasına kadar CHP zihniyeti tarafından topyekun bir iftira kampanyasına dönüştürülmeye kalkışmıştır. Bu zihniyetin arkadaşımıza ve ailesine karşı sürdürdüğü çirkin saldırıdaki tutarsızlıklar siyasi kokuşmuşluğun en bariz örneğidir. "
"FUTÜRSUZCA YALAN SÖYLÜYORLAR"
Erdoğan, CHP Üsküdar ilçe başkanının "Ben gittim evin yanındaki arazinin fotoğrafını çektim, İl Başkanıma rapor ettim" dediğini, CHP İl Başkanının da kendi sosyal medya hesabında "Partinin talimatı ile gitmiştir, yine gidecektir" diyerek bu durumu açıkça kabul ettiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"CHP Genel Başkanı ise çıkıyor hiç utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, 'ilçe başkanımız oradan geçiyormuş, fotoğraf çekme diye bir şey yok' diyerek bu açık gerçeği inkar ediyor. Aynı şekilde bu zat, Vakıflar Genel Müdürlüğünün söz konusu mezbelelik arazinin tamamen usullere uygun kira ihalesi konusunda da fütursuzca yalan söylüyor. Belediyelerin yardımları ile ilgili meselede de biz valiliklerle koordinasyon ve planlama yapılması gerektiğini söylerken onlar işi bambaşka yerlere getirmeye çalışıyorlar. Gerçi yardım paketlerinin içine Alevi, Bektaşi kardeşlerimizi İslam dışı gösteren, kanun dışı eylemleri öven kitaplar koymak suretiyle kirli yüzlerini, sinsi niyetlerini bir kez daha göstermeyi de ihmal etmediler. Ve çok açık, net, dağıttıkları kitapçıklarla Aleviliği din olarak takdim eden bu anlayışı özellikle milletimin huzurunda telin ediyorum, kınıyorum. Fuar alanı ve içindeki stand malzemelerini 'Sahra Hastanesi' diye anlatan bu zihniyetin her şeyi gibi bu konudaki hassasiyetinin de sahte ve içi boş olması şaşırtıcı değildir."