Süleyman Özışık'tan okurlarına dikkat çeken soru! Bu iktidarı gönderelim mi?
Türkiye Gazetesi yazarı ve Net Haber Genel Müdürü Süleyman Özışık, yazdığı bugünkü köşesinde, iktidar ve muhalefetin yaptığı icraatları tek tek sıraladı.
Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık, yıllık izninin sona ermesinin ardından yazdığı bugünkü köşesinde, iktidar ve muhalefetin yaptığı icraatları tek tek sıraladı.
Özışık, izinli olduğu süre içinde Türkiye'deki gelişmelere bakıp iktidarın, İstanbul Havalimanı'nın yeni bölümlerini hizmete açtığını ifade ederek "Muhalefet o sırada Haliç ve Küçükçekmece Gölü'nün lağıma dönmesini izledi! 'Ama bize maske gelmedi ki' diye algı yürüttü." şeklinde konuştu.
İktidarın, 52 hidroelektrik santralinin açılışını yaptığını hatırlatan Özışık, sözlerini şu şekilde sürdürdü "Muhalefet o sırada İstanbul'da çeşme kornasını çevirme töreni düzenledi!"
Özışık, iktidarın Türkiye'nin en büyüğü olan Yusufeli Barajı'nı hizmete açtığını belirterek "Muhalefet o sırada İstanbul ve İzmir'de büyük su kesintileri olduğu için vatandaşa tankerlerle su taşımaya başladı." ifadelerine yer verdi.
İşte Süleyman Özışık'ın bugün köşe yazısının tamamı:
Herkese selamlar... Yıllık iznimi kullandığım içip epey süredir sizlerden ayrıydım. Ayrıydım ama bu süre içinde Türkiye'deki gelişmeleri mümkün mertebe takip etmeye çalıştım.
Özellikle iktidar ile muhalefetin neler yaptığını sizlerle paylaşmak için tek tek karşılaştırıp liste hâline getirdim.
Anlatayım müsaadenizle…
İktidar bu süre içinde İstanbul Havalimanı'nın yeni bölümlerini hizmete açtı. Muhalefet o sırada Haliç ve Küçükçekmece Gölü'nün lağıma dönmesini izledi!
"Ama bize maske gelmedi ki" diye algı yürüttü.
İktidar bu süre içinde 52 hidroelektrik santralinin açılışını yaptı. Muhalefet o sırada İstanbul'da çeşme kornasını çevirme töreni düzenledi!
İktidar bu süre içinde Türkiye'nin en büyüğü olan Yusufeli Barajı'nı hizmete açtı. Muhalefet o sırada İstanbul ve İzmir'de büyük su kesintileri olduğu için vatandaşa tankerlerle su taşımaya başladı.
İktidar bu süre içinde terör örgütlerine yandaşlık yapan, İslam Dini'ne hakaret eden bazı baroların siyaset üzerinde kurmaya çalıştıkları vesayeti sona erdirip çoklu baro sistemini getirdi.
Muhalefet ise bu düzenlemeye karşı çıkıp Anayasa Mahkemesine koştu.
İktidar bu süre içinde sosyal medya teröristlerinin önüne geçmek için "Sosyal Medya Düzenlemesi" yaptı. Muhalefet liderleri ise algı operasyonu yaparak internetin ve Netflix'in kapanacağı yalanını köpürttü.
İktidar bu süre içinde Libya ile petrol ortaklığı konusunda anlaşmalar yaptı. Darbeci Hafter'i bozguna uğrattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar'a giderek ülkeye yeni kaynaklar sağlayacak anlaşmalara imza attı.
Muhalefet partilerinden Meral Akşener o sırada Netflix'te Dark isimli dizinin ikinci sezonuna geçtiğini duyurdu. Kılıçdaroğlu da onu pışpışlayarak Erdoğan'a saydırdı.
İktidar bu süre içinde kısa çalışma ödeneğinin üç ay daha uzatılacağını ve pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntı çekenlere yeni krediler dağıtılacağını açıkladı. Konut almak isteyenler için faiz oranlarını 8,5'e indirdi.
Muhalefete bağlı belediyeler ise o sırada suya fahiş fiyatlarla zam yapma derdindeydi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin suya yapmak istediği büyük zam AK Parti'nin itirazıyla geri çevrildi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ise daha önce bedava su vereceğini söylediği köylerde su aboneliğini 7 bin liraya yükselttiğini açıkladı. İzmir'de zaten su yoktu ve millet yine tankerlere akın etti.
İktidar bu süre içinde Ayasofya'yı tekrar ibadete açacağını açıkladı. Muhalefet ise "Ayasofya müze olarak kalsın. Hatta Sultanahmet Camii'ni de müze yapalım" dedi.
Muhalefet ise altta kalmamak için gitti Fatih Sultan Mehmet'e ait olduğu söyleyen ama sonradan sahte olduğu ortaya çıkan bir tabloya 8 milyon TL para saydı. Yetmedi, Fatih Sultan Mehmet'in heykelini yapacağını açıkladı.
İktidar o sırada Ayasofya'yı ibadete açtı. Dünya ayaklandı, Yunanistan bayrakları yarıya indirdi. Türkiye ayaklandı, milyonlar şükür secdelerine kapandı.
Muhalefet partileri ise o sırada 11 belediye başkanını toplayarak bir yemek ziyafeti çekti. Yemeğin kişi başı maliyeti 6 bin liraydı. Yani bir asgari ücretlinin maaşının üç katı.
Yemekte içkinin kapağını açma parası olarak 3 bin 115 lira para ödendi ve bu paralar İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ödendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süre içinde dünya liderleri ile diplomasi trafiği yaptı. Bu süre içinde pek çok tünel, pek çok otoyol, pek çok hastane hizmete açıldı.
Ana muhalefet ise bu süre içinde parti içi muhalefeti bertaraf etmek için kurultay yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir kez daha genel başkan yaptı. Yaptı ama şimdi 2023'te kimi Cumhurbaşkanı adayı göstereceklerine dair kavga etmeye başladılar...
Bakın...
Size en sıradan birkaç karşılaştırmayı aktarmaya çalıştım. İktidarın pandemi sürecinde bedava verdiği sağlık ve ekonomik yardımları anlatmadım. Dünyanın 112 ülkesine yaptığı insani yardımları anlatmadım. Emekliye ödenen ikramiyeleri anlatmadım...
Şimdi birileri "Bu iktidar ülkeyi yönetemiyor. Muhalefet gelirse ülkeye bolluk, bereket, huzur, mutluluk, adalet ve demokrasi gelecek" diyor. Üstelik tüm bunların HDP'nin de içinde olduğu bir yönetim sistemiyle geleceklerini söylüyorlar.
Ne dersiniz?
İnanalım mı?