Süleyman Özışık yazdı! AK Parti ile CHP arasındaki farka bakın
Türkiye gazetesi yazarı ve Nethaber genel müdürü Süleyman Özışık bugünkü köşe yazısında AK Parti ile CHP arasındaki farkları ortaya koydu..
Bir AK Parti'ye, bir de karşısındaki en güçlü rakibi CHP'ye bakın. Sonra dönün MHP'ye bakın, sonra da MHP'yi bölmek için kurulan İYİ Parti'ye... Daha ilk bakışta aralarındaki kumaş ve kalite farkını görürsünüz.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 18 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti, binbir badireye rağmen âdeta yekvücut olmuş hâlde yoluna devam ediyor. Tepeden tırnağa bütün partililer Erdoğan'a şartsız inanmış ve onun gösterdiği istikamete doğru yürüyor.
Bir dönemin Başbakan'ı partiden ayrıldı. Bir zamanların Ekonomi Bakanı kopup gitti. Eski zamanların güçlü bakanları, vekilleri, belediye ve ilçe başkanları yolunu ayırdı. Ama parti hâlâ dimdik ayakta ve en çok oyu alan parti konumunda...
Bir de dönüp CHP'ye bakın. Parti değil, karınca yuvası maşallah. Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Muharrem İnce bir yandan “Memleket Hareketi” başlatıyor. Ekrem İmamoğlu diğer yandan partinin içini oyuyor. Canan Kaftancıoğlu desen düşman başına. Kavgalı olmadığı kimse yok.
Kadının Atatürk'le bile sorunu var düşünün!
Ayrılan milletvekilleri ve çaptan düşen genel başkan yardımcıları partiyi FETÖ'nün yönettiğini söylüyor. İl ve ilçe kurultaylarında yumruklar, tekmeler, sandalyeler havalarda uçuşuyor.
E, lider deseniz, Kemal Kılıçdaroğlu evlere şenlik. Ortalık yerde bin tane sorun varken o, pişpirik kâğıdı oynamamayı kafasına takmış dertleniyor!
Şimdi bu iki rakibi tepeden tırnağa kıyasladığınızda, hangisinin ülkeyi yönetmesini istersiniz?
Ya da şöyle sorayım.
Muhalefetteyken bir koltuk için bile birbirine düşen bir partinin, hasbelkader iktidar olduğunda nasıl bir kavgaya tutuşacağını az çok tahmin edebiliyor musunuz?
Yahu Allah için bir kez CHP kafasıyla düşünmeyin.
AK Parti'ye bir alerjiniz var ise partilerin ismini çıkarın öyle düşünün. Varsayın ki isimsiz iki parti bu hâliyle karşınıza geliyor ve "Ülkeyi biz daha iyi yönetiriz" diyor.
Hangisini tercih edersiniz?
"A partisi değil de B partisi bizi daha iyi yönetir" diyorsanız, kusura bakmayın ama vallahi de billahi de siz iyi değilsiniz. En basit tabirle akli melekelerinizi kaybetmişsinizdir!..
Aynı kıyaslama MHP ile İYİ Parti için de geçerli.
MHP'ye baktığınızda çelik gibi iradesiyle "İlle de Devlet" diyen bir Devlet Bahçeli görüyorsunuz. Siyasi hayatı boyunca hiçbir zaman tuzak kurmayan, her daim ülkeye ve millete kurulan tuzakları bozan bir lideri izliyorsunuz. Ve MHP'de bu bilge lidere isyan eden, eleştiren aykırı tek bir ses duymuyorsunuz.
Bir ittifak ortağı düşünün ki bugüne kadar iktidar partisinden genel müdür düzeyinde bile bir koltuk isteğinde bulunmamış. Ne bileyim, "Şuraya bizim adamımızı atayın, burayı biz yönetelim" dememiş.
Buna rağmen parti içinde Allah'ın bir tek kulu çıtını çıkarmamış, sadece ama sadece devletin âli menfaatlerini düşünmüş.
Bir de İYİ Parti'ye bakın!
Hangi rezilliği sayacağınızı şaşırırsınız. Birileri "Oy verilmeyecek isimler" listesi hazırlıyor. Partinin ağır abilerinden sayılan 15 isim bir anda liste dışı kalıyor. Bu isimler daha önce "Liderim" diyerek ardına düştükleri Meral Akşener'e isyan bayrağı açıyor, parti grup toplantılarına katılmıyor.
Bir genel başkan yardımcısı ekrana çıkıp, "Bizim İstanbul İl Başkanı FETÖ'cüdür" diyor. Bir diğeri, "Bizim liderimiz tüm uyarılarımıza rağmen Kars'ı bilerek isteyerek HDP'ye teslim etti" açıklaması yapıyor. Bir başkası, "Biz bunun arkasından yürüdük ama bu yakında AK Parti ile ittifak yapacak" diyor.
Lider diye ardına düşükleri kadın ise acz içinde kendi dava arkadaşlarıyla kavga ediyor. Birine, "Yalancı", diğerine "İftiracı" diyerek günü geçiriyor.
Şimdi el vicdan!
Bu parti ile MHP'yi aynı kefeye koyabilir, "Bizim parti MHP'den çok daha iyi" diyebilir misiniz? Diyebiliyorsanız Allah sizin şifanızı versin, çünkü gerçekten rahatsızsınız demektir.
Ha...
Çok istiyorsanız diğer partileri de sayabilirim yani... Hani o çok umut bağladığınız HDP'yi, Gelecek Partisi'ni falan da anlatabilirim.
Gerçi HDP'yi çok anlatmaya gerek yok. Görevden alınan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ile partinin eski vekillerinden Altan Tan ile Sırrı Süreyya Önder'in "PKK ile aramıza mesafe koyamadık, onların emrini uygulamaktan öte bir şey yapmadık" sözlerini hatırlatsam yeter herhâlde...
Gelecek Partisi diyorsanız, istifa eden il ve ilçe teşkilatlarını hatırlatır, yüzde 0,7 oy oranını hatırlatırım.
Şimdi...
Bütün bu partiler bir ittifakın içinde yer alıyor veya alacak. İttifak olarak değerlendirme yapmak gerekirse...
Lütfen dönüp AK Parti ve MHP ve Büyük Birlik Partisi'nin içinde yer aldığı Cumhur İttifakı'ndaki kader birliğine ve ahenge bakın. Bir de CHP'nin, İYİ Parti'nin, HDP'nin hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle ettikleri kavgalara bakın.
Şimdi sorma hakkımı kullanıyorum.
Birbirleriyle kavgalı olan bu partiler, ülkeye barış ve kardeşlik iklimini getireceklerini söylüyor.
Getirebilirler mi?
Tek dertleri koltuk kavgası olanlar bu ülkeye liyakat ve ehliyet anlayışını getirebilir mi?
Bugün muhalefet koltuğunun getirdiği rant uğruna birbirini yiyenler yarın her şeyi bir kenara bırakıp bu ülkede ekonomiyi düzeltebilir mi?
Evet mi dediniz?
E, vallahi siz kafayı tam anlamıyla sıyırmışsınız demektir. Geçmiş, meçmiş falan da olmasın.
Allah müstahakınızı versin!