İntihar eden Adem Yarıcı'ya devlet 44 bin lira yardım yapmış
Hatay Valiliği önünde "Çocuklarım aç" diyerek kendini ateşe veren ve geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Adem Yarıcı'ya devletin bugüne kadar 45 bin liraya yakın yardımda bulunduğu ortaya çıktı.
AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Yarıcı’nın İŞKUR tarafından ‘toplum yararına çalışma programı’ kapsamında çalıştırıldığını ancak ‘işi beğenmediği’ gerekçesiyle istifa ettiğini söyledi.
Meclis’te konuşan Özkan, şunları ifade etti: Eşi ve kendisi devletten sosyal yardım alıyordu, 2010'da Antakya Devlet Hastanesinde antisosyal kişilik bozukluğu, "bağımlılık sendromu" teşhisi konulmuş, bir psikolojik rahatsızlığı olduğu hastane raporlarında mevcuttur. Yine, eşine şiddet uygulamış ve uzaklaştırma kararı alınmış bir kişidir. Her zaman bu Genel Kurulda kadına karşı şiddetle ilgili hassasiyetimizi bütün siyasi parti grupları da yine ifade ediyor.
Antakya Belediyesi, Hatay Büyükşehir Belediyesi, Valilik önünde müteaddit defalar benzeri bir intihar girişiminde bulunmuştur. Yine, "toplum yararına çalışma programı" kapsamında işe sokulmuş ancak işi beğenmediği için işten ayrılmıştır. Aileye, yani Adem Yarıcı'nın ailesine, sosyal devlet olmanın gereği olarak 2012-2019 tarihleri arasında 10 bin 764 lira 99 kuruş TL nakdî yardımda bulunulmuş, Antakya Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından, 33 bin 222 lira 37 kuruş olmak üzere, toplamda 44 bin 87 lira toplam yardımda bulunulmuştur.
CHP’den tepki: Fil gibi bir tarafınız öbür tarafı deviriyor
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Özkan’ın “antisosyal kişilik bozukluğu” ifadesine tepki gösterdi:
Canlı yayında söylerseniz antisosyal kişilik bozukluğu belirtisine sahip birçok kişiyi bunun bir hastalık olduğu noktasında rahatsız edersiniz, yakınlarını üzersiniz; kişilerin, psikiyatrlarından almış oldukları bu telkin ve bu belirti üzerinden kendileriyle yapılan sohbetleri değersizleştirirsiniz. Yaptığınız iş, söylem çok yönden züccaciyeci dükkânındaki fil gibi; bir tarafımız bir tarafını, bir tarafımız bir tarafını deviriyor. Ya, insanları adli sicilleri üzerinden kriminalize edip intihar girişimini bambaşka bir boyuta çekiyorsunuz; bu sefer, burayı izleyen, antisosyal kişilik bozukluğu -"sorunu" bile dememek lazım- belirtisiyle baş etmeye çalışan insanlara da haksızlık ediyorsunuz.
“Hiç kimse provokatif eylem yapmak için kendini yakmaz”
İYİ Partili Lütfü Türkkan da Meclis’te ne zaman intihar haber konuşulsa iktidar tarafından “akli dengesi bozuk”, “şu kadar davası var” gibi ifadeler kullanıldığını söylerken şu ifadeleri kullandı:
Suçlamalarla bu intihar eylemlerini basitleştiriyorsunuz. Bakın, hiçbir adam provokatif eylem yapmak üzere kendini yakıp öldürmez. O noktaya geldiği zaman çok önemli psikolojik bir buhran yaşadığı doğru, intihar etmek öyle kolay karar verilecek bir mesele değil ki hayatınıza son veriyorsunuz. Ölmek bayılmaya benzemiyor, bayılıp bayılıp ayılabiliyorsunuz da ölünce bir daha geri gelmek yok; adam hayatına son veriyor, öyle ucuz bir iş mi ya!
“İlla o adam ya hırsız olacak, ya manyak olacak, ya deli olacak. Ya, böyle bir suçlamayla bu işleri geçiştiremezsiniz” diyen Türkkan şöyle devam etti:
Adam ölüyor ya ve diyor ki: "Çocuğum aç." Bunun izahı gerekiyor. Bu şekilde, Anayasa'nın sosyal devlet ilkesinden kaynaklı bize verdiği vazifelerle bu kadar yardım ettik… Ya, millet "Çocuğum aç." diyor, intihar ediyor. Bununla ilgili araştırma önergesi istiyoruz "hayır" diyorsunuz; "Konuşalım." diyoruz intihar edenleri suçluyorsunuz. Bunlar çözüm değil, bunlar şu anda sizi kandıran çözümler; haberiniz olsun.