FETÖ yapılanmasına çok ağır bir darbe daha!
Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarına karşı yürütülen operasyonlardan kapsamında çok kritik bir eşik daha geride bırakıldı.
TRTHaber'de yer alan habere göre Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kamu kurumlarından tasfiyesinde önemli rol alan ByLock soruşturmalarında önemli bir eşik daha aşıldı. ByLock kullanıcılarının belirlenmesinden sonra şimdi de içerikler incelenmeye başlandı.
8 bin 472 kripto FETÖ'cü tespit edildi
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı FETÖ’nün kripto iletişim programı ByLock içeriklerini tek tek inceledi.
İçeriklerde tespit edilen ve araştırmalar sonucu örgütle iltisakları bulunan 8 bin 472 kripto FETÖ’cüyle ilgili işlem başlatıldı.
Bu kişilerden 6 bin 168’inin sivil örgüt mensuplarından oluştuğu tespit edildi.
İçerikler incelenmeye devam ediyor
15 Temmuz darbe girişiminin ardından MİT ByLock’ta tespit edilen FETÖ’cülerin isimlerini adli makamlarla paylaşmış, örgütle ilişkisini gizleyen birçok ByLock kullanıcısı yakalanmıştı.
İçerik incelemesinde ise örgütle ilişkisini gizleyen, ByLock kullanmayan FETÖ’cüler tespit edildi. Bu isimler belirlenirken FETÖ’cülerin ByLock’ta yaptığı konuşmalar dikkate alındı.
Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı'nın tespit ettiği isimler adli mercilere bildirildi.
102 bin ByLock kullanıcısı deşifre edildi
KOM Daire Başkanlığı'nın halen içeriklerinin çözülmesi ile ilgili titiz çalışmalarını sürdürdüğü FETÖ’nün kriptolu iletişim programı ByLock süreci ne zaman başladı ve soruşturmalarda nelere ulaşıldı?
İşte kısa kısa ByLock’a dair detaylar….
-FETÖ'nün üst düzey elemanları tarafından alınan kararlar ByLock'la alt kademelerde bulunan üyelere gönderilirdi. Yapılan operasyonlarla şimdiye kadar 102 bin ByLock kullanıcısı deşifre edildi.
-ByLock, en üst tabandan en alt kademeye kadar FETÖ elemanlarının kullandığı kriptolu bir haberleşme programı. Programla, kriptolu anlık mesajlaşma, sesli görüşme, grup mesajlaşmaları, dosya paylaşımı ve e-posta iletimi yapılabiliyor.
-FETÖ mensupları ByLock'u ilk olarak 2014 yılının başlarında kullanmaya başladı. Deşifre olduklarını anlayan örgüt, programı kullanmama kararı aldı. Son olarak 2016 Şubat ayında kullandıkları tespit edildi.
-ByLock ilk kez MİT tarafından ortaya çıkarıldı. Litvanya'daki ByLock sunucusuna 2015'te sızan MİT, programın Türk asıllı David Keynes adına kurulmuş tabela bir şirket tarafından piyasaya sürüldüğü belirledi.
-MİT, ByLock'u yükleyen örgüt mensuplarının 38 haneye kadar şifre oluşturduğunu tespit etti.
- Yapılan çalışmalar sonucunda 'bilinçli' veya 'bilinçsiz' indirme değil kullanma durumu göz önüne alınıyor. Yani 'kayıt olmuş' ve en az 3 kez kullanmış olanlar dikkate alınıyor.
ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilerek gözaltına alınan FETÖ'cülerin 'haberim yok' ve 'ben kullanmadım' şeklindeki ifadeleri doğruyu yansıtmıyor..
Yargıtay'dan Bylock kararı: FETÖ ile iltisak delili
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ilk ByLock mahkûmiyet kararını 26 Eylül 2017'de onadı. Kurul'un ByLock'la ilgili ilk tespitleri de onama kararının gerekçesinde yer aldı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti, kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
ByLock'un teknik analizini çıkarıldı
ByLock kullanımının kesin delillerle tespitinin kişinin örgütle bağlantısının göstergesi olarak kabul eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 30 Mart 2019'daki kararıyla da ByLock'un teknik analizini çıkardı.
Gerekçede, kullanılması için indirilmesi yeterli olmayıp, özel bir kurulum gerektiren ByLock iletişim sisteminin, güçlü bir kriptolama yoluyla internet bağlantısı üzerinden iletişim sağlamak üzere gönderilen her bir mesajın farklı bir kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan tasarıma sahip olduğuna değinildi.
Kurulun gerekçesinde, 2014 başlarında iletişim sistemlerine ait uygulama mağazalarında yer alıp bir süre herkesin erişimine açık olan ByLock'un bu mağazalardan kaldırılmasından sonra geliştirilen, yenilenen sürümünün ancak örgüt mensuplarınca, harici bellek, hafıza kartları ve bluetooth yoluyla yüklendiğinin anlaşıldığı bildirildi.
Anayasa Mahkemesi de "FETÖ delili" dedi
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, FETÖ'nün kriptolu yazışma programın delil olduğu yönünde karar vermişti.
Yüksek Mahkemenin 2017'deki kararının gerekçesinde şunlar kaydedildi:
"ByLock özelliklerine ilişkin soruşturma ve kovuşturma mercilerinde yapılan tespit ve değerlendirmeler göz önüne alındığında kişilerin bu uygulamayı kullanmalarının veya kullanmak üzere elektronik/mobil cihazlarına yüklemelerinin soruşturma makamlarınca FETÖ/PDY ile ilgi bakımından bir belirti olarak değerlendirilmesi mümkündür. Darbe teşebbüsüyle veya FETÖ/PDY ile ilgili yürütülen soruşturmalarda, soruşturma makamlarınca veya tutuklama tedbirine karar veren mahkemelerce, 'ByLock'un kullanılmasının ve/veya kullanılmak üzere elektronik/mobil cihazlara yüklenmesinin somut olayın koşullarına göre suçun işlendiğine dair 'kuvvetli belirti' olarak kabul edilmesi, anılan programın özellikleri itibarıyla temelsiz ve keyfi bir tutum olarak değerlendirilemez."
Anayasa Mahkemesi'nin son kararı
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu son olarak, ByLock'un mahkûmiyet kararında tek veya belirleyici delil olarak kullanılmayacağına ilişkin iddiaların "açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilemez bulduğu bir bireysel başvuruda, programla ilgili yeni değerlendirmeler yaptı, ByLock verilerinin hukuki delil olduğu sonucuna ulaştı.