Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Haberlerde görmüşsünüzdür herhalde. Ankara Büyükşehir
Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek'in, eski Devlet Bakanı
Gürcan Dağdaş hakkında açtığı davanın görülen ilk celsesinde ilginç
bir gelişme yaşandı.
Mahkeme, hakkında tazminat davası açılan Gürcan Dağdaş'ın isteği
üzerine, daha önce benzerine şahit olmadığım bir karara imza attı
ve Melih Gökçek'in mal varlığının incelenmesini istedi.
Bugüne kadar sayısız kişi hakkında tazminat davası açtım, hakkımda
da sayısız tazminat davası açıldı. Bu tür davalarda işlerin nasıl
yürüdüğünü bilen biriyim.
Kısaca anlatayım.
Bir polis memuru size gelir ya da sizi en yakın polis merkezine
davet eder. Gelir gider durumunuzu, oturduğunuz evin kira olup
olmadığını, evinizde başka çalışan olup olmadığını ve kaç çocuğunuz
olduğunu sorar. Bütün bu bilgileri sizin verdiğiniz beyana göre
elindeki forma doldurur ve teşekkür eder.
Bu belge mahkemeye aktarılır ve mahkeme bu belge doğrultusunda
hareket eder.
Bu kadar!
Ancak Melih Gökçek'in davacı olduğu davada tuhaf bir şeyler
var. Gökçek hakkında verilen karara şöyle bir göz attım.
Mahkeme heyeti, Melih Gökçek'in siyasete atıldığı tarihte
açıkladığı mal bildirimi istenmiş. Yetmemiş Türkiye'deki bütün
bankalara "Melih Gökçek'in sizde ne kadar parası
var?" diye yazı yazılmasına karar verilmiş.
O da yetmemiş,
Melih Gökçek'in üzerine kayıtlı ne kadar malı mülkü ve taşınmazı
var ise hepsinin mahkemeye bildirilmesi istenmiş!
Yani mahkeme hâkimi Bayram Gökhan neredeyse Melih Gökçek'in mal
varlıklarına el konulması kararı alacakmış da "Şimdilik bu
kadarı yeter, çok dikkat çekmeyelim" diye düşünmüş
herhalde!..
Dedim ya hani, daha önce böyle bir karara hiç rastlamadığım için
merak edip araştırma ihtiyacı hissettim.
"Ülkenin bu kadar sorunu varken bula bula Melih Gökçek'in
davasını niye merak ettin ki?" diye soracak olanların
önyargısını kırmak adına şunu peşinen söyleyeyim.
Melih Gökçek bugüne kadar gerek AK Parti içinden gerekse AK Parti
dışından pek çok kişinin hedef gösterdiği biri oldu. Her iki
kesimde de imkân bulduğunda Melih Gökçek'i bir kaşık suda boğmak
isteyen isimler olduğunu biliyorum.
"Acaba" dedim...
"Acaba bu işin içinden Melih Gökçek'le kavgalı olan ve
geçtiğimiz dönemlerde yargıdaki bazı isimlere açıkça hükmettiği
belgelere yansıyan Mansur Yavaş İsmi çıkabilir mi?" diye
düşündüm.
Ya da "Melih Gökçek'i 'Parsel parsel
verdin' suçlamasıyla herkesin hedefi haline getiren Bülent Arınç
ismine rastlayabilir miyim?" diye merak
ettim.
Merak ettim çünkü "Bir hâkim, siyasi bir baskı olmadığı
sürece böyle bir karar almaya kolay kolay cesaret edemez"
diye düşündüm.
Dijital çağda olduğumuz için aradığım bilgiye ulaşmam pek de zor
olmadı.
İşin içinden Mansur Yavaş ve Bülent Arınç çıkmadı ama başka bir AK
Partili isim oldu. O AK partilinin ismini açıklamadan önce
ilişkiler yumağından bahsedeyim.
Mahkemede Melih Gökçek hakkında tuhaf kararı veren hâkim Bayram
Gökhan'ın oğlu Mehmet Alperen Gökhan, "Reel Alacak
Yönetim" isimli anonim iki ortağından biri.
Ticaret Sicil Gazetesi'nde yer alan kayıtlara göre şirketin diğer
kurucusu ve ortağı ise Mustafa Yazıcı. Yani AK Parti'de halen aktif
siyaset yapan Hayati Yazıcı'nın oğlu...
Hayati Yazıcı yerel seçimler öncesinde katıldığı bir canlı yayında
kendisine Melih Gökçek ismi sorulduğunda "Sözünü ettiğiniz
kişi, bizim partimizde belediye başkanlığı yaptı, görevini
bırakması istendi. Gökçek’in görevden alınması iş olsun diye
istenmedi" yorumunda bulunarak gündeme gelmişti.
Melih Gökçek ise bu suçlamaya, "Ya sabır celle celalühü.
Davama zarar vermemek için susmaya devam ediyorum. Benimle ilgili
kamuoyunun önüne çıkamayacak bir suçum varsa açıklamazsan
namertsin. Hadi yiğitsen devam et. Sabrımı taşırma. Vallahi tozunu
atarım” diyerek cevap vermişti.
Kısacası...
Hayati Yazıcı'nın Melih Gökçek'ten nefret ettiğini ve görevden
alınması için büyük çaba sarf ettiğini bilmeyen
yok. "Ne demeye çalışıyorsun, açık ol"
diyorsanız, açık açık yazayım.
Ben bu davanın tesadüfen Hâkim Bayram Gökhan'ın önüne konulduğuna
inanmıyorum. Hâkim Bayram Gökhan'ın da Melih Gökçek ile ilgili sıra
dışı kararı öyle "iş olsun" diye verdiğine
inanmıyorum.
Verilen kararın içinde bir siyasi intikam hırsı görüyorum!
Melih Gökçek ile hayatım boyunca bir araya gelmedim, iki kelime
etmedim. Ama Gezi eylemleri döneminde ve özellikle 15 Temmuz darbe
girişimi sırasında verdiği insan üstü mücadeleye de hiç hak
etmediği halde partiden uzaklaştırılmasına rağmen seçim
dönemlerinde kendisi adaymış gibi nasıl çalıştığına da
şahidim.
Belki birilerine basit bir dava gibi gelebilir ama ben yine de
Adalet Bakanlığı'nın bu davadaki ilişkileri irdelemesi gerektiğine
inanıyorum.
Daha da önemlisi...
AK Parti'ye ve Erdoğan'a dost olan Melih Gökçek'i ısrarla ve inatla
düşman haline getirmeye çalışanların da artık bir yerde durması
gerektiğine inanıyorum.
Erdoğan’a düşmanlığı ile bilinen sol gazetelere “Melih
Gökçek Bakan olmak için çalışıyor” diye haberler yaptırıp
sonra bu haberleri Gökçek’e saldırmak için kullanmanızdan gına
geldi artık.
O haberleri sizin yaptırdığınızı biliyorum zira çeşitli ortamlarda
bu haberi yapanlar haberin kaynağını ağzından kaçırabiliyor.
Ne istiyorsunuz arkadaş?
Melih Gökçek’in de Muharrem İnce gibi ortaya çıkıp, “AK
Parti içinde bana kumpas kuran isimler var” diye feryat
etmesini mi bekliyorsunuz yoksa başka bir partiye geçmesi için mi
çabalıyorsunuz?
Yeter artık yani...
Hakikaten yeter...
Haksızlığın bile bir sınırı olmalı...