Kendimi bildim bileli savunduğum bir davam ve 17 yıldır o
davanın savunucusu olduğu için destek vermeye çalıştığım bir lider
var. Bugüne kadar kıymet verdiğim bu iki değeri köşe yazılarımla
savunmaya çalışıyordum.
Ancak son dönemlerde yaşananlar, bunun yeterli olmadığını
gösterdi.
Bazıları, "gördüğü lüzum üzerine" partisine ve
davasına sırtını dönüp gitti. Ben de "gördüğüm lüzum
üzerine" davama ve inandığım adama bundan böyle bir köşe
yazısıyla değil, bir gazete ile destek olmaya karar verdim.
Dünyanın yarısını katleden Avrupa'nın barbarları, içerideki
elemanlarını harekete geçirmişken, Türkiye'nin tüm milli ve yerli
değerleri saldırı altında kalmışken, bir şeyler yapmak
gerekiyordu.
Ben en azından elimden geleni yapmaya karar verdim.
Gelen son seçim sonuçlarından sonra "Bu iş bitti"
yorumları yapanlara inat, "Bu iş daha yeni
başlıyor" demek için Nethaber'in başına
geçtim.
Piyasadaki gazetelere ve internet sitelerine bakıldığında, geriden
geldiğimi biliyorum. Avantajlarımı ve dezavantajlarımı da
biliyorum. Hayatım, dibe vurup yukarı sıçramakla geçti. Allah'ın
izniyle bunu bir kez daha yapacağım.
Yazdıklarım yanlış anlaşılmasın.
Davama ve o davayı savunan lidere destek vereceğimi söylüyorum.
İçimizde olup yanımızda olmayanlara, hak davasını kendi ikbal ve
istikbal davası uğruna harcayanlara, yaptıklarıyla başımızı utanç
içinde yere eğmemize neden olanlara destek vermeyeceğimi,
vereceğimizi de peşinen ilan ediyorum.
Yayınladığımız tanıtım reklamında da belirttiğimiz gibi...
Yer küre üzerinde zulmün tezgahından geçen her kim varsa, diline,
dinine, ırkına, cinsiyetine ve milliyetine bakmaksızın hakkını
savunacağız bu sitede. Tacizcilerin, tecavüzcülerin, ülkesine ve
milletine ihanet edenlerin peşini asla bırakmayacağız.
Asla ve kat'a "Hırsız bizdense, haksızlık bizdense sorun
yok" demeyeceğiz.
Hırsız kim olursa olsun, yolsuz kim olursa olsun yakasına
yapışacağımıza dair ahdimiz var.
NetHaber yayına başladığında karşı mahallede konuşlanan birileri,
"Çok gerek varmış gibi yeni bir yandaş gazete daha
geldi" yorumları yaptı.
Onlara söyleyecek tek sözüm var.
Ben, bugüne kadar kimi zaman haklı olarak eleştirip dalga
geçtiklerinize benzeyen biri değilim. Vicdanıma ve aklıma ters
düşen her şeyi tereddütsüz reddeden biri oldum meslek hayatım
boyunca.
Aranızdan bazıları beni Gezi olaylarında yazdığım yazılardan, 17/25
Aralık'taki duruşumdan ve 15 Temmuz'daki mücadelemden tanır.
Ama yakında hepiniz tanıyacaksınız!
Düne kadar sizinle sınırlı bir köşe yazısıyla mücadele ediyordum.
Şimdi yüzlerce haber, onlarca yazar ve yüzbinlerce okurla birlikte
mücadele edeceğim.
Zamanı gelince o gücü hissedeceksiniz!
Ve son söz beni bugüne kadar hiçbir şartta yalnız bırakmayan
dostlarıma, kardeşlerime ve arkadaşlarıma...
Allah biliyor ki bugüne kadar size hep samimi duygularla geldim.
Aynı samimi duygularla şunu söylemek isterim.
Bu yola çıkarken önce Allah'a güvendim, sonra sizin vereceğiniz
desteğe inandım.
Şimdi, burada birbirimize bir söz vereceğiz!
Sebebi ne olursa olsun bırakıp gitmek olmayacak. Kızma,
eleştirme ve gerektiğinde yerden yere vurma hakkınız baki. Ama
"Küstüm, kızdım, kırıldım" diyerek gitmek
yok.
Çünkü ben bu gazeteyi sizinle birlikte çıkarmak istiyorum.
"Biz destek vermeyeceğiz" diyorsanız, Allah
şahittir ki tek saniye düşünmeden şimdi şuracıkta bırakmaya
hazırım! Ama "Varız" diyorsanız, sizinle kıyamet
çatlağına varıncaya kadar yürümeye hazırım.
Eğer hazırsanız, haydi başlayalım!
Haydi bu ülke için hep beraber güzel bir şeyler yapalım!