Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Hayret ediyorum ya…
Hakikatten hayret ediyorum!
AK Parti’nin üzerinde öyle bir uyuşukluk öyle bir vurdumduymazlık var ki adeta olaylara sağır kesilmiş gibi davranıyor.
Hatırlıyorum eskiden AK Parti’nin MKYK’sından herhangi bir yetkilinin açıklaması dahi gündem oluşturabiliyorken bugün Erdoğan dışında gündem oluşturabilen kimse yok gibi…
Genelleme yapmıyorum fakat çoğu yetkili kendi argümanlarını sunmak yerine muhalefetin ithamlarına cevap yetiştirmeye çalışıyor.
Delinin teki kuyuya bir taş atıyor kırk tane akıllı da onu çıkarmaya çalışıyor.
İnanın bana hem CHP yönetimi hem de belediye başkanlığı dışında her mesele hakkında fikir beyan eden İmamoğlu, bu durumdan oldukça memnunlar.
Gündem belirleyebiliyorlar daha ne olsun…
Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zamanlarda yoğun mesaisini dış politikaya harcıyor.
Libya meselesi, ABD-İran arasındaki gerginlik ve Akdeniz’deki haklarımızın müdafaası derken haliyle konuşmalarının çoğunluğunda iç politikadan ziyade dış politikaya ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Ve her yaptığı açıklama gündem oluyor. Erdoğan gündem olabilme kabiliyetini siyasete adım attığı andan beridir sürdürebilen nadir liderlerden bir tanesi.
Lakin bu süreçte AK Parti ne yapıyor çok merak ediyorum…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesaisinin çoğunu dış politika doldururken bu dönemde iç politikada tartışmalara yön vermesi gereken taraf mecliste en çok vekili bulunan AK Parti olması gerekmez mi?
Gelgelelim AK Parti ‘’Reis biraz da bu konuda konuşsa…’’ diye bekleyerek fırsatları bırakın görmezden gelmeyi adeta tepiyor.
Allah aşkına bazı şeyleri yapmak için illa da Erdoğan’ın herhangi bir açıklamada bulunması mı gerekiyor?
Doğru zamanda, doğru şekilde, doğru yerde, doğru argümanları kullandığınız takdirde gündem oluşturmak işten bile değil.
Muhalefet tam da böyle yapıyor…
Mesela Kanal İstanbul tartışmaları…
Dört koldan veri sunuyorlar.
Veri dediğime bakmayın inanın bana bilgi diye verdiklerinin hiçbirinin bilimsel bir alt yapısı yok.
Onlarda gerçeği bildiklerinden laf kalabalığı yaparak hakikati saklamaya çalışıyorlar.
Ekrem İmamoğlu’nun Youtube hesabı seçim döneminde olduğu kadar aktif kullanılmaya başlandı.
İki, üç videoda bir İmamoğlu’nun reklamı çıkıyor ve Kanal İstanbul’un nasıl bir ‘felaket’ olduğunu anlatan videosu oynamaya başlıyor.
E toplu ulaşımdaki reklam pano ve ekranlarını zaten biliyorsunuz.
İkide bir ‘’Kanal İstanbul yapılmamalı çünkü?’’ başlıklı yazılar, görüntüler paylaşılıyor.
Sizin anlayacağınız bir yalan ancak bu kadar iyi savunulabilir ve adamlar kendilerinin bile inanmadıkları yalanları ellerindeki tüm imkanlarla savunmaya çalışıyorlar.
Sosyal medya deseniz hakeza orası da öyle.
Kısa süre içerisinde gündem listelerine girerek sanki tüm ülke onların söylediklerini söylüyormuş gibi algı oluşturuyorlar.
İktidar tarafında ise Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim Başkanlığı’nın çabalarıyla bazı adımlar atılıyor ve bu yolla millet bilinçlendirilmeye çalışıyor.
Külliye tarafı ve ilgili bakanlar gerekli açıklamaları yapıyor yapmasına da bilimsel verileri siyasi çıkarlara feda etmemek için iç politikaya yön vermesi gereken AK Parti'li yetkililer bu konuda eksik kalıyor.
Kanal İstanbul’un ilk açıklandığı dönemi hatırlasanıza.
Erdoğan ‘Çılgın Proje’ demişti ve yer yerinden oynamıştı. O gün bugündür projenin halktaki algısı hep olumlu oldu.
Lakin geldiğimiz noktada Kanal İstanbul’un yapılması için uygun şartlar yakalanmasına rağmen muhalefetin algı çalışmaları daha etkili oluyor.
Peki ne yapılabilir?
Yapılacak o kadar çok şey var ki birkaç tanesinden kısaca bahsedeyim.
Mesela Kanal İstanbul hakkında bilim adamlarının ekseriyeti iktidarın fikirlerine yakın argümanlar sunuyorlar.
Her kesime hitap etme özelliğiyle bilinen Prof. Dr. İlber Ortaylı bile Kanal İstanbul’un gerekliliğinden bahsediyor.
Bahsetmekle kalmıyor Montrö sözleşmesine aykırı olduğunu söyleyen muhaliflerin de ağızlarının payını veriyor.
Kendisinden hazzetmem fakat İmamoğlu’nun ‘’Emirlerinizi bekliyoruz’’ dediği jeolog Celal Şengör, projenin kesinlikle yapılması gerektiğini ve depreme sebep olur palavralarının da yalandan başka bir şey olmadığını söylüyor.
Hayretler içerisinde soruyorum, çıkıp ‘’Harekete geçmek için emir vermesini beklediğiniz Celal Şengör bile Kanal İstanbul yapılsın diyor. Hani ne oldu bilime olan saygınıza?’’ demek bu kadar zor mu ya?
ÇED raporunda yaklaşık 200 bilim insanı çalıştı.
Tüm bu bilim insanlarını sempozyumda bir araya getirmek ve o sempozyumdan çıkan sonuç bildirisini küçük, anlaşılabilir broşürlere bastırıp sokak sokak bütün vatandaşlara dağıtmak bu kadar zor mu ya?
İlber Ortaylı’yla ve diğer bilim insanlarıyla Kanal İstanbul konulu özel TV ve sosyal medya yayınları yapmak bu kadar zor mu ya?
İnanın bana zor değil. Bunları kuru eleştiri olsun diye söylemiyorum bilakis eldeki bu kadar fırsatın heba edilmesinden dolayı üzgün olduğum için söylüyorum.
Olguda kazandığımız çoğu zaferi algıda kaybetmeyelim istiyorum.
Ama neyse biz yine de çok ses etmeyelim…
Biliyorsunuz malum AK Parti uyuyor…