Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
CHP-HDP-İYİ PARTİ arasında Oscar'a katılsalar Di Caprio kadar bekletilmeden ilk senesinde ödülü almaya hak kazanacak kalitedeki oyuncular tarafından sahnelenen 'kontrollü' tiyatroyu izliyorsunuz değil mi?
Ne demek ne tiyatrosu?...
Umarım aralarında var gibi göstermeye çalıştıkları 'kavgaya' inanmamışsınızdır...
Nerden çıkarıyorum bunu?
Şuradan çıkarıyorum bunu...
AK Parti ve MHP karşısındaki cephede yer alan partiler, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimlerde nasıl ki kendi iradeleriyle bir araya gelmediyseler şimdi de kendi iradeleriyle kavga etmiyorlar.
Ortada en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir Ali Cengiz oyunu var.
İzin verin açıklayayım...
Bildiğiniz üzere daha önce Cumhur İttifakı'na karşı Millet İttifakı'nı kurmuş, dışardan eklemeli gizli ortak HDP'yi de kervanlarına katarak Erdoğan dönemine son vermeye çalışmışlardı.
Planlarına göre İYİ Parti; MHP'den, Saadet Partisi de kırgın muhafazakâr seçmenden oy tırtıklayarak Erdoğan'ın oyunu yüzde 50'nin altına düşürecek ayrıca Cumhur İttifakı'nın mecliste çoğunluğu ele geçirmesine de mâni olacaklardı.
O döneme tüm çıplaklığıyla bakalım derseniz planlarına oldukça sadık hareket ettiklerini görürsünüz. Üst akıllarının çizdiği rotadan sapmayarak; Kemalistleri, 'ülkücü' geçinenleri, HDP'nin apo posterleriyle miting yapan seçmenini ve oy oranı yüzde 2'nin üzerine çıkamayan Saadet kitlesini pusulada aynı çerçeveye mühür vurdurdular.
Plan eksiksiz uygulandı. Fakat yetmedi...
Ve denklemi değiştirmek zorunda kaldılar. Çünkü eğer aynı yolda devam etseydiler, İYİ Parti'nin, 'milliyetçi' bir hareket olduğuna inanarak oy veren seçmeni, HDP ile kurulan gayrı meşru ilişkiden git gide işkillenerek oyunu geri çekmeye başlayacaktı.
Başlamıştı da...
Bunu CHP için söylemek oldukça zor. Zira CHP'nin yüzde 25'lik öyle bir kitlesi var ki Erdoğan'a karşı alenen Murat Karayılan'la ittifak kurulsa dahi gözünü kırpmadan gider oyunu verir, geri gelir.
Açık konuşmak gerekirse bu durumun, İYİ Parti için de aynı şekilde cereyan edeceğini, ne olursa olsun Erdoğan karşıtlığının bütün kırmızı çizgileri yok saydıracağını düşünüyordum.
Ama son günlerde gözlemlediğim kadarıyla PKK'nın siyasi kanadı konumunda yer alan HDP ile kurulan ittifak, CHP ve İYİ Parti tabanında farklı yankılara sebep olmuşa benziyor.
İYİ Parti'ye oy veren seçmen, HDP'li isimlerin yaptığı açıklamalardan oldukça rahatsız ve anketleri de takip ediyorsanız oy oranları dibe doğru çakılmaya devam ediyor.
Peki madem tüm bunlar tiyatro, o halde HDP neden durduk yere ortalığı karıştırdı? Yalnızca İYİ Parti'nin giden oylarını kurtarmak için mi?
Hayır...
HDP cephesinde de işler iyiye gitmiyor. HDP’nin uç kesimleri, ki bunlar kalıplaşmış seçmenin büyük bir kısmına yön veriyor, gizli metres hallerinden oldukça bunalmış durumdalar.
HDP seçmeninin de sırf Erdoğan'ı devirmek amacıyla İYİ Parti ile kurulan zoraki ittifaka karşı biriken bir gazı var.
Bir şekilde o gazın da alınması gerekiyor...
Peki bu nasıl olacak?
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun son günlerde tekrar popüler olma çabaları, aslında ilerleyen dönemde nasıl bir politika izleyeceklerini gözler önüne seriyor.
Benim düşüncem o ki 2023 seçimlerine iki ittifak değil üç ittifak katılacak.
Biri, kurulduğu günden bu yana kararlılıkla yola devam eden Cumhur İttifakı olacak.
Diğeri, CHP ve HDP'nin başını çektiği kalıplaşmış oyların adresi olan ikinci ittifak olacak.
HDP ile CHP'nin resmen yan yana gelmesi seçmenleri açısından herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir. Zaten son seçimlerde HDP'yi denklemin dışındaymış gibi göstermelerinin asıl sebebi CHP seçmeninden değil İYİ Parti seçmeninden oy kaybetme kaygısıydı.
Yeni ittifak düzeni planlarına göre CHP ile resmi ortaklıkla seçime katılacak olan HDP, bu sayede seçmeninde oluşan ‘kullanılmışlık’ sendromunu da atlatmış olacak.
Üçüncü ittifakın başını ise Gelecek Partisi'yle Davutoğlu, Deva Partisi'yle Babacan ve çakma maestro konumundaki Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu çekecek.
Bu şekilde, HDP’yle beraber hareket etmenin üzerlerine yapıştırdığı yaftadan kurtulmuş olacaklar, en azından öyle gibi görünecekler…
Milliyetçi muhafazakar seçmenin oylarını bin bir kurnazlık ve siyasi hesapla kendilerine çekerek ortak amaçları olan Erdoğan'ı devirme operasyonunda başarıya ulaşacaklarına inanıyorlar.
Peki bu plan tutar mı?
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, masa başında yapılan hamasi siyaset hesapları sahada çoğu zaman başarılı olmuyor. Her zaman diyemiyorum çünkü maalesef tarihimizde başarılı olmuş örnekleri de var...
Fakat bu tür sinsi planlar, karşılarında güçlü bir irade gördüklerinde far görmüş tavşan gibi kalakalırlar.
Erdoğan'ın hayatı bunun en büyük örneği. Arkasına milleti alanları, hiçbir zorba, hiçbir tehdit ve hiçbir sinsi tuzak deviremez.
Yeter ki ona inanmış ve bu yolda gemileri yakmış bir irade hâkim olsun...
Ve en önemlisi de şunu asla unutmayın...
Allah Teâlâ yüce kitabında şöyle buyurdu:
"Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır..."
Vesselam...