İYİ Parti'ye:
'Siz HDP ile ittifak kurdunuz mu?' diye
sorsam...
'Tabi ki hayır, biz CHP ile ittifak kurduk!'
derler.
'Peki sizin bir il başkanınız, HDP'li belediyelere
atanan kayyumları eleştirip PKK ile iltisaklı başkanlarını savunur
mu?' diye sorsam...
'Tabi ki savunmaz!' derler...
'Peki sizin genel başkanınız, her fırsatta HDP'yi
savunan ve terörle tespit edilen ilişkisi sebebiyle yerine kayyum
atanan belediye başkanlarına arka çıkan birini İstanbul'a il
başkanı yapar mı?' diye sorsam...
'Kesinlikle yapmaz!' derler...
'Peki sizin herhangi bir belediye başkanınız, Selahattin
Demirtaş'ın çizgisini beğenebilir mi?' diye sorsam...
'Tabi ki beğenemez, biz milliyetçi bir
partiyiz!' derler...
'Peki İYİ Parti Genel Başkanı, Demirtaş'ın söylemlerini
beğenen birini onure ederek 'Gel aziz kardeşim seni belediye başkan
adayı yapıyorum' der mi?'' diye sorsam...
'Tabi ki demez!' derler..
'Peki... Madem bu saydıklarımı kendinize
yakıştıramıyorsunuz o halde bunların hepsini yapan CHP ile niçin
ittifak kurdumuz?' desem acaba ne derler...
Ne derler bilmem ama, bu dakikadan sonra ağızlarında tuttukları
kuşun kanadına 'Biz HDP ile ittifak
kurmadık' yazsalar bile kendilerine inanacak bir kişi
dahi bulamazlar.
'Ama hala destekleyenler var...' diyenleriniz
olacaktır.
Emin olun onlardan hiçbiri İYİ Parti'nin HDP ile olan
ittifakından rahatsız olmuyorlardır.
Onlar için AK Parti'ye ve Erdoğan'a muhalif olmak, oy vermek
için yeterli bir sebep. Gerisi mührün nereye vurulacağına
kalıyor...
CHP derseler CHP'ye...
HDP derseler HDP'ye...
İYİ Parti derseler İYİ Partiye...
GİBİ HİSSEDİYORUM...
-Bülent Arınç'ı her gördüğümde, 'Acaba
yine ne saçmalayacak...' der gibi hissediyorum...
-İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'nun HDP
ile ilgili yaptığı açıklamaları her dinlediğimde, deniz kenarında
Mecnun'la sohbet ederken dilini dışarı çıkarıp 'Hadi hadi,
inandım tamam...' diyen İsmail Abi gibi
hissediyorum...
-HDP belediyelerine kayyum atanıp da binaya
şanlı Türk bayrağı asılınca, işgal edilmiş bir toprağımız düşmandan
temizlenmiş gibi hissediyorum...
-İftara dakikalar kala bazen başım öyle ağrımaya başlıyor
ki kendimi, mantıklı düşünmeye çalışan ama bu işte pek mahir
olmayan Kemal Kılıçdaroğlu gibi
hissediyorum...