Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yerel seçimler boyunca aynı amaca hizmet ettiler. Aynı aday için çalıştılar. Pusulada aynı kutucuğa mühür vurdular.
Evet, evet!
İYİ Parti ile HDP’den bahsediyorum. Şu kırk yıl düşünseniz, yan yana gelmesine ihtimal vermeyeceğiniz iki siyasi ekolden bahsediyorum.
Biri MHP kökenli milliyetçi damardan geldiğini iddia ediyor, öteki ise Güneydoğu’da PKK ile birlikte bölücülük yaptığını inkâr dahi etmiyor.
Seçimlerden önce bilmem kaç yüz kere söylemişizdir, bu ittifaklar meçhul bir el tarafından organize ediliyor diye…
Yoksa hakikatten aynı caddeden yürümeleri bile mümkün olmayan bu siyasilerin, seçim sathı boyunca yan yana mücadele etmesinin sebebi ne olabilir ki…?
Bildiğiniz üzere seçim sonrasında HDP cephesinde homurdanmalar başladı. Zira kendilerine verilen bazı sözler vardı.
Onlardan biri de ‘’Siz seçim süreci boyunca bizimle ittifak yapmıyormuş gibi davranın, bizim adayımız olan yerlerden aday çıkarmayarak seçmeninizi bize kaydırın, seçimden sonra gerekli karşılığı alacaksınız…’’ idi.
Fakat CHP’nin, yerel seçimlerde kazanılan başarıyı korumak maksadıyla HDP ve İYİ Parti arasında tampon bölge oluşturma çabaları PKK’nın siyasi ayağını incitmişe benziyor.
Hatırlayın, HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan TBMM’de yaptığı konuşmada yüzünü İYİ Parti saflarına dönerek yüksek sesle ‘’Bugün o koltuklarda oturabiliyorsanız HDP sayesinde oturuyorsunuz.’’ demiş ve İYİ Parti’nin sözde ‘ülkücü’leri birkaç kınamadan fazlasını yapamamışlardı.
HDP ile İYİ Parti ittifakını faş eden olaylar bununla da sınırlı değil.
HDP’li Pervin Buldan, yaptığı itiraf niteliğindeki açıklamasında yerel seçimlerde İYİ Parti’nin de dahil olduğu Millet İttifakı’nın paydaşları ile çalıştıklarını şu sözlerle açıklamıştı:
''Bir seferliğine mahsus olmak üzere, en azından İstanbul seçimlerini kazanmak adına, biz HDP'nin varlığının ne kadar etkili olduğunu anlatabilmek için bir seferliğine kabul ettik.''
Tüm bunlara geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi.
Sırrı Süreyya Önder, ''Dün bize aracı gönderen, ‘Şurada kiminle çalışalım? Nasıl çalışalım? Şunu nasıl yapalım?’ diye fikrimizi merak eden bir siyasal parti, bugün bize koordinat biçemez. İYİ Parti’yi kastediyorum.'' dedi.
Benim saydığım bu üçüncü oldu…
Üç seferdir milletten sır gibi sakladıkları yalancı mumlar, yine birbirleri tarafından birer birer söndürülüyor.
Peki HDP’nin her itirafından sonra İYİ Parti ne yapıyor, hiç takip ettiniz mi?
Sözcüleri olan Yavuz Ağıralioğlu’nu acil koduyla kameraların önüne çağırıp, ''Aman Yavuz Bey, HDP yine ittifak falan demiş, ne olursun bir iki milliyetçilik filan de, kurtar şu durumu…'' diyorlar.
Yavuz Bey de aldığı o gazla söylenenin iki mislini yapıyor. Kendilerini savunmaları gereken yerde, sözü döndürüp dolaştırıp iktidar eleştirisine getiriyor.
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun, Sırrı Süreyya Önder’in itirafından hemen sonra yaptığı açıklamayı aynı şekilde naklediyorum:
''Türk Yurdu, algıyı ve iftirayı yönetenlerin, kendi kirine pasına bakmadan ona buna çamur atanların değil, hakikate râm olanların yurdudur. Maalesef, iktidar her sıkıştığında PKK savunucusu bu kadrodan medet umuyor.''
'Türk yurdu' vurgusuyla verilmek istenen 'milliyetçi' mesajı ve yersiz iktidar eleştirisini görüyorsunuz değil mi...
Yahu konuşan Sırrı Süreyya Önder…
Partisi HDP…
Muhattap İYİ Parti…
Denklemin hiçbir yerinde AK Parti yokken, sırf algıları başka yöne çekmek için toplayıp çıkarıp sonucu yine iktidara getiriyor.
Pes doğrusu!
Yavuz Bey, biliyorum siz İYİ Parti’nin sözcüsü konumundasınız fakat az çok takip ettiğim kadarıyla vicdanı olan bir insansınız.
Tüm siyasi kimlikleri bir kenara koyalım da…
Allah aşkına, yarınına çıkıp çıkmayacağımız meçhul olan bir hayatta PKK ile ne amaçla kurulduğu belli olmayan bir partinin arasında böyle çapsız bir ilişkiye çanak tutmak yakışıyor mu size?
Yanlış anlamayın…
Ben yakıştıramıyorum da ondan…