Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Son yerel seçimlerde önemli başarılar elde etmesine rağmen muhalefet kanadında işler bir türlü rayına oturmuyor.
AK Parti, bünyesinden iki parti çıkaracak kadar kopuş yaşamasına rağmen bu süreçten en az yarayla ayrılmışa benziyor.
Ahmet Davutoğlu beklenen çıkışı yapamadı. Her söylediği cümle kendi siyasi geçmişinin altında ezilerek inandırıcılığını kaybetti.
Son zamanlardaki sessizliği de bunda olsa gerek.
Ali Babacan deseniz, kararsız durumdaki seçmenin Babacan'a bakışını sanırım en iyi şu mısralar anlatıyor: "Gelme artık neye yarar..."
Anlayacağınız AK Parti, "Acaba Refah gibi sonradan kopanlar partiyi bölecekler mi?" diye düşünenleri hayal kırıklığına uğratmışa benziyor.
Muhalefet kanadına bakalım deseniz iç çekişmeden kafayı kaldıramıyorlar. Ne kadar sorun yok gibi yapsalarda gerginliğin patlak vermesi an meselesi.
Milletvekillerinden bazıları CNN'e yapılan boykot kararına oldukça tepkili. Bu kararın gereksiz ve saçma olduğunu açıkça söyleyenler bile var.
Hatta boykot kararını delip CNN'de yayına çıktığı için partiden ihracı istenenler bile var.
Bunun üzerine bir de il kogrelerinde seçilmesi istenen başkanların seçime tek aday olarak götürülmesi de eklenince isyan bayrağının saklı olduğu sandığın kilidi hafiften açıldı.
Muhalefet kanadında siyaset yapan önemli isimler bile artık CHP'de tam anlamıyla bir Kılıçdaroğlu diktatöryası olduğunu kabul etmeye başladılar.
Nasıl etmesinler ki?...
Adam parti kongrelerinde kendi istediği adayın karşısına rakip olmak isteyen herkesi tek tek arayarak vazgeçmelerini emrediyor.
Millet İttifakı'nın yavru ortağı İYİ Parti'de de işler iyi gitmiyor.
Meral Akşener, geçtiğimiz günlerden sağ kolu diye tabir edilen Genel Başkan Yardımcısı Tuba Vural Çokal'ın istifasıyla sarsıldı.
Ve hepsinden önemlisi Meral Hanım, gündem olma kaabiliyetini kaybetti. Artık ne gazete manşetlerinde ne de televizyon ekranlarında kendine yer bulamıyor.
İYİ Parti tabela partisi olma yolunda son sürat ilerliyor.
Ellerinde bir tek Ekrem İmamoğlu kaldı...
Lakin o da kendini bitirmek için bütün rakiplerinden daha fazla çalışıyor.
Öyle ki "Kalbime nefreti hiç sokmadım" diyen İmamoğlu, "Kayak takımı ...'ünüze girsin!" diye ayak takımının dahi etmeyeceği küfürleri seçilmiş meclis üyelerine edecek kadar alçaldı.
Son ulaşım zammıyla birlikte halkın kendisine bakış açısı da' liderden' sıradan bir belediye başkanına evrildi.
İnanın bana İmamoğlu'na oy verip "Yok ben daha oy vermem" diyen bir sürü insan duydum.
Peki tüm bunlar kim için bir fırsat ortamı doğuruyor?
Tabi ki AK Parti için...
Bildiğiniz üzere AK Parti son iki kongre sürecindede reform ve yenilenme mottolarıyla seçmene yeni imajını tanıtmaya çalıştı. Fakat seçmen sistemin değil yalnızca isimlerin değiştiğine kanaat getirdiği için bir türlü beklenen karşılığı vermedi.
AK Parti'nin bu saatten sonra seçmenle eski diyaloğunu sağlamak için tek bir yolu var.
Kendini seçmene arz etmek...
Nasıl mı?
AK Parti dünyada milyonlarca üyesi bulunan nadir sivil toplum kuruluşlarındam bir tanesi.
Bu üyelerin tamamına oy hakkı vererek ilçe ilçe demokrasi şölenleri düzenlemeli.
Her ilçenin teşkilat başkanı o ilçenin en büyük meydanında binlerce üyenin oy vereceği büyük demokrasi şölenlerinde seçilmeli.
Çünkü AK Parti'de ilçe başkanlarından yahut diğer mevkilerdeki isimlerden önce o isimleri belirleyenlerin değişmesi gerekiyor.
Madem bu bir türlü yapılamıyor o halde siz de teşkilat başkanlarınızın seçilme şeklini değiştirirsiniz...
Hatta geniş çaplı bir halk teamülüyle adayları bile bizzat halka belirlettirebilirsiniz. Bunun için sosyal medya kullanılabilir mesela.
Evet...
Meşakkatli bir iş...
Fakat milletvekilleri "katılım sağladık" notuyla sosyal medya paylaşımı yapmak yerine şu sistemi oturtmak için çabalarlarsa emin olun mükafatı on kat daha fazla olur.
Ancak bu şekilde seçmene kendinizi kanıtlayabilirsiniz. Rakibinizin tek adayla diktatörlük gölgesinde kongreler düzenlediği göz önüne alınırsa bu yapacağınız büyük ses getirir!
Bizden söylemesi...