Güzel adamdı.
Dik durdu.
Boyun eğmedi.
Sözünü sakınmadı.
Milletin sesine kulağını tıkamadı.
Siyasete atıldığında bile çizgisini bozmadı.
Birçok eser verdi.
Her biriyle zulme başkaldırdı.
Bedel ödedi.
Yılmadı.
İşte tüm bunlardan sebep davası ismi oldu.
Serdengeçti…
10 Kasım, Osman Yüksel Serdengeçti’nin ölüm yıl dönümü…
Allah gani gani rahmet eylesin.
Bugün size rahmetlinin ‘’Altı Ok’un Hikayesi’’ isimli
yazısını okutmak istiyorum.
İşte Serdengeçti’nin gündeme cuk diye oturan o yazısı…
C.H. Partisi, 6 oku ne hale soktu?
Milliyetçilik: Merasimlerde söylenilen nutuklar. Maziye
sövüp saymalar, yaptık, yarattık, etrafında sımsıkıyız
haykırışları. 25 yıldır bitmeyen nakarat!…
Devletçilik: Tuzu dahi inhiras altına alarak kokutan bir
nevi garip tarz-ı idare.
Laiklik: Alenen ve resmen din ve mukaddesat düşmanlığı,
milli mücadeleyi yapan ruhun aforoz edilmesi, Sovyet taklidi
terbiye sistemi.
Cumhuriyetçilik: Ebedi ve milli şef saltanatı… Sarayın
köşke tebdili Şehzadelerin yerine şefzadelerin
gelmesi.
İnkılapçılık: Yeşil türbenin kapatılması, mavi gişenin
açılması. Mukadderat, alın yazısı gibi kelimelerin yerine, şans,
talih, sürprizin ikamesi. Fatih’in kendi şehrinde hapsedilmesi.
Buna mukabil yeni, milyonlarca liralık Anıt Kabirler inşası.
Fatiha’nın beş dakika sükuta tebdili. Şalvarın çıkarılması,
pantolonun giyilmesi ilaahiri…
Halkçılık: Halkla partisi arasındaki korkunç uçurumun
adı.
Yalan mı?
Yıllarca şu memlekette bu Türktür bu değildir diye ayrım
yapmadınız mı?
Kafataslarını ölçmek suretiyle faşizmi doruklarında yaşamadınız
mı?
Anadolu milletine, ‘Bunlar ırklarını bile bilmezler. Kimi
kendini Kürt sanır kimi Laz sanır. Aslında hepsi
Türk’tür.’ diyerek diktatörlükleri kıskandırmadınız mı?
Serdengeçti haksız mı?
Laiklik adıyla, milletin diniyle oynamadınız mı?
Ezanının aslını değiştirmediniz mi?
Mollalarla meclis açıp, sonra o mollaların dinine ‘Gökten
indirildiği sanılan’ demediniz mi?
Beni de mi tutuklattıracaksınız?
Milletin çocukları sırf başörtüsü takıyor diye hayallerini
çalmadınız mı?
Puanlarını kırıp, alenen ‘Dininin emirlerinden vazgeçmezsen
ötekilerden geri kalırsın!’ demediniz mi?
Şimdilerde müptezeller çıkmış sizinle hesaplaşacağız diyor.
Doğru!
Benim ablamın hayallerini ve bir annenin sırf başı kapalı diye
asker oğlunu göremediği için döktüğü göz yaşını geri verdiğiniz gün
hesaplaşacağız!
Senin anlayacağın, soğan cücüğü kadar çürümüş beynini sarmalayan
kafana mahşere kadar rahat yok!
Devletçilikmiş…
Hahaha!
Hangi devletçilikten bahsediyorsunuz?
Yıllarca devleti avuçlarınıza hapsedip beş kuruşa muhtaç
etmediniz mi?
Bankaları hortumlatıp, memleketi IMF’nin kucağına itmediniz
mi?
Bir taneniz çıkıp yalan desenize?
Cumhuriyetçilik diye diye milleti kandırıp,
arkasından ‘Ulan öküz Anadolulu!’ diye bağırmadınız
mı?
İnkılapçılık adı altında, milletin ruh damarlarına neşter
vurmadınız mı?
Halkçılıkmış…
Halkın ne kadar değeri varsa ‘postallarınızın’ altında
çiğnemediniz mi?
Velhasılıkelam…
6 okun yayını sonuna kadar gerip milletin yanık bağrına
saplamadınız mı?