Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Canan Kaftancıoğlu'nun ana muhalefet partisine il başkanı olması; PKK'nın, CHP genel merkezinin çatısına zafer anıtı dikmesiyle eş değer bir hadisedir.
FETÖ eliyle Deniz Baykal'dan boşaltılan koltuğa Kemal Kılıçdaroğlu'nun oturtulmasıyla beraber CHP'nin PKK/HDP lokomotifinin vagonu haline getirilmesinden, Canan Kaftancıoğlu'nun partide söz sahibi olmasına kadar geçen süreç, alenen Türk siyasetine yapılmış FETÖ darbesidir.
Dikkatinizi çekerim...
FETÖ'nün 'terör örgütü' olarak nitelendirilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli, bu hain yapılanmaya karşı net bir şekilde tavır alırken, CHP başta olmak üzere bütün muhalif kesim, gri bölgede kalmayı tercih etmiş hatta bir parçalarını da karanlığa itikleyerek FETÖ'den 'cemaat' olarak bahsetmeye devam etmişlerdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 17/25 Aralık'tan sonra; ki bu tarih, Türk siyasetinde FETÖ'nün 'terör örgütü' olarak nitelendirilmesinde milat kabul ediliyor, örgütün yayın organlarına demeçler vererek, genel yayın yönetmenlerine destek açıklamaları yaparak ve teröristlerin maddi kaynakları olan bankalar ile medya kuruluşlarının önüne vekillerini göndererek tarafını belli etmişti.
Şunu artık çok net bir şekilde söyleyebiliriz ki Kemal Kılıçdaroğlu, çok açık FETÖ'nün tarafındadır.
Daha da ileri gidiyorum!
FETÖ'nün Türkiye'de yapmak istediği her hamle bizzat Kemal Kılıçdaroğlu tarafından hayata geçirilmektedir.
Şunu da göz ardı etmeyelim...
CHP, yalnızca FETÖ'nün yönetimine bırakılmakla kalmadı, aynı zamanda tüm gayrı meşru örgütlerin elini kolunu sallayarak gezdiği pislik yuvasına dönüştürüldü.
Gezi Parkı olaylarında polise taş atan ve askerimizi polisimizi şehit eden teröristler için taziye mesajı yayınlayan Canan Kaftancıoğlu'nun şahsında PKK ve HDP, Türkiye'nin kurucu partisinde vücut bulmuş oldu.
15 Temmuz'da halkın iradesinden darbe yiyen şer güçleri, CHP çatısı altında güçlerini birleştirdi.
FETÖ'sü, PKK'sı, Demirtaş sevdalısı, DHKP-C'lisi ve aklınıza gelebilecek tüm örgütler tek bir amaç uğruna birlik ilan ettiler.
Amaçlarının adını ise ''Erdoğan'dan kurtulmak'' olarak belirlediler.
İBB seçimlerinde 'sehven' elde ettikleri başarı ile birlikte, hain amaçlarını siyaset yoluyla kamufle etmeye çalıştılar. Bu çok daha kolay kabul edilebilier ve normal karşılanabilecek bir yöntemdi.
Seçim sonuçları belli olur olmaz Ekrem İmamoğlu'na yaptırdıkları Selahattin Demitaş güzellemeleri de siyaset arenasındaki kirli ittifakın harekete geçirilmesi anlamına geliyordu.
Fakat bunu başaramadılar...
Bu fikirden tamamen ne zaman vazgeçtiler biliyor musunuz?
Bana soracak olursanız, Süleyman Soylu'ya istifasının ardından verilen destek bu terör tabanlı şer ittifakının umutlarını söndürdü.
O gece; yerel seçimlerde AK Parti'ye kızarak bir ders vermek isteyen vatandaşların, olası bir durumda vatananına ve milletine sadakatle hizmet eden devlet adamlarına nasıl sahip çıktıklarını gördüler.
Ve sandıktan ümidi kestiler...
Tipitip Özgür Özel'in ve terör sevdalısı Canan Kaftancıoğlu'nun ağızlarından kustukları baklanın altında yatan asıl sebep de bu işte!
İkisi de 'Öyle veya böyle gidecekler...' diyerek aslında sandık dışı yöntemleri kastettiler.
Nedir o yöntem?
Menderes'in başına gelen neyse o!
Erbakan'ın başına gelen neyse o!
Alçakça darbeyle tehdit ettiler...
Belli ki CHP genel mekezinde ''FETÖ'nün ruhu geldiysen haber...'' nidalarıyla yaptıkları ayinde, yalnızca ''Tık! Tık! Tık!'' mesajını almakla kalmamış, aynı zamanda bundan sonra sahaya sürecekleri karanlık planların detaylarını da öğrenmişler.
Bu yüzden hep bir ağızdan aynı anda, 'darbe' söylentisi yaymaya başladılar...
Herkes bir plan kurar...
Ama tuzak kuranların en hayırlısı Allah'tır!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gayrı meşru yollarla makamından indirmeyi aklından geçirenler şunu iyi bellesinler ki eğer bir kez daha darbe yapmaya kalkışırlarsa bu millet, yargı üyelerinin yükünü hafifletmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
Lafın tamamı deliye söylenir...
Vesselam...