Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yeni sistemle birlikte yüzde 1 oy dahi hayati önem arz etmeye başladı. Hiçbir ittifakın hiçbir partiyi dışlama lüksü kalmadı.
Millet İttifakı'nın üyeleri, özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumu anladığı için AK Parti'den kopan, kopma ihtimali olan kim varsa yanına çekmeye çalışıyor.
Seçmen üzerindeki etkisi tartışılır fakat oldukça mantıklı bir tercih. Çünkü seçmene, karşı ittifaka gitmesine gerek kalmadan kendi içinde tercih hakkı sunuyor.
Kılıçdaroğlu, bu durumu tesis etmek için bütün ideolojik farklılıkları görmezden geldi.
HDP ile İYİ Parti'yi yan yana getirmek uğruna ayaklar altına almadığı ilke kaldı mı?
Kalmadı.
Bu duruma isyan eden beşikten CHP'lileri partiden kovalarken gözünü dahi kırpmadı. Tek derdi Erdoğan'a karşı çok çeşitli bir muhalif ittifak bloğu oluşturmaktı.
Şu gerçeği kabullenmek gerekiyor ki son seçimi kaybetmiş olsa dahi Kılıçdaroğlu, kendisine kazandıracağına inandığı bu muhalif blok sistemini kurmakta başarılı oldu.
Milliyetçi geçinenleri, Demirtaş'a özgürlük isteyenleri, sekülerleri, ve İran devrimini ölümüne savunanları muhalif blok çatısı altında topladı.
Fakat yetmedi.
Yetmediğini bildiği için zaten sürekli yeni arayış içerisinde. AK Parti'den ayrılan Gelecek Partisi ve Deva Partisi'ne yakınlığının asıl sebebi de bu. Ne olursan ol yine gel politikası uyguluyor.
Ha diyeceksiniz ki CHP'den ayrılan Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül gibi isimlere neden yakın davranmıyor. Bana kalırsa bunun tek sebebi ikisinin de karşı ittifaka katılmalarına ihtimal dahi vermiyor olması.
Muharrem İnce bunu zaten çok önceden açıklamıştı. Kendisini Millet İttifakı içerisinde konumlandırdığını söylemişti.
Her neyse... Geçelim asıl konumuza.
Bildiğiniz üzere Erdoğan, geçtiğimiz günlerde tam da biraz önce anlattığım muhalefet politikasına karşı yeni bir yol çizdi kendine. Mantıklı bir adım atarak ittifakı genişletme kararı aldı.
Cumhurbaşkanlığı sistemine ilk geçildiğinden beri ittifaka yeni partilerin de eklenmesi gerektiğine inanan biriyim.
Sayın Cumhurbaşkanı da böyle düşünmeye başlamış olmalı ki Saadet Partisi'nin kanaat önderi diyebileceğimiz Oğuzhan Asiltürk'e bir ziyaret düzenledi.
Bu ziyarette ittifak konusunu konuştuklarını da alenen söyledi. Görüşmede olumsuz bir hava esseydi emin olun Erdoğan bu tarz bir açıklama yapmazdı.
Peki şimdi ne olacak? Temel Karamollaoğlu ne karar verecek?
Bana kalırsa Temel Karamollaoğlu'nun ittifak değiştirmeye hiç niyeti yok. Fakat Asiltürk böyle bir kanaat belirtirse akan suya ters kulaç atacak bir pazusu da yok.
Ancak inat ederde Asiltürk'ün olası bir Cumhur İttifakı yanlısı açıklamasına karşı aksi bir tavır takınırsa sürecin istifaya kadar gideceğini düşünüyorum. Kısaca Saadet Partisi için yeni bir sayfa açılacağını söylemek zor değil.
Evet ama bundan daha önemli bir durum var. O da şu ki Erdoğan, Asiltürk görüşmesinden sonra bu tür ziyaretlerin devam edeceğini söyledi. Buradan anlıyoruz ki yeni ittifak girişimleri olacak.
Peki ama kim? Erdoğan'ın bir sonraki durağı neresi olacak?
Ben İyi Parti ile doğrudan temas kurulacağını düşünüyorum. Erdoğan'ın Canan Kaftancıoğlu'nu DHKP-C militanı olarak tanımlamasının durduk yere yapılmış bir açıklamadan ibaret olduğunu sanmıyorum.
Kaftancıoğlu ismi İYİ Parti ile CHP arasındaki ittifakın zaaf noktası. Erdoğan, bu zaafı İYİ Parti'yi etkilemek amacıyla kullanmaya devam edecektir. Ta ki seçmen İYİ Parti'nin yanlış ittifakta olduğuna inana kadar...
Önce mi olur sonra mı olur bilmiyorum ama bir de Fatih Erbakan görüşmesi bekliyorum.
Bakalım önümüzdeki günler bize neler gösterecek...