Ayasofya...
En büyük hayalimiz gerçek olmak üzere...
Danıştay'ın düyanın en saçma kararını iptal etmesinin ardından
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 86 yıllık esaretten kurtulan
Ayasofya Camii, saatler sonra cemaatine kavuşacak.
Hazırlıklar son sürat devam ediyor. Restorasyon bütçesi birkaç
kat arttırıldı. Halılar dokundu, hatta serilmeye başlandı
bile.
Son bir haftada iki kez gittim Ayasofya'ya. Polis geniş güvenlik
önlemleri alıyor.
Kısacası her şey tam da yıllar boyu hayal ettiğimiz gibi...
Fakat tamam olmayan, kafalarda soru işareti olarak kalan
noktalar da var.
Onların en başında Ayasofya'nın içindeki silüetler ve sembol
mozaikler geliyor.
Bilindiği üzere insan silüeti, haç işareti gibi namaza mani
semboller, Fatih Sultan Mehmet tarafından zarar vermeyecek şekilde
ince sıva ile kapatılmıştı.
Mustafa Kemal'in imzası ile uygulamaya alınan müze kararıyla
birlikte o sıvalar tek tek söküldü. E zaten namaz da kılınmayacağı
için müze haliyle herhangi bir sorun teşkil etmiyordu.
Fakat şimdi işler değişti...
İlk namaza saatler kaldı fakat o silüetlerin ne yapılacağına
hala tam olarak karar verilmiş değil. Önce ışıklandırma sistemi ile
karartılacak dendi. Daha sonra perde ile örtülecek dendi.
Yanlış anlaşılmasın...
İtirazım yönteme değil. İkisi de makul tercihler.
Fakat asıl üzerinde durulması gereken nokta şu ki yapılan
açıklamalarda karartma yahut perdeleme işlemeninin yalnızca namaz
vakitlerinde uygulanacağı söyleniyor.
Yani beş vakit namazın cemaat ile kılınacağı anlarda o silüetler
ve resimler bir şekilde görünmez hale getirilecek.
Ya sonra?
Yani vatandaş cemaate yetişemez de kendisi tek başına namazını
kılmak isterse Ayasofya'da kılamayacak mı?
O perde namazdan sonra hemen açılacak mı?
Eğer cevap evetse bence bu büyük bir problem...
Eğer Ayasofya'ya bundan sonra tam anlamıyla cami diyeceksek aynı
diğer camiler gibi vakit aralarında da isteyen gelip namazını
kılabilmeli.
Yanlış mı düşünüyorum?
Ha!
Diyanet'e sorarsak bambaşka bir cevapla karşılaşıyoruz.
Yapılan açıklamada diyorlar ki içerideki bahse konu şekiller
namaza engel değilmiş...
Ben alim falan değilim. Benden çok ilmi bir açıklama beklemeyin
fakat en azından haçın gölgesinde yahut insan silüetinin olduğu
yerde namaza durulmayacağını bilirim. Beni bırakın, sokaktan geçen
herkes bunu bilir.
Bakın şuraya bazılarının fotoğraflarını da bırakıyorum:
Üç ihtimal var...
Ya ben konuyu tepeden tırnağa yanlış anladım. (Ki konuştuğum
birçok kişi de böyle anlamış)
Ya ortada yanlış anlaşılmaya oldukça müsait bir durum var.
Ya da büyük bir yanlış yapılıyor.
Sonuç olarak atılması gereken adımlar belli...
Diyanet, yaptığı açıklamanın ilmi boyutunu da bir an önce
açıklamalı ve kafalarda soru işareti olarak kalan vakit araları
konusu, yetkililerce aydınlatılmalı.
Bunun için pek fazla vaktimiz yok.
Cuma'ya iki gün kaldı...
Tahminim o ki işin sonunda, ecdadın bir bildiği varmış
diyeceğiz...
Kalın sağlıcakla...