Tebrikler milli takım

Görme engelliler Türk futbol takımı Avrupa dördüncüsü oldu. Canı gönülden tebrik ediyorum. Size helal olsun...

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com

Ofsaytı bilme konusunda bile, ofsayta düşen birisi olarak futboldan yazmam ne kadar doğru bilmiyorum. Umarım yazdıklarım yazmanın dokuz kusurlu hareketinden birisine girmez. Daha da önemlisi, okur, henüz yazının ilk satırlarında kırmızı kart göstermez.

Avantaja bırakma kuralına güvenerek ve kelimelere daha fazla eziyet etmeme adına konuya gireyim. bizim ülkemizde halk futbol ilişkisi, aşkı, nefreti, başarısızlığı, aldatmayı ve daha bir çok şeyi içerisinde bulunduran, atsan atılmaz, satsan satılmaz evlilik gibidir. Nereden çıktı bu sitem diye sorabilirsiniz. Cevaplayayım. Görme engelliler Türk futbol takımı Avrupa dördüncüsü oldu. Canıgönülden tebrik ediyorum. Size helal olsun. Salı günü Roma’da oynanan ve penaltılara kalan üçüncülük karşılaşmasında rakip İngiltereydi. Zorlu mücadelenin ardından kılpayı üçüncülüğü kaçıran görme engelliler milli takımımız büyük bir başarıya imza attı. Yok yok, bir görme engelli olarak sorunlu bulduğum, bakın engelliler yapıyorda siz yapamıyorsunuz, densizliğini yapmayacağım. Zaten Türk futbolu kendi içerisinde o kadar densizliklerle, o kadar sorunla dolu ki dikkat çekmek için ekstrasına ihtiyaç yok.

Nereden başlasam ki? Bana göre sorun her tarafta. Atalarımızın, balık baştan kokar, sözüne itibar ederek konuyu kulüp başkanlarından başlayarak genişleteyim. Neden hiç dar gelirli bir futbol kulüp başkanı yoktur? Yöneticilikte gereken yönetme vasfı olduğuna göre, zenginliğe, iş insanlığına ne gerek var? Kabul, işadamı olun da şirketleriniz milyonlar, milyarlar kazanırken, kulübümüz neden milyonlar, milyarlar kaybeder? Şirketlerinize alacağınız yöneticiler için performans açısından ince eleyip sık dokurken, kulübünüze aldığınız futbolcuların çoğu neden performans fakiridir? İş yaptığımız patronlarla aranız günlük gülistanlık iken, en azından öyle gözüküyor, neden futbol oynadığınız başkanlarla kanlı bıçaklısınız? Yendiğinizde iyi de, yenildiğinizde neden sizden başka herkes kabahatli olur?

Ya futbolcular, para, lüks otomobiller, stat, antrenman tesisleri, sayamayacağım kadar yıldızlı kanmplar, şan şöhret vesaire neyiniz eksik ki? Pardon, haksızlık etmeyeyim. Bir şeyiniz eksik. Sportif başarınız. Her şeyinizin var olmasına o kadar alıştınız ki, sabıkamız eksik kalmasın deyip, barlarda, bar fedaileri gibi burun kırıyorsunuz.

Elbetteki sistemin en önemli parçalarından birisi de futbol federasyonu. Belki futbol cehaletimdendir, gerçekten futbol federasyonu ne iş yapar yeterince bilmiyorum. Oysa yapmadıkları ayan beyan ortada. Yani anlamak için bilmenize gerek yok. Mesela yabancı oyuncu sayısını, ikilere, üçlere düşürmüyor. Memlekette bu kadar çok genç nufus varken, kulüpleri genç oyunculara, gerekiyorsa zorlayarak, yönlendirmiyor. Bir türlü her şeyi görebilen hakem bulamıyor.

Peki, bu işin sonu ne olacak? İşte bu soruyu cevaplamak benim işim değil. Kimin işimi? Söyleyeyim. Topu taca atmak gibi görünmek istemem ama, bu iş ofsaytı bilme konusunda ofsayta düşmeyen spor yazarlarının İşi.