Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Ben her gün onlarca küfür yiyorum. Diğeri, ben de hem de ne
kadar çok.
Bir başkası, bana edilen küfür hepinizden fazla.
Hadi tahmin edin, bu muhabbet nerede geçiyor?
Herhangi bir arkadaş sohbetinde mi? Hayır.
Yoksa pişpirik oynarken kahvede mi? Buda değil.
Sizi çok zorlamadan ben cevaplayayım. Yukarıdaki sohbet Türkiye’nin
en büyük televizyon kanallarından birisinde
gerçekleşiyor.
Kanal muhalif kanal, konu da bu aralar hararetle
tartışılan sosyal medya düzenlemesi.
Ya konuklar kimler?
Ülkemizin atlı, yatlı, katlı, halkçılığı yatçılık zanneden acar
siyasetçileri ve gazetecileri.
Belki sondakini başta söylemek olacak ama beyler, sizler küfür
yemekten zevk mi duyuyorsunuz?
Hadi sorumu sizlerin daha fazla keyif alacağınızı
zannettiğim şekilde, entel dantel formatında sorayım, beyler
sizler Mazoşist misiniz?
Sosyal medyanın düzenlenmesine dair kanun Perşembe günü sabaha
karşı TBMM'de kabul edildi.
Elbette ki Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur
sözündeki gibi kızılca kıyamet koptu.
Gazetecilerden, siyasetçilerden işin özeti kendisinde söz söyleme
hakkı gören bütün muhaliflerden, zehir zemberek
açıklamalar.
Bir kaç tanesini kısaca aktarmaya çalışayım.
Kemal Kılıçdaroğlu, lafa bile gerek yok kendileri direk Anayasa
Mahkemesi‘ne gideceklermiş.
Ahmet Davutoğlu, "Siz bu yasayı sosyal medyadaki
çirkinlikler nedeniyle değil, korktuğumuzdan dolayı
çıkartıyorsunuz. Özgür düşünceden, özgür basından, özgür
sosyal medyadan korkuyorsunuz." Muharrem İnce'nin inci daneleri,
"Meclis sabaha kadar çalışarak özgürlüklerin fişini
çekti."
Ali Babacan, "Sosyal medyaya dair kanun ifade ve basın özgürlüğünü
hedef alan ciddi bir tehdittir. Ülkemiz adına endişemiz
büyük."
Peki o zaman bir bakalım bu demokrasi, hukuk, insan hakları,
özgürlükler ve bir umum değeri kökünden
zehirleyecek kanun neyin nesiymiş.
Yasa, günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal medya
sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci bulundurma şartı
getiriyor.
Sosyal ağ sağlayıcıları içerik Şikayetlerine 24-48 saat
içerisinde yanıt verme zorunda olacak. Aksi halde para cezası
uygulanacak.
Yasayla sosyal ağ sağlayıcıları yayınladıkları içerik
konusunda sorumlu hale gelecekler.
Suçlarla ilgili paylaşımlarda, bu hesapları kullanan
kişilerin tespiti için ofislerden mahkeme kararı ile IP numaraları
istenebilecek.
Düzenlemeyle, cinsel istismar, müstehcenlik, dolandırıcılık, kumar
suçu, suça teşvik, terör propagandası ve hakaret gibi başlıklar
sosyal medyada da suç sayılacak. Ayrıca, içeriğin çıkarılması
kararı verme imkanı getirildi.
İlgili maddeyle kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde,
bütünüyle erişimin engellenmesi yerine içeriğin çıkarılması
yoluna gidilecek.
Yasa özetle böyle. Ya Türkçe'si ne?
Ona da bakalım, Türkiye üzerinden milyar dolarlar kazanan Amerikalı
para babaları, eğer başarılabilirse, Türkiye'ye vergi
ödeyecekler.
Sokakta, yazılı ya da sözlü medyada suç olan her şey sosyal medyada
da suç kabul edilecek.
Yani artık, ne idüğü belirsiz herifler sosyal medyada yiğitlenip
sokakta bitlenemeyecekler.
Şikayetlere karşı hızlı cevap ve kimlik bilgileri
istenebilecek.
Başka söylemle, lafım yukarıda söz ettiğim Mazoşist şahıslara,
artık tabii ki isterseniz, size kimin küfür ettiğini
öğrenebileceksiniz.
Dürüstçe soruyorum lütfen sizlerde dürüstçe cevap verin, bu kanunda
eksiklikler olabilir, belki uygulamada da sorun olacak ama
özgürlüklerin kısıtlanması nerede?
Gelin kitabın yüzünden okuyalım.
Sizin derdiniz özgürlükler, insan hakları, demokrasi felan değil,
sizin derdiniz, seçimle devirmekten umudunuzu kestiğiniz
Sayın Erdoğan’ı, Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz benzeri
muhtemel sokak hareketleriyle devirme hayaliniz için
elimizdeki tek koz olarak gördüğünüz sosyal medyayı kullanamayacak
oluşunuz.
Evet sizler bundan korkuyorsunuz.
Gerisi mi? Cevaplayayım, Mazoşist Beyler ve Bayanlar gerisi
uydurduğunuz hikayeleriniz.