Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
"Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur," der atalarımız. Bu güzel atasözümüzü CHP ve Muharrem İnce'ye uyarlarsak, Sayın İnce'nin gelişi CHP’den belli oldu.
Yani demem şudur, Muharrem İnce'yi Muharrem İnce yapan CHP oldu. Nasıl mı?
Anlatayım... Vazgeçtim, daha iyisi size sorayım. CHP genel başkanlık konusunda, girdiği bütün seçimleri kaybetmiş Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde diretmeseydi, bugün hemen hemen ortaya yakın bir yerden bölünme olasılığıyla karşı karşıya kalır mıydı?
Delegelerin %48 inin ıslak imzasını toplayan Muharrem İnce'nin kurultay talebi kabul edilseydi, evet belki Kılıçdaroğlu koltuğu kaybedebilecekti ama partisi kazanmayacak mıydı?
Sanırım herkes, en azından kafatasları ithal samanla dolu olmayan, omurilik soğanlarıyla düşünmeyen herkes CHP’nin bölünme tehlikesinin sebebi yine CHP’nin kendisi olduğu konusunda bana hak verecektir.
Benim ülkemde Cumhuriyet tarihi boyunca koltuk, ya emrihak vaki olunca yada makamın basamaklarında postal sesleri birbirine karışınca bırakılır.
Yani tercihle değil mecburiyetten.
Gençler bizim canımız ciğerimiz, onlar aslandır kaplandır hikayesi, ne olacak diye sorabilirsiniz, cevap vereyim.
O söylemler kelimenin en derin anlamıyla, tam bir hikayedir. Perşembe günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bir görüşme yaptılar. Görüşmenin ardından iki lider kameraların önüne geçti. Çok sayıda soruya cevap verdiler fakat benim en fazla dikkatimi çeken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Boğaziçi eylemleri dolayısıyla, gençlere selam çakmak, şirin görünmek için söylediği sözleri oldu.
Ne dedi Sayın Kılıçdaroğlu? "Gençler her şeyi bizden daha iyi görüyorlar, bizden daha iyi düşünüyorlar." Şimdi gel de, "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" atasözünün kulaklarını çınlatma.
Öyle ya 2023’te 75, ilgili seçim döneminin sonunda da 80 yaşında olacak bir siyasi lider yerini gençlere devretmemek için koltuğuna japon yapıştırıcıyla yapışmış gibi otururken, ya kendisini çok genç hissediyordur, ya da gençlerle ilgili söylediklerini işkembeyi kübradan sallıyordur.
Sayın İnce konusuna dönersek, sonunda geri vites yapabilecekleri düşüncemi saklı tutarak söylemek isterim ki, Muharrem İnce, inceden inceye geliyor.
Hem de öyle ana partiden ayrılanlar da genelde görüldüğü gibi 0.00 bilmem kaçlık oranlarda değil.Türkiye geneli ile hesaplandığında, en az %10'luk, CHP’nin %20 küsürlük oyu üzerinden düşünüldüğünde de yaklaşık %40'lık potansiyelle.
Muharrem İnce'nin söylediklerine veya söylemediklerine bakılırsa, Partisi CHP’den ayrılıp yeni bir parti kuracak. Tekrarlıyorum, son anda vazgeçmezse yada vazgeçirilmezse.
İyi de vazgeçme veya vazgeçirilme durumu ne kadar olası? Birincisi, Muharrem İnce'nin bundan önceki davranışlarına baktığımızda sıkça geri adım attığı görülüyor. Bu sefer de öyle yapar mı? %25 olasılıkla evet demekle birlikte cevabı ilerleyen günlerde göreceğiz.
İkincisi, bilinen ya da bilinmeyen çevreler, açık veya gizli olarak kendisine, parti kurmama konusunda baskı yaparlar mı? Kesinlikle... O kadar ki, dünyanın yuvarlak, güneşin sıcak olduğundan şüpheniz olsun ama baskıların geleceğinden şüpheniz olmasın.
Peki baskılar sonuç verir mi? Bana kalırsa %45 oranında.
Toparlarsak, Muharrem İnce %30 olasılıkla yeni bir parti kuracak gibi görünüyor.
Aslında büyük resim Sayın İnce'nin parti kurup kurmama meselesi değil.
İnce ister parti kursun ister kurmasın ortada CHP için kocaman bir gerçek var.
CHP tarihten gelen statükoculuğunu bir yana bırakıp, halkın gönlünden geçen politikalarla siyaset yapmaya başlamazsa, bugün Muharrem İnce, yarın bir başkası CHP’yi böler.
Hem de en az parti amblemindeki altı ok kadar.