Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
İletişim, bilim olarak kabul edilmeye başlandığı günden itibaren
dünyada, özellikle ABD ve Avrupa’da oldukça etkili şekilde
kullanılır.
Ama ülkemizde iletişim maalesef üvey evlat bilimdir.
Türkiye‘de iletişimin eksik anlaşıldığı kanaatindeyim.
İletişim dendiğinde akla haberleşme araçları ve biraz da yazılı ya
da sözlü medya geliyor.
Oysa iletişimin, evden sokağa, özel ilişkilerden iş ortamlarına
kadar geniş bir alanda kullanılması elzemdir.
Ev hayatında mı? Evet...
Doğru kullanamazsanız gelsin huzursuzluk.
Sokakta mı? Evet...
İletişimden bir haberseniz, en ufak bir hatalı davranışında
yan tarafınızdaki otomobile tuhaf tuhaf hareketler yapar
durursunuz.
Özel ilişkilerinizde mi? Evet...
İletişim biliminden nasipsizseniz, sosyal çevrenizde bir garip
ademsinizdir.
İş hayatınızda mı? Evet...
Çok iyi bir doktor olsanız dahi hatta mucize doktor olsanız
bile asla sizinle ilgili dizi film çekilmesini
beklemeyin.
İşin özeti, fizik, kimya, biyoloji için matematik neyse
sosyal bilimler için iletişim de odur.
Bu nedenle, iletişimin ana sınıflarından itibaren
öğretilmesinin gerektiği kanaatindeyim.
Peki, iletişim koronavirüs süreci içerisinde yeterince ve
doğru olarak kullanılıyor mu?
Soruyu etkileyen ve etkilenen olarak ikiye bölerek cevaplandırmak
istiyorum. Yetkililer ve koronavirüs bağlamında
uzmanlar iletişimi nasıl kullanıyorlar? Devlet yetkilileri
İletişimin, sadece bilgilendirme boyutunda kalmışlar.
Tamam bu da çok önemli ama yeterli değil.
Öncelikle dildeki kod, kavramlar değiştirilmeli.
Bu konuya hem resmi makamlar adına açıklamalar yapanlar hem de
kendilerine medyada yer bulan tıp mensupları özen
göstermeliler.
Örnekler vermek gerekirse, ısrarla, evde kalın
deniliyor.
Doğrusu, evde durun olmalı.
Çünkü kalmak fiili Türkçe'mizde hiçte hoş şeyleri çağrıştırmadığı
gibi zorunluluk da içerir.
Şu deyimlere bakın, evde kalmak (evlenememek), sınıfta kalmak, sona
kalmak, naçar kalmak vs.
Evde durmak ise tercih içerir ve hiçbir kötü durumu
çağrıştırmaz.
Yalnızca bu değil başkalarıda var.
Karantina altına almak ve izolasyon yerine
kontrol altında tutmak.
Salgın hastalık değil yaygın hastalık.
Hastalığın bulaşması yanlış, hastalıktan etkilenmek,
doğru.
İletişimde çok bilinen bir söylem vardır.
İnsanlar ne söylediğinize değil nasıl söylediğinize
bakar.
Tıp doktorlarının dikkat etmesinin gerektiğine inandığım
başka konu da, hocaların ekranlarda tuzlusu gibi meselelerde dahi
ayrı düşmüş gözükmeleri.
Oysa Türk toplumunda profesör her şeyi
bilendir.
Bizlerde, vatandaş olarak koronavirüs sürecinde doğru iletişim
içinde bulunmalıyız.
Öncelikle yaşadıklarımızın hiçte normal olmadığını kabul etmemiz
gerekir.
Bunun yanı sıra anormal durumda, anormal duygu ve
davranışların normal olduğunu gözden kaçırmamak lazım.
Korku ve bencillik mi?
Normal şartlar altında bu duyguları aşırı sergileyenler ki sizde
olabilirsiniz, sorgulanabilir.
Fakat mevcut şartlarda hiç kimseyi, kendiniz dahil,
yargılamayın.
Çünkü bu duygular gayet insanidir.
Panikatak olduğunuzdan mı şüpheleniyorsunuz.
Hemen düşüncenizden vazgeçin.
Elbette ki yaşanan şartlarda panikte, insani ve
normaldir.
Zaten müzmin panikatak hastalığı yaşayanlar da tehlike
altında şaşırtıcı şekilde rahattırlar.
Çok mu kolay sinirleniyorsunuz?
Buda normal.
Sadece şunu unutmayın.
Karşınızdaki de en az sizin kadar gergin olabilir.
Bu noktada sizlere 4 önerim var.
1- Eğer çok gerginseniz ve karşınızdakine bir şeyler
söyleyecekseniz önce 10'a kadar sayın.
Büyük ihtimalle çoğu kelimenizden vazgeçeceksiniz.
2- Unutmayın haklı olduğunuzu düşündüğünüz konuda bile haksız
olabilirsiniz.
Bu sebeple, bir adım geri atıp belki ben haksızım şeklinde
düşünün. Göreceksiniz insan kendisini en haklı hissettiği
noktada bile zaman zaman haksız olabiliyormuş.
3- Kızgınsınız ve birisini arayıp onunla ağır cümlelerle konuşmak
istiyorsunuz. Hatta, arama isteğiniz aklınıza geldikçe daha çok
sinirleniyorsunuz.
Hemen aramayın. Bekleyin, birkaç saat geçsin.
O zaman vereceğiniz karar daha sağlıklı olacaktır.
4- Sadece insanlarla değil sosyal mesafenizi sosyal medyayla da
koruyun.
Mevcut şartlarda doğru iletişime giden yolun geçtiği cümle
mi?
Söyleyeyim.
Bana göre doğru cümle, hepimiz aynı gemideyiz.