Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi çiçeği burnundayken biraz haklı
sebeplerle, daha fazlada siyasi gerekçelerle
eleştiriliyor.
Haklı sebeplere eyvallah, bunlar makul ve mantıklı.
Hatta, olması gereken eleştiriler.
Kaldı ki, benim de bazı noktalarda eleştirilerim var.
Ama siyasi gerekçelerle yapılan eleştiriler tenkit havasından çıkıp
kan davası haline getirildi.
Geçmiş hakkında haberdar olmayıp da eleştirileri duyanlar
zannedecekler ki, parlementer sistem güllük gülüstanlık, dert üstü
Murad üstüydü de, Erdoğan kendi çıkarları için o güzelim sistemi
bozuk başkanlık sistemini getirdi.
Hayır, hiç de öyle olmadı.
70'li ve 90'lı yıllar koalisyonlar nedeniyle bu ülkenin kaybedilmiş
yıllarıdır.
Geride kalan ve koalisyon hükümetleri ile yönetilmeyen 30 yılın 20
yılını darbeler sonrası yıllar, on yılını da tek parti
döneminin ardından gelen Adnan Menderesli senelerdir.
Yani, Adnan Menderes'in tek başına hükümet ettiği 1950-60 arasını
bir yana bırakırsak, Türkiye çok partili parlementer sisteminin
tamamında, eğeyi kemiren fare durumundan bir adım ileri
geçememiştir.
Deyimi hatırlayın, fare eğeyi kemirdiğini zannederek bütün
dişlerini eğeye kurban etmişti.
Ayrıca Sayın Erdoğan’ın sistemi kendisi için değiştirdiğini iddia
etmekte, siyaset biliminden bir gram nasiplenmemiş bir
ifadedir.
Tam tersine, Erdoğan siyasi hayatı boyunca seçimleri almakta ilk
kez sistem değişikliğinden sonra zorlandı.
Daha iyi anlatabilmek için gerçekten dürüst cevap verecek olan
okurlarıma şu soruyu soracağım.
Sistem değişikliği olmasaydı CHP’nin iktidar olma yolunda topa
girme olasılığı yüzde kaçtı?
Elazığ depremi sırasında ve özellikle de bugünlerde dünyayı
kasıp kavuran korona salgınıyla ilgili izlenem politikada Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın hakkını vermek lazım.
Ne yalan söyleyeyim istisnalar hariç iktidardan muhalefete
kadar hakkı da veriliyor.
Koronavirüs dünyayı hallaç pamuğu gibi atarken ülkemizde sadece
altı vaka görüldü.
Yani çok başarılı bulunuyor.
Yine çok başarılı bulunan teknokrat bakanlardan birisi de milli
eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tur.
Sözü getirmek istediğim nokta şurası.
Hatırlayın, Başkanlık sisteminin en çok eleştirilen
bölümlerinden birisi de, teknokrat bakanların göreve gelmesiydi. Ne
diyorlardı?
Siyasi karşılığı olmayan bakanlar zayıf bir bakanlık
sergilerler.
TBMM'den atanmadıkları için hem meclis zayıflar hemde sistemi tek
adamlığa sürükler.
Mevcut Bakanlar Kurulu’nda siyaset kökenli bakanlar olduğu gibi
teknokrat bakanlarda var.
Elbette ki siyasi bakanlar arasında da teknokrat bakanlar
arasında da başarılı ya da başarısız bulunanlar söz
konusu. Benim demem şudur.
Önemli olan bir bakanın siyasetten gelip gelmemesi değil, önemli
olan, o makama işbilen, tuttuğunu koparan başarılı isimlerin
getirilmesidir.
Tıpkı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Milli Eğitim Bakanı Ziya
Selçuk gibi.
Özetlemek gerekirse, partili cumhurbaşkanlığı sistemi, daha çok
kullanılan adıyla, başkanlık sistemi Türkiye için
yenidir.
Evet eksikleri de vardır.
Ama, bu değildir ki, Başkanlık sistemi çok partili dönemin
parlementer sisteminden kötüdür.
Dikkat edilmesi gerekilen şu, aksayan yerler var
mı?
Varsa bunlar giderilmeli.
Bunun haricindeki her şey görevlere getireceğiniz insanların
kişisel özellikleriyle ilgili.
Eğer görev başına ehil olmayan isimleri getirirseniz başarısız
olursunuz.
Tam tersi yetkin insanları getirdiğinizde de başarılara imza
atarsınız.
Tıpkı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca örneğinde olduğu gibi.
Başka söylemle, sorun otomobilde değil, sorun direksiyonu emanet
edeceğiniz şoförde.