Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Ekonomik sistemler için amaç aynı fakat yol farklı diyebiliriz.
Başka söylemle Adam Smith'de Karl Marx aynı şey için, halkın refahı, uğraşmış ama farklı araçlarla. Sonuçta ne olmuş?
İki düşünürün öne sürdükleri ekonomik sistem de ardarda havlu atmak zorunda kalmış.
Karl Marx'ın sosyalizmi 1991 yılında SSCB nin çökmesiyle, Adam Smith in kapitalizmi Amerika’da başlayan 2008 krizyle.
1500'li yılların ortalarında başlayan coğrafi keşifler, batının zenginleşmesini sağlamıştır. Zenginleşen Avrupalılar, isteseler de istemeseler de kıta Amerikasına göç ettiklerinde, Allah’ın hiçbir şeyi esirgemediği bir coğrafya ile karşılaştılar.
Başka söylemle, Yeni Dünya Amerika’da tarım ürünlerinden madenlere kadar kelimenin tam anlamıyla yok yoktu.
Para kazanmayı bilen ve cesaretli Avrupalılar, elbetteki para denince akla gelen ilk ırk Yahudiler kıtanın imkanlarını, Tabii ki kendi açılarından ve kan dökme pahasına, çok İyi kullandılar.
Sonuç, önce kapitalizm daha sonra da vahşi kapitalizim.
Kapitalizmin olduğu yerde En fazla kim ezilir?
Kuşkusuz işçiler, çalışanlar, yani emekçiler ve ardından sosyalizim.
Temel kurallarını Karl Marx’ın koyduğu sosyalizm kapitalizme tepki olarak ortaya çıkmış ve alternatif ekonomik model olduğunu savunmuştur. Nihayetinde, özel mülkiyeti destekleyerek halkın refahına ulaşacağını iddia eden kapitalizim de, halkın refahının sağlanması ancak mülkiyetin devlette olmasıyla mümkün olduğunu öne süren sosyalizim de, teorideki güçlerini pratikte uzun süre sürdürememiş, sosyalizm resmen ve fiilen, kapitalizim ise fiilen çökmüştür.
Her iki ekonomik modele rakip ve onların birleşiminden oluşan karma ekonomi, ağırlıklı olarak geçiş dönemi ekonomisine sahip ülkeler tarafından uygulandığından kalıcı ve başarılı bir ekonomik model olamamıştır.
Dünya çok farklı bir dönemden geçiyor. Eğer bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılacaksa o zaman bu zamandır. Sadece korona virüsün etkilerinden dolayı değil, koronavirüs olsa olsa bir katalizör görevi yapmıştır.
Çünkü dünya ekonomisi, payandalarla ayakta tutulur hale gelmişti. İşte Ülkeler tam da Bu dönemde yeni bir ekonomik düzen kurmak zorundalar.
Kapitalizm mi bir şekilde yenilensin? Bu imkansız.
Ya da sosyalizm mi yeşertilsin? Buda imkansız.
Ya karma ekonomik sistem. Mevcut haliyle değil fakat benim yıllardır, esnek ekonomik sistem, EES olarak adlandırdığım modelle, devletlerin tek çaresi gözüküyor.
Yazının sorusu şu, EES nedir?
Karma ekonomik modeli söylemiştim. Daha fazla kapitalizim ama içerisinde sosyalizmi de barındırıyor.
EES karma sisteme benzemesine rağmen oldukça farklı özelliklere sahip.
En basit şekilde özetlemek gerekirse, EES ülkenin ve dünyanın ekonomik durumunun ortaya çıkarttığı şartlara göre, gerektiğinde kapitalizme, gerektiğinde de sosyalizme yönelebilecek.
Yani ana omurgasını korurken, her iki yöne de esneyebilecek.
Başka söylemle, ülkenin ekonomik ihtiyaçları kapitalizmin sağladığı imkanlarla mı karşılanıyor?
O zaman belli kurallar çerçevesinde yön kapitalizme doğru. Yok zamanın şartları, sosyalizime mi daha çok İhtiyaç duyuyor?
O halde Esneme sosyalizim yönünde olacak.
Ekonominin dili aynen doktorların dili gibidir. Epeyce farklı olduğundan, yalnızca meslekdaşlar veya bir şekilde o alana ilgi duyanlar birbirleriyle anlaşabilirler.
Benim yazım hem ekonomi dilini bilenler, hem de bu dilden uzak kişiler için olduğundan, konuyu ekonomik söylemlerden uzak kalarak örneklerle anlatmaya çalışacağım.
Şöyle düşünün, bir dolarlık ihracatın içerisindeki ithalat oranı çok yüksek.
Cari açık tehlikeli ve İthalat öngörülenden fazla büyüyor. Bu noktada devlet şu işi yapar, şu işi yapmaz demeden devreye girip, eğer mümkünse söz konusu İthal ürünlerin yerli üreticilerini kuracağı bir çatı şirket altında toparlayıp, ithalatla rekabet edebilecek hale getirecek.
Bu mümkün değilse, ihracatın içerisindeki ithalat yüzdesini yükselten ürünleri bizzat kendisi üretir hale gelecek.
Örnekde de görüldüğü gibi esneme yönü devletcileye doğru.
Diğer bir örnek, devletçi politikalar uygulanıyor fakat dünyadaki ekonomik görünüm olumlu.
Bol para ve doğrudan yatırım talepleri var, yurt içinde de işler iyi, belli bir tasarruf oluşmuş ve devletin desteğiyle girişimcilerin katma değeri yüksek ürün üretme kabiliyetleri artmış.
Artık devlete çok fazla ihtiyaç yok. Devlet Bu nedenle Gerektiği süre ve gerektiği kadar piyasa yöneticisi konumuna çekilebilir.
Anlaşıldığı üzere yön kapitalizme doğru.
Peki, hangi yöne ne kadar esneyeceğine dair kararlar nasıl alınacak? Ekonominin patronu siyasi iktidardır. Doğal olarak son söz de onundur. Yıllardır bazı kurumlara oldukca alıştık.
BBDK veya EPDK gibi.
İşte esnek ekonomik sisteminde ne zaman, hangi yöne ve ne kadar esniyeceğiyle ilgili kararlar iktidar ve oluşturulacak bağımsız ya da yarı bağımsız kurumlar tarafından kararlaştırılırcak.
Zaman zaman söylüyorum, bu bir köşe yazısı.
Yani eti budu belli. Bu nedenle EES nin bütün boyutlarını anlatmak imkansız. Sadece mantığını ve en basit şekliyle nasıl işleyeceğini, oda ekonomik dilden uzak kalarak aktarmaya çalıştım.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, dünya bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Tabii ki ekonomik sistemlerde bir daha eski haline gelmeyecek.
O halde yeni bir ekonomik modele ihtiyaç var.
Benim iddiam da, geleceğin ekonomik modelinin esnek ekonomik sistem EES olacağı şeklinde.