Fıkra bu ya, Ayşegül Arslan ve Mehmet Durakoğlu...

Ayşegül Arslan: Size bir soru soracağım, "bir kadına bunak demek suç mu ?"

İstanbul barosu başkanı Mehmet Durakoğlu: " Hayır değil, o aynı zamanda tıbbi bir deyim."

Ayşegül Aslan: "Ama bana diyorlar."

Hukukçu, İstanbul barosu başkanı Mehmet Durakoğlu'nun hukukun ağzını burnunu kıran cevabı, " haa... o zaman suç tabii."

XX - Rektörlerden başlayıp Ordu’nun en alt kademesine kadar bütün kesimleri militan ilan etmek suçmu?

 YY - Suçun alası. 

XX - Ama bunu CHP’li Engin Altay Söyledi.

YY - Hee... Öyle mi... Aslında pek de suç olmayabilir.

XX - Taciz, tecavüz suç mu?

YY - Elbetteki suç, hem de daniskasından.

XX - Ama bu taciz ve tecavüzler CHP içerisinde.

YY - Kem... Küm... Aslında çapkınlık diye bir kavram da var. Mağdurun yolluluk konusunda ne kadar yol aldığına da bakmak lazım.

XX - Yolsuzluk yapmak suç mu?

YY - Ne acayip soru böyle. Hiç olmaz mı?

XX - Ama bu yolsuzluklar CHP’li belediyelerde.

YY - Yav, ne desem şimdi... Kamu yararını gözetmek gerekir. Eğer yolsuzluk halkın yararına ise neden olmasın.

XX -Göreve gelir gelmez kardeşi kaynı, baldızı bacanağı ve bütün akrabayı taallukatı, ballı maaşlarla işe almak suç mu?

YY - Memleket dingonun ahırı mı? Bütün akrabayı işe al. Olmaz öyle şey.

XX -Ama bu CHP’li belediyelerde yapılmış.

YY -Şöyle diyeyim, eee... Yani CHP’li belediye başkanlarının yakınları taş mı yesin?

XX - Bir siyasetçinin diğer bir siyasetçiye ağza alınmayacak hakaretler de bulunması etik mi?

YY - Kesinlikle etik değil. İmam şey yaparsa cemaat şey yapmaz mı?

XX - Ama hakaretleri yapan CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

YY - Niye zamanında söylemiyorsun. Şöyle izah edeyim...

Şimdi bu memleketi Erdoğan’dan kurtarmak lazım o bağlamda değerlendirilirse neden olmasın. Üstelik o kerataya yakışıyor.

XX - Yalan demek, iftira atmak doğru bir şey mi? 

YY - Bu ne biçim soru... yalan demek, iftira atmak ayıp olduğu gibi üstelikte suçtur. Ayrıca zinhar günahtır. 

XX - Ama yalanları söyleyen, iftiraları atan CHP’li yetkililer. 

YY - Nereden geldim bu programa... Yalanın renkleri var tabi. Neydi o renk kırmızı mıydı, yok yok pembe pembe. Evet cevap veriyorum... Eğer yalan pembe renkteyse, en azından pembeye yakınsa bir sakınca yoktur. İftiraya gelirsek, şu spotlar da maşallah ne güzel ısıtıyor neredeyse terledim, İftiranın iftira olduğunu nereden biliyoruz?

İftiraya iftira demekle, iftira iftira olmaz. Birileri de, dünya öküzün boynuzları üzerinde dir, diyordu. Şimdi onlar öyle diyor diye, dünya öküzün boynuzları üzerinde mi olacak?

XX - Bazı belediye başkanlarının temel atmama törenleri ve yapraklara kendilerini alkışlatmaları konusunda ne düşünüyorsunuz?

YY - Hiç güleceğim yoktu. Yoksa bu gizli kamera şakası mı? Ama kameralarda ortada duruyor. Şaka yapıyorsunuz değil mi?

XX - Unuttunuz galiba, İBB Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu temel atmama töreni yapmış ve bütün yapraklara kendisini alkışlatmıştı.

YY - Hay Allah... Ekrem abiye sorma joker hakkımı kullanabilir miyim?

Yok... Dur... Şimdi hatırladım, o kim 1 milyon ister yarışmasıydı. 

Cevap veriyorum... Hani sembolizm var, retorik var. Bilmeyenler için açıklayayım, batıda retorik, doğuda belagat. Bu bağlamda değerlendirmek lazım.

Bir belgeselde görmüştüm, aslında bitkiler de tıpkı insanlar gibi sevinip üzülebiliyormuş. Belgeselde söylemediler fakat belki o bitkilerin yaprakları alkışlayada biliyorlardır.

XX - Size birkaç sorum daha var. 

YY - Eskiden dakika başı reklam veriyordunuz. Yakında reklam yok mu? Üstelik tuvalete gitmem lazım. Hem de bu akşam üst komşular ziyarete gelecekti. Geç kalırsam hanımdan yeriz  paparayı.

Aklıma bir fıkra geldi bari o fıkrayla sizlere veda edeyim.

Papaz pazar ayininde cemaata estirip duruyormuş. Sevgili kardeşlerim, aslında bir melek olarak doğan çocuklarınızı, haramdan, zinadan, hırsızlıktan, dolandırıcılıktan uzak tutun.

Papaz iyice işi uzatınca kasabanın delisi, papaz efendi bizlere öyle diyorsunuz ama büyük çocuğunuz çalıştığı firmayı milyonlarca dolar dolandırmış. Küçük çocuğunuzun  kilisenin yardım kutusundan yürüttüğü paralarla bir kilise daha yaptırılır.

Ya kızlarınız, kırdıkları ceviz bini aşmış. Giydikleri elbiselerse kumaş fukarası. Papaz efendi önce şaşırmış, sonra kızarıp bozarmış, en sonunda da bütün cemaati gözden geçirip cevabını vermiş.

O keratalara yakışıyor.