Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yazarken gündemi yakalamak son vapuru yakalamak kadar önemlidir.
Yakalayamadınız mı yandığınızın resmidir misali.
Herkes Mersin’e giderken sizin tersine gitmeniz gibi.
Eee Ülke gündemi de maşallah ışık hızına yakın, en doğrusunu seç
seçebilirsen.
Ama, yılın iki günü için benim gündemim asla
değişmez.
Elbetteki, Marslılar dünyayı basmadığı ya da Üçüncü
Dünya Savaşı çıkmadığı sürece.
Başlıktan da anladığınız gibi bir tanesi Öğretmenler
Günü.
Ya diğeri?
O da Anneler Günü.
Yok yok, yılın önemli üçüncü gününü unutup tehlikeli sulara girme
gafletinde bulunmadım.
Yani, kız arkadaşım sevgililer gününe inanmadığından asayiş
berkemal.
Pazar günü 24 Kasım Öğretmenler Günü. Herkesin hayatında
öğretmenleri çok önemlidir.
Fakat, benim hayatımda öğretmenlerimin ayrı ve özel bir yeri
vardır.
Konu denk geldikçe, yazıyorum.
Bu nedenle yakından takip eden okurlarım görme engelli olduğumu
hatırlayacaklardır.
Teknoloji ve imkanlar da bugünkü gibi değil.
İşte o zaman öğretmeniniz hayatınızın en önemli belirleyicisi
halini alıyor.
Şöyle düşünün.
Müthiş bir potansiyelimiz olabilir fakat, çevrenizde
potansiyelinizi kullanabilmenize imkan verecek yardımcınız
yok.
Çocuksunuz ya da çocuk sayılırsınız, kendi kendinize ne
kadar.
Belki de bir an gelip eğitim hayatınızı bitirmeye karar
vereceksiniz.
Başka söylemle, verimli bir tarlanız var ama, onu ekip
biçmiyorsunuz.
Üzerinden geçen kargaların tamamı ağızlarındaki cevizleri
düşürmediği sürece, o tarla hiçbir işinize
yaramaz.
İşte o an öğretmenlerin anıdır.
Kaleciyi geçip doksana doğru giden topa kafa
uzatan defans oyuncusu misali, bir sıfır geriden başladığınız
hayatınızda farkın açılmasına müsaade etmez.
Benim hayatımda da onlarca defans oyuncusu vardır.
İlkokuldan üniversiteye kadar.
Hepsini sadece bir isim bir cümleyle bile anlatmaya kalksam, hacim
olarak roman sınırlarını zorlarım.
O nedenle bugün sadece üç sayın Öğretmenimden söz
edeceğim.
İnsanlar bir çok çocukluk anısını unutabilir fakat, ilkokula
başladığı gün onun için unutulmazdır.
Çünkü ilk kez aile ve aile yakınlarınızdan farklı insanlarla bir
arada olursunuz.
Artık, sizinle ilgilenen insan da değişmiştir.
Hiç tanımadığınız birisi.
Çekinirsiniz hatta korkarsınız ama biz şanslıydık.
Elbette ki en başta da ben.
Hiç tanımadığınız kişi yani öğretmenimiz öyle birisi ki, halen
Pakize Sağkol ismini aklımdan geçirdiğimde hafızamın geçmişlerden
bulup çıkarıp önüme koyduğu resim hep aynı.
Bir insan beş duyu organıyla birlikte gülebilir mi?
Pakize öğretmenim gülerdi. Üstelik
sürekli.
İlkokula başladığımda öyle bir dersliğe denk geldim ki, okulun bir
pencereli tek sınıfı.
O tek camın önünde de kocaman bir portakal ağacı.
Hani camdan elini uzat dalından portakal kopart, o kadar da cama
yakın.
Hadi bakalım, görebilirsen defteri gör tahtayı
gör.
Evet ben göremedim ama, Pakize hocam gördü.
Önce okulumuzun müdüründen rica edip dersliğimizi
değiştirdi.
Biraz işe yaradı mı? Yaradı fakat, işler yine zor.
Tabelalardan ve gazetelerin başlıklarından öğrendiğim az çok bir
okuma var ama yazma sıfır.
Kocaman yazan kırmızı keçeli bir kalem alan pakize hocam,
artık bütün tenefüslerini bana ayırıyordu.
Kitapta sorun, yazılar bana göre küçük. Neredeyse hiç
okuyamıyordum.
Buna da çözüm bulan Pakize öğretmenim, bütün kitabı kocaman
harflerle birebir kopyaladı ve sonuç.
Şimdi var mı bilmiyorum bizim zamanımızda okuma yazma öğrenen
öğrencilere kırmızı kurdale takarlardı.
Pakize hocamın çabaları sonucu o kurdaleyi takan üçüncü
kişi ben olmuştum.
İlkokul bitti ve artık ortaokuldayım. Burada işler biraz daha
karışık.
Köyünde değil ilçede öğrencisin.
Her ders için ayrı öğretmen.
Ne yalan söyleyim, derslerde ilkokula göre daha ağır fakat, benim
öğretmenlerim yine devrede.
Fen Bilgisi öğretmenim Ganime Bayraktar ve matematik öğretmenim
Saadet Tosun.
Ganime hocamın defalarca tahtada yazılanları büyük harflerle
defterime geçtiğini hatırlarım.
Bunun yanı sıra sen başarabilirsin, telkinleri.
Saadet Tosun hocam aynı zamanda da müdür yardımcısıydı.
Hemen hemen bütün boş zamanını bana ayırır, odasında özel ders
verirdi.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Eğer Ganime ve Saadet öğretmenlerinin destekleri olmasaydı
eğitim hayatımı ortaokulda bitirirdim.
Defalarca ulaşmaya çalışıp fakat, ulaşamadığım üç değerli
öğretmenimi saygı ve minnetle anıyorum.
En zor yıllarımda iyi ki vardınız, iyi ki benim hayatıma
dokundunuz.
Bütün öğretmenlerimin, bütün öğretmenlerin öğretmenler günlerini
kutluyorum.
Sözüm genç öğretmen arkadaşlarıma.
Neden sizler de bir Pakize öğretmen, Ganime öğretmen ya da
Saadet öğretmen olmayasınız.
Neden sizlerde bir Kazım’ın hayatına
dokunmayasınız.