Çıkış kurucu ruhta.

Ak Parti kongre sürecine girerken, oldukça ciddi  bir toparlanma çabası gösteriyor. 

Hem yerel seçimlerdeki kan kaybının nasıl geri kazanılacağının, hem de Davutoğlu ve Gül-Babacan hareketlerinden en az şekilde nasıl etkileneceğinin hesaplamaları yapılıyor.

Kanımca bu hesaplamaların çok doğru yapılması Ak Parti için, 2023 bağlamında hayati bir değeri olacak. 

İşte bu nedenle doğrular değil en doğrular seçilmeli.  

Peki, ne bu en doğrular?

Hiç uzağa gitmeye gerek yok... Ak Partinin doğruları yine Ak Partinin içinde saklı.

Diğer söylemle, bu doğrular, geçmişte uygulanıp da başarıya ulaştıran doğrulardan başkaları değil. 

Şöyle bir 2003’ye göz atalım.

Ak partiye bakıldığında ne gözüküyordu? 

Kadın kollarından gençlik kollarına, mahalle temsilcilerinden  ilçe yönetim kurulu üyelerine,belediye başkanlarından milletvekillerine  kadar, kelimenin tam anlamıyla, karınca  gibi çalışan bir Ak Parti ve o teşkilat mensuplarının tepeden tırnağa,  taşıdığı ötekileştirilmişliğin desteklediği inanç ve inatla karışık mücadele arzusu.

İşte bu teşkilatla bu arzu yan yana gelip Erdoğan’la bütünleştiğinde, başarının resmi ortaya çıkıyordu.

Aslında Sayın Erdoğan’ın kurucu ruh dediği de bu resmin taaa kendisidir. 

Peki, o kurucu ruhtan uzaklaşıldı mı? 

Tek kelimeyle evet.

Tamam, devasa bir teşkilat yapısı var.

Fakat, en az dokuz yıldır rölantide çalışıyor.

Hisler, tespitler bir yana en somut delili, 31 Marttaki İstanbul sonuçlarıdır. 

Hatırlayın, Ak Parti aleyhine geçersiz sayılan oyların gerçekte ne kadarı geçersizdi? 

Geçersiz oyların tekrar sayımında gördük ki, sandık başlarında ki Ak Partili görevliler, eski cabbar cevahirliklerinden çok şey kaybetmişler. 

İkinci bir soru.

10 yıl önceki İstanbul teşkilatı seçimi kazanamamış olsaydı , böyle bir görüntüye sebebiyet veririmiydi? 

Bana inanın asla  vermezdi. 

Teşkilatın bir üst yapısı, belediye başkanları, milletvekilleri ya da şehirlerin ağabeyleri diyebileceğimiz Ak Partililer ne durumda? 

Rölantide çalışma orada da kendini gösteriyor.

Görevinin hakkını verenleri tenzih ediyorum, Ak Partinin bu bölümünde de   tabandan uzaklaşma ve  rölanti çalışma söz konusu.    

Şöyle bir araştırma yapılmış olsaydı, ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılırdı.  

 2003’ten gelen millet vekilliği hatta bakanlık yapmış, ya da şehir ağabeyleri diyebileceğimiz siyasetçilerin cep telefonlarına bir bakılsın. 

Bir de şimdi aynı görevlerde bulunan siyasetçilerin cep telefonlarına.

Acaba hangi siyasetçilerde daha fazla Ak Parti sempatizanının veya teşkilat mensubunun telefonu kayıtlı. Hiç şüphem yok ki eski siyasetçilerde...

Elbette ki, tartışmasız, kesinlikle, hangi kelimeyi seçerseniz seçin Sayın Erdoğan Ak Partinin sürükleyicisidir. 

 2002’de de böyleydi şimdide böyle. 

Ama şimdi 2002 de olmayan bir şey var. Sayın Erdoğan çok yoğun. 

Ülke meseleleri, parti meseleleri şöyle dursun,dünyanın geçtiği süreç dolayısıyla uluslararası sorunlar... 

Samimi bir şekilde şunu merak ediyorum. küçük bir ilkokulda bile en az iki müdür yardımcısı görevlendirilirken, neden Cumhurbaşkanının sadece bir tane yardımcısı olur?

Bakın bana göre Ak Partinin esas sorunu buralarda. Davutoğlu ve Gül-Babacan ekiplerinin partileşme çalışmalarında değil.

Bu söylemimden Sayın Davutoğlu’nu, Sayın Gül’ü ve Sayın Babacan’ı hafife aldığım sonucu çıkartılmasın. 

Böyle bir densizliği yapmam.

Benim demem şudur.

 Ak Parti kendi doğrularını yaptığında, onu başkalarının davranışları çok fazla etkilemez.

Tamam artık %50 + 1 durumu söz konusu. Fakat bu her iki taraf içinde geçerli.

Hem Ak Parti, hem de CHP cephesi için.

Yani şunu söylemek istiyorum.

Ak Parti kendi gücünü ortaya koyduğu zaman, başkalarının +1’i toparlama hesapları sadece kağıt üzerinde  kalır.

Özetlemek gerekirse, Ak Partinin 2023 özelinde yapması gerektiği tek şey,fabrika ayarlarına, diğer söylemle kurucu ruhuna dönmesidir.

İyi de bu mümkün mü? Bence evet.

Tamam, İki kez aynı nehirde yıkanılmaz. Fakat, benzer nehirlerde iki kez yıkanılır.