Cahile sözüm olmaz çünkü, cahildir kendini bilmeyebilir.
Çocuğa sözüm olmaz, adı üzerinde çocuktur.
Mahallenin hoş insanına, Bu deyim Prof. Nevzat Tarhan hocamıza aittir, sözüm olmaz, o mahallenin hoş insanıdır.
Ama, okumuş yazmış, şanlı şöhretli, bir yerlere gelebilmiş zatlara sözüm olur. Eğer birde bilmişliği tavan yaptırmışsa, kantar topuz hak getire.
Geçtiğimiz Cuma günü yerli otomobilin tanıtımı yapıldı.
Beş babayiğitin yolu açık olsun.
Doğrusu ben tanıtımı yapılan araçları beğendim.
Beğenmeyenler oldu, onlara da saygım var.
Otomobiller belki beklentilerini karşılamamıştır.
Belki üstün zevke sahiptirler.
Belki de tam tersi.
Tekrarlıyorum onlara saygı duyuyorum.
Saygımın olmadığı, böyle bir meselede bile kalemini, sözünü sadece karalamak ve itibarsızlaştırmak için kullananl zevat. Sanırım Can Ataklı'nın şeylerini, kusura bakmasın söz diyemeyeceğim, duymayan kalmamıştır.
Adam konuşmuyor, adeta laflarıyla retorik atmosferi kirletiyor.
Hani çevreyi kirletenlere kabahatler kanununa göre ceza kesiliyor ya, aynı şey sözler için geçerli olsaydı Can Ataklı'ya her cümlesinin karşılığında bir ceza kesmek gerekirdi.
Can bey, sözüm size.
Eğer bir gün gazeteciliği bırakmak zorunda kalırsam komedyenlik yaparım, şeklinde düşünüyorsanız vazgeçin.
Çünkü aç kalırsınız. Neden mi?
Söyleyeyim. Hiç komik değilsiniz de ondan.
Yeni yeni ulusal tanınırlılığı olan bir yerde yazmaya başladım.
Bana şöyle bir soru sorulsa, bilindik bir gazeteci olacaksın fakat, tek seçeneğin Can Ataklı tarzı, kabul eder misin?
İnanın bu yazıyı bile yarım bırakırım. Yeminle söylüyorum, kendi yazarlığımın kalemini yine kendi ellerimle kırarım. Hem de hiç tereddüt etmeden.
Görüşlerinizi çok nadiren benimserdim. Hani bozuk saatin günde iki kez doğru zamanı göstermesi örneği.
Uslubunuzu fena bulmadığımı, hatta zaman zaman beğendiğimide söylemek isterim.
Kendinize göre iyi kötü bir tarz tutturmuştunuz.
Taki 27 Aralık 2019 Cuma günkü programımıza kadar. Galiba siz o programınızla adınızı tarihe yazdıracaksınız.
Yok yok, öyle olumlu anlamda değil. Mesela Ebu Bevval gibi.
Fark etmişsinizdir, bu aralar medyada, 20 yıl önceki bir gazeteci boğaz köprüsü için şöyle demişti vs.
Açıklamaları yapılıyor ya.
Bana göre 20 yıl sonra da sizin İçin, komik kırması bir gazeteci eskisi, yerli otomobil bağlamında şöyle şaklabanlıklar yapmıştı, diyecekler.
Sözlerinizi, uslubunuzu şan şöhret, para pul sevdası adına sarf ettiğinizi söylesem, paranızı pulunuzu bilmem ama şöhretinizin ihtiyacı yok.
Canın canı çıkar huyu çıkmaz, adam katıksız muhalif, şartlı refleks desem, bu da değil.
Çünkü, espiri patlatıp, işi kurtarmak maksatlı uğraşıp duruyorsunuz.
Elbette ki kaçınılmaz son, espri yapmak adına komik duruma düşen ünlü gazeteci.
Onun bunun fonlarıyla iş tuttuğunuzu iddia etsem, gözümle görmedim hakka hukuka saygı duyan bir insanım, söyleyemem.
Can Bey sizin iş yeriniz bir tamirhanenin üzerindeymiş.
Videoda öyle söylüyorsunuz.
Hani her çıkışta sizi, abi gel çay içelim, diyerek çeviriyorlardı.
Keşke iş yerinizi bir kliniğin üzerinden tutsaydınız.
Sizi yine, abi gel çay içelim, diyerek çağırırlardı, 1-2 sohbetin belini kırardınız.
Ne bileyim çocukluğumuza felan dönerdiniz, böylelikle çekimler öncesinde biraz da olsa rahatlardınız.