Bizim tacizimiz varsa sizinde rakınız var

Boşuna uğraşmayın, uydurma yolsuzluk belgeleriyle, yaptığınız tacizleri unutturamazsınız. Uyduruk rakı masası iftiralarınız la CHP İlçe Başkanının 17 yaşındaki çocuğa gönderdiği taciz mesajlarını gündemden düşüremezsiniz.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com


Allah akıl fikir versin diyeceğim ama akıl fikir güme gidecek.

Neden mi?  Çünkü hani bu bizim meşhur hacı Murat’a Mercedes motoru takılmış gibi olacak da ondan. Yani "kel başa şimşir tarak."

Zaman zaman söylüyorum, diğer ülkelerin yazarları belki de, bugün ne yazsam diye kara kara düşünüyorlardır. Ama eminim benim ülkemde köşe yazarları, acaba bugün onlarca konunun hangisinde karar kılsam da kaleme alsam, şeklinde mücadele veriyorlardır.

En azından kendim için söyleyeyim, evet bugün şunu yazayım diyorum, hatta kafamda neredeyse yazmış oluyorum, ardından farklı onlarca  gündem daha. fikrimi değiştirip klavyenin başına geçiyorum yazım bitmeden başka şeyler. kafamda yazım, gönlümde yazmadıklarım.

Yazımı bitirip teslim ediyorum, oh ne güzel rahat rahat uykuya yatıyorum fakat gözlerimi açtığımda tamamen farklı bir Türkiye.

İşin özeti gündem kaçıyor ben kovalıyorum...

Bugün otomobillerden örnek vermeye başlamışken onlardan devam edelim. Bakıyorum, Ferrari olsam yakalayamayacağım. Ben de kovalamaktan vazgeçiyorum. Madem gündemi kovalamak beyhude bir çaba, madem bugün Pazar (yazımı pazar günü kaleme aldım) bir iki lafın  belini kırayım.

Geçtiğimiz günlerde Irak Başbakanı Kazımi Türkiye’ye geldi. Kazımi'nin altını çizmek istiyorum, misafir herhangi bir komşu ülkenin Başbakanı değil. Mustafa el-Kazımi  Orta Doğu'ya neşter vurmak isteyen siyasi cerrahların operasyona başladığı toprakların Başbakanı.

Yalnızca bu kadar mı? Hayır. Irak aynı zamanda, Orta Doğu‘da oynanan satrancın en kullanışlı piyonu PKK’nın da merkezi. Normal şartlar altında neler konuşulması gerekir? Kullanışlı piyonun karşısına, bir at ya da bir fil konulduğu değil mi? Ama durum farklı. 

Konuşulan, külliyede Kazımi onuruna verilen yemekte çalınan müzik, yenilenler ve içilenler. Açıkça söyleyeyim bana göre de Sayın Cumhurbaşkanı ayıp etmiş. Ne gerek vardı yemek vermeye. Şöyle bol mayonez ve ketçaplı yarım döner ekmek Kazımi'nin neyine yetmiyor? Bir de yemek sırasında müzik dinlemişler. Çok yazık, yemek yerken müzik de dinlenir miymiş. En ilginci de içilenler, rakı...

Hiçbiryerde yazılmayan bir haberi ilk kez sizinle paylaşıyorum! Külliyede aşçı yamağı olarak çalışan bir yakınım, Irak Başbakanı Kazımi'nin iki kadehten sonra Kemal Sunal’ın meşhur filminde yaptığı gibi, heeyyy! Allaahhh beee! diye naralar atmaya kalkmış.

Sadece bu kadar da değil, Sayın Cumhurbaşkanı, ayıp oluyor, şekline müdahale edince Kazımi'de, benn zarhoşş değilimmm, demiş.

Dalga mı geçiyorsun? Şeklinde soru yönelten okurlarım olabilir, evet çaresizlikle harman olan, zeka fukaralığının diz boyuna ulaştığı kesimle dalga geçme hakkımı kullanıyorum.

Boşuna uğraşmayın, uydurma yolsuzluk belgeleriyle, yaptığınız tacizleri unutturamazsınız.

Dokunulmazlığın olduğunu bildiğiniz TBMM  kürsülerinden, Sayın Cumhurbaşkanına hakaretler ederek tecavüzlerinizi sümen altı ettiremezsiniz.

Uyduruk rakı masası iftiralarınızla CHP İlçe Başkanının 17 yaşındaki çocuğa gönderdiği taciz mesajlarını gündemden düşüremezsiniz.

Çok partili dönemin doğuştan muhalefeti CHP' ye önerimdir... Yatıp kalkıp Sayın Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’a dua edin.

Yurt içinde zaten her dört kişiden üçü, sizi muhatap dahi almıyor.

En azından onun sayesinde yurtdışındakiler, "düşmanımın düşmanı benim dostumdur" misali yüzünüze bakıyor