Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Haftalardır Çin’deki korona virüsü konuşuluyor.
Çin'i ve bütün dünyayı tehdit eden bu virüs gerçekten
tehlikeli.
Gözden kaçırıyoruz ama, bizde de bir virüs var.
Üstelik Çin’dekinden daha tehlikeli. Çünkü, Çin’deki
virüsün etkilediği vakaların büyük bir oranının tekrardan sağlığına
kavuşması mümkün.
Fakat, bizdeki virüs bir etkiledimi, insanın iflah olması pek
mümkün değil.
Yerli virüsün bulaşma şekli de Çin'dekinden çok
farklı.
Temas etmeye, aynı ortamı paylaşmaya gerek yok.
Her türlü medyayla, fısıltı gazetesi yoluyla
bulaşabiliyor.
İnsan bünyesi üzerindeki etkileri de oldukça değişik.
Öldürmüyor ama, bulaştımı öldürmekten beter edip sürrüümm
sürrüümm süründürüyor.
Koronavirüs'den diğer farkı şu.
Maske Çin’deki virüsten korunmak için takılıyor.
Bizdeyse önce virüse yakalanıyorsun, sonra maske
takıyorsun.
Çin’deki maske tek çeşit.
Bildiğimiz virüsten koruyan maske.
Ya bizdeki...
Maskeleri saymak için aciz kalan el parmaklarına, çorapları çıkarıp
ayak parmaklarını eklemek gerekiyor.
Durun size milli maskelerin birkaç tanesinin ismini
sayayım.
Atatürkçülük maskesi, laiklik maskesi, entellik maskesi, monşerlik
maskesi, acar gazetecilik maskesi, çok bilmiş aydın maskesi, insan
hakları havariliği maskesi, demokrasi aşkı maskesi... Böyle devam
edip gidiyor.
İyi de, bu yerli virüsün adı ne, sorusunu sorduğunuzu duyar
gibiyim.
Tamam, söyleyeyim.
Türkiye’deki virüsün adı, RTED virüs. Açılımı mı?
Onu da söyleyeyim.
Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı virüsü.
Peki, virüsün belirtileri neler?
Epeyce karmaşık olmasına rağmen kalemim yettiğince bazılarını
anlatmaya çalışayım.
RTED virüsüne bir yakalanıldımı, normal davranışların
dışına çıkılıp, anormal bile kabul edilemeyecek tavırlar
sergilenebiliniyor.
Mesela, ellerine fırsat geçtiğinde, ilk hedefleri Atatürk heykeli
dikmek olan zevat, RTED virüsüne
yakalandıklarında, terörist başının heykelini dikeceğiz,
diyenlerle seçim işbirliği yapabiliyorlar. Öyle ki, bu malum
zümre yüksek ateş hissettikleri vakitlerde, her evden bir destek,
sloganına bile bel bağlayabiliyorlar.
Virüsün etkisini iyice arttırdığı durumlardaysa, hastalarda söz
konusu cümleyi, tekrar hatırlatayım, terörist başının heykelini
dikeceğiz, sarf eden şahsiyeti hapishanede ziyaretler ve onu
kahraman olarak yansıtmalar görülebiliniyor.
Sıkça raslanan belirtilerden birisi de, belagat becerisinin
dar alanda derin zikzaklar çizmesi.
Örnek vermek gerekirse, virüsten etkilenen kişi, kısa bir zaman
dilimi içerisinde, hem Akdeniz’de işimiz ne, hem neden Akdeniz’de
değiliz, hem de Libya’ya Türk ordusu neden gitti, fikirsel
savrulmalarını sergiliyebiliyor.
Yine başka belirti, anlamsız fobik davranışlar.
Bu mesnetsiz fobiler bazı vakalarda özellikle otoyol, köprü ve
Kanal İstanbul konularında, panik atağa evrilebiliyor. Seçici
hafıza kaybı da virüsün belirtilerinden.
Virüs bulaşmış vakaların ekserisinde geçmişteki, hastanede muayene
olamama ve ilaç alamama kuyruklarının, ev sahibi olmakla mezar
sahibi olmak arasındaki zamanın kısalığının, sıfır otomobil alma ve
uçakla seyahat etme ayrıcalığının sadece zenginlere ait olduğu
gerçeğinin, yurtdışı tatillerinin yalnızca hayallerinin
kurulabilindiği gibi konuların, itinayla seçilerek
unutulduğu gözlemleniyor.
Virüs kardeşliğinin kan kardeşliği ile eş tutulma
belirtisi.
Bence en endişe verici belirti bu. Düşünce üretilmiyor adeta
kopyala yapıştır mantığıyla el değiştiriyor.
Bir vaka, Cumhurbaşkanı gelsin diye depremzede saatlerce enkaz
altında bekletildi, dedi mi?
Diğerleri iddianın saçma sapanlığına, üretici zekanın seviyesine
bakmaksızın, virüs kardeşliği adına inandıkları gibi, birde bu
şapşallığı kendi fikirleriymişcesine yayıp duruyorlar.
Tamam da, RTED virüsünün hiçbir tedavisi yokmu?
Aslında, eğer itibar edilirse bir tedavi şekli
bulunmuş.
Üstelik 50 yıl öncesinden bu yana. Kimler mi
bulmuş?
Kamyoncu ve minibüsçü abiler.
Ne mi bu tedavi.
Hemen söyleyeyim...
Düşman görme ne olur, çalış seninde olur.