Beşinci kolun tuttuğu Koçbaşı

Orkestra içerisindeki saz grubunun yaptığı uvertürün amacı hukuk ve demokrasi değil.  Niyetleri bal gibi, ülkede kavga, kargaşa çıkartıp nihayetinde Sayın Erdoğan’ı devirmenin perdesini açmak.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com

Özellikle deniz Baykal’a yapılan kaset kumpasından sonra, CHP  menşeyli her şeye, acaba hangi CHP’den, düşüncesiyle bakmaya başladım. 
Onlara sorsanız, mevcut duruma demokrasi, senfoni falan diyecekler. Gerçekteyse görünen, karmaşa ve kakafoniden başka bir şey değil.
Hatırları için CHP’lilerinn haklı olduklarını varsayalım. 
Ama, o zaman da demokrasi ile senfoni güme gidiyor. 
Öyleya, demokrasi ve Senfoni güzel birşey, şahit olduklarımızda demokrasi ve senfoni ise, o zaman CHP neden,  koşmaya çalıştığı halde koşu bandındaymış gibi olduğu yerde çakılı duruyor. 


Son haftalarda CHP‘de onca kakafoni arasında bir uvertür duymaya başladık. Hem de oldukça net basılan notalarla. CHP’li siyaset virtüözlerine sorarsanız, Bu uvertür demokrasi ve hukuk ortamına giriş içinmiş. 
Oysa, orkestra içerisindeki saz grubunun yaptığı uvertürün amacı hukuk ve demokrasi değil. 
Niyetleri bal gibi, ülkede kavga, kargaşa çıkartıp nihayetinde Sayın Erdoğan’ı devirmenin perdesini açmak.


CHP grup başkan vekili Engin Özkoç‘un 4 Marttaki Sayın Cumhurbaşkanına ağır hakaretler içeren cümlelerle dolu basın toplantısını hatırlıyorsunuzdur.  
Basın toplantısının amacı, Erdoğan’ın aynı gün yaptığı Ak parti grup toplantısındaki cümlelerine sözde cevapmış. 
Engin Özkoç‘a göre, grup toplantısında sayın Erdoğan’ın, her kimse, parantezinde söylediği sözlerin muhatabı Kemal Kılıçdaroğluymuş. 
Peki, Özkoç o kadarıyla yetindi mi? 
Hayır yetinmedi. 
Bir Koçbaşı gibi aynı gün meclis kürsüsünden aynı noktaya vurmaya kalktı. 
Elbetteki planlanan sonuç, TBMM'de yumruklar, tekmeler havada uçuştu.  Bunlar son notalar. 
Ya ilk notalar. Onlarda yaklaşık beş hafta önce grup toplantısında bizzat  Kılıçdaroğlu’dan geldi. 
Anımsayın ne demişti? 
Düşünüp taşınıp, arayıp tarayıp FETÖ'nun siyasi ayağını buldum. 
FETÖ’nun siyasi ayağı, Recep Tayyip Erdoğandır. 
Kılıçdaroğlu burada kaldı mı? 
Hayır kalmadı. 
Aynı üslubu bir sonraki grup toplantısında, üstelik dozu arttırarak devam ettirdi. 
Kılıçdaroğlu yalnız da değildi. 
CHP’nin içinden ya da dışından, tekrarlıyorum, bir Koçbaşı gibi aynı noktaya vurmaya çalışan açıklamalar geldi.


Kılıçdaroğlu’ndan başlayıp Özkoç’a  devam eden sürece, şimdi de sokaklar ve darbe  eklenmeye çalışılıyor. 
Yorumumu abartılı bulanlar için CHP’li Özgür Özel’in sözlerini aynen aktarıyorum. 


Özgür Özel diyor ki, 
“Akp’ye denemeyin, diyoruz. Hem Türkiye için, hem sizin için hem de demokrasi tarihi için çok kötü sonuçlar doğuracak bir süreci başlatırsınız. Bu utanç verici bir leke olur. Sakın tenezzül etmeyin. 
Yoksa kendilerinin utanacağı ve savunamayacağı bir noktaya gelir”.  


Sorum okurlarıma, bu cümleler AK PARTİ'yi ve Erdoğan’ı açık açık sokakla, darbeyle tehdit  etmek değil midir?


İspanyol General Franconun siyaset literatürüne kaydettirdiği  bir adlandırma vardır. 
Beşinci kol faaliyeti. Hatırlamayanlar için kısaca anımsatayım. 
Yüzyıllardır kullanılmasına  rağmen, ilk kez 1936-39 İspanya iç savaşı sırasında geniş çevreler tarafından bilinir olmuştur. Özetle, düşman tarafından dört koldan  sarılmış devletin, içte  basın, siyaset, algı yaratma dahil her türlü propaganda aracıyla düşman lehine çalışan kesimine(Kola) verilen ad şeklinde  tanımlayabiliriz.    


Benim sorum şu. 
Ülkemiz böylesine bir dönemden geçerken, ordumuz Suriye’de savaşırken, İdlib’de 34 canımızı şehit vermişken, sadece bir gün sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belkide yüzyılın görüşmesi için Moskova’ya gidecekken Engin Özkoç‘un terbiyesizliğine ne demeli? 
Başkası ne der bilmiyorum fakat, ben fikrimi açık ve net bir şekilde söyleyeyim. Özkoç kumpasla ölçülürcesine hesaplanmış bir zamanda devreye sokulan beşinci kolun ucundaki Koçbaşından başka bir şey değildir. 
Bakın, süreci betimlerken uvertür alıntısını yaptım. 
Neden uvertür? 
Uvertür operalarda orkestranın perde açılmadan önce çaldığı parçadır. 
Oda bütün besteler gibi  nota nota hesaplanıp ortaya konulur.   
Tıpkı Son günlerde  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmeye çalıştıkları sandık harici süreç benzeri. 
Evet bu süreç o kadar ayrıntılı hesaplanmış ki, eminim Engin Özkoç meclis kürsüsüne çıkmadan önce çok sayıda ağrı kesici almayı bile ihmal etmemiştir.