Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
İran satrancın geliştiği topraklardır.
Özellikle Ortadoğu’da son on yılda yaşananların da kocaman bir
santranç oyunu olduğunu iddia etmek yanlış olmaz, ve son hamle.
Amerika İran’ın Filini yedi.
Fil diyorum çünkü Kasım Süleymani bir general, bir kuvvet komutanı
olarak gözükse de İran içerisindeki ağırlığı çok daha
fazlaydı.
Öyle ki Kasım Süleymani'nin İran’ın dini lideri ve
Cumhurbaşkanı’ndan sonraki üçüncü adamı olduğunu
söyleyebiliriz.
Peki şimdi ne olacak?
Öncelikle ne olmayacağını anlatayım.
Çoğu insanın iddia ettiği gibi Üçüncü Dünya Savaşı
çıkmayacak.
Neden mi?
Birincisi, olayın direkt tarafları İran ve ABD bunu göze
alamaz.
İkincisi, olayın endirekt tarafları, Türkiye, Rusya ve İsrail
mevcut durumdan olumlu anlamda yeterince etkilemecekler.
Başka söylemle, Halihazırdaki kazanımlarını Üçüncü Dünya Savaşı
çıktığında muhafaza edebileceklerinin garantisi yok.
Şöyle açıklayayım.
Rusya: Tarihi, sıcak denizlere inme idealini
gerçekleştirebildi mi?
Kesinlikle evet.
Artık Rusya’yı Suriye’den hiçbir güç çıkaramaz.
İsrail: Yahudiler her fırsatta İran'a horozlansalarda İsrail’in
nihai amacı onu yoketmek gibi beyhude bir beklenti
değildir.
Vaad edilmiş topraklarda rahat hareket edebilmesi için İran'ın
kolunun kanadının kırılması yeterli.
Türkiye: Çaldıran savaşı hariç Türkiye ile İran ne sıcak dost
oldular ne de soğuk düşman.
İkisi de rakiplerini çok güçlü olarak görmek istemezlerse
de bu coğrafyada birbirlerine muhtaçlar.
Böyle bir durumda İsrail dahil ne Türkiye ne Rusya Üçüncü Dünya
Savaşına çanak tutar.
Peki olacaklar neler?
Elbetteki bütün tarafların böyle bir beklentiye sahip olduklarını
söyleyemeyiz ama, Kasım Süleymani'nin ölümü İran'ın ve herkesin
işine yarayacak.
ABD’nin işine yarayacak, çünkü 2020 ABD’nin seçim yılı.
Seçimlerde dış düşman her zaman mevcut başkanın elini
güçlendirmiştir.
Ayrıca İran, Trump’ın seçmen kitlesi tarafından hiç sevilmediği
gibi üzerlerinde farklı bir çağrışımıda vardır.
Trump'a oy veren orta sınıf Amerikan halkının, İran dendiğinde
aklına Betty Mahmudi’nin " Kızım Olmadan Asla" romanı
gelir.
Tamam yaklaşık 20 yıl önceydi fakat, bu durumu orta sınıf Amerikan
halkının arasında yaşadığımda rahatlıkla
gözlemleyebilmiştim.
Daha açık söyleyeyim, Trump'a oy veren seçmen Kasım Süleymani
öldürüldüğü için yas tutmaz.
Buda seçimlerde Trump’a destek demek. İrana baktığımızda
daha kısa süre öncesine kadar hem ülke içerisinde hem de şii
coğrafyasında sıkıntılar yaşıyordu.
Kasım Süleymani'nin ölümü ülke içerisinde dayanışmayı sağlarken hem
de Fars şii'leriyle Arap şii'lerini birleştirdi.
Ha ne zamana kadar?
Bence bu İran’ın yapacaklarıyla ilgili.
Ya İsrail?
İran’ın şii hilali ile İsrail’in vaadedilmiş toprakları tamamen
aynı coğrafyadır.
Amerika’nın İran gerginliği hatta kontrollü bir savaş demek
İsrail’in söz konusu topraklarda daha rahat hareket edeceği
anlamına gelir.
Yaşananların Türkiye içinde farklı bir pencere açtığını
söyleyebilirim.
Şöyle düşünün, İran Amerika gerginliğinde arabulucu
arandığında akla gelecek ilk ülke neresi
olabilir?
Tabii ki hem Müslüman, hem de ABD ile şöyle yada böyle
ilişkiye sahip Türkiye.
Her iki ülkede topyekün savaşı tercih etmeyeceğine göre, o zaman
bir arabulucuya ihtiyaçları olacak.
Bu durum Türkiye ile İran’ı birbirlerine daha fazla yaklaştırırken
Amerika’yla Türkiye arasındaki soğukluğu bir miktar da olsa
azaltabilir.
Elbetteki bunlar şuana kadar ki şahit olduklarımız üzerinden
yapılmış yorumlardır.
Olayın sürecini esas İran’ın Amerika’ya yapacağı misilleme
belirleyecek.
İşin özü, bu misillemenin nasıl olacağı, İran’ın Amerika’ya
vereceği karşılığın zamanlamasının nasıl planlanacağıdır.
Farklı söylemle, hani santraç oyunu demiştik ya, hani
Amerika İran’ın Fil'ini yedi, demiştik ya, bakalım İranda ABD’nin
hangi taşını yemeye kalkacak.
İşte bu zurnanın zırt dediği yerdir.