Kod adı Boykot!

Ne zaman bir boykot seferberliği ilan edilse aklıma hep aynı şey gelir. Ecnebice bir kavramla ecnebilere meydan okumak ne enteresan bir paradoks…

İ.Emre Gümüş emre@nethaber.com

Yıkılan binaların altında kalan canlar, yardım eli bekleyen masumlar, evsiz kalanlar ve hayatını kaybeden onlarca insan geçmiş olsun İzmir… Allah tekrarını yaşatmasın

***

Ne zaman bir boykot seferberliği ilan edilse aklıma hep aynı şey gelir. Ecnebice bir kavramla ecnebilere meydan okumak ne enteresan bir paradoks…

Dün ABD, geçmişte Çin, İsrail, daha birçok ülke ve şimdilerde yeniden Fransa…

İsmini İrlandalı bir deniz subayı olan Charles Cunningham Boycott’tan alan bu eylemin layığı ile icrası mümkün mü bilmiyorum ama emir Cumhurbaşkanı’ndan geldiyse bihakkın riayet edeceğiz elbette.

Hem zaten reklamın iyisi kötüsü olmaz hani. Macron denen zekâ köpüğü durup dururken hem İslam’ı hem de Türkiye’yi dünyaya reklam etti istemeden.

Şimdi başta Arap ülkeleri ve Türki cumhuriyetleri olmak üzere dünyanın kahir ekseriyetinde Türkiye konuşuluyor.

O kadar ki zorla Türkiye’nin bu coğrafyadaki siyasi gücünü artırmak çabasındalar desem yanlış olmaz.

Elbette ki son zamanlarda bazı tanrı tanımaz Arap liderlerin ve de nemrut hırkasıyla dolaşan Avrupalı devlet adamlarının bu denli küstahlaşmaları tesadüf olamaz.

Avrupa’nın sömürge düzeni değişen dünya düzeniyle birlikte yavaş yavaş kaybolmanın eşiğinde…

Sıfırı tüketmenin yakın olduğunu görmeleridir onları bu denli huysuz eden.
Maymun gözünü açtı açmak üzere.

Arap baharı her ne kadar İsrail’in istediği gibi işlemiş ve başta Mısır olmak üzere birçok ülkede ülke içi karışıklık giderek artış gösterme eğilimde olsa da bütün bu yaşananlar çatlayan bir tohumun habercisi olsa gerek.

Türk’ün Türk’ten ve dahi Müslümanların Müslümanlardan başka dostu yoktur gerçeğini üzerine basa basa her platformda haykıran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne demek istediğini birçok millet ve topluluk şu gelinen süreçte daha net anlamış oldu.

Yavru vatan Kıbrıs’ta Türkiye’yi iztemezük diye eylem yapan ve sayıları azımsanamayacak kadar çok olan şarlatan yurttaşlarımıza nazaran seçimi aklı başında bir liderin kazanmış olması bütün bunlara en güzel örneklerden bir tanesidir.

Azerbaycan lideri Aliyev’in milli söylemlerindeki ısrarcı tutumundan, balkan ülkelerinin Avrupai yaşam tarzına sırt dönmeye başlaması gibi birçok gelişme yeni dünya düzeninin birilerince değil bizdence davrananların harcı olacaktır ki bunu herkes görecek.

Aslına bakılırsa boykot hadisesi siyasi ve konjonktürel bir adımdır ki artık eskisi kadar yapılabilir değildir.

Neredeyse her şeyin aynı evde yaşanıyormuş gibi yaşandığı ve her şeyin iç içe girdiği bir dünyada boykot yapmak satrançta stratejik bir hamle niteliğindedir artık.

Mesela Türkiye’de yaklaşık 50 farklı ilde 700’e yakın şubesi bulunan Fransız asıllı Carrefour’sa marketler zincirinde Fransız malı satmıyoruz demek neredeyse imkânsız ise Carrefour’un Suudi Arabistan iştiraki CarrefourSaudi bünyesinde Türk malı satmıyoruz demeleri de o denli imkânsız.

Her ne kadar resmi twitter hesaplarından böyle bir paylaşım yapmış olsalar da biliyorlar ki Osmanlı hayranı milyonlarca Arap ve Afrikalı vatandaşın vereceği tepki karşısında geri adım atmak zorunda kalacakları gün gibi ortadadır.

Pekala, bunca gerçeğe karşın nereden çıktı bu boykot meselesi?

Meselenin özeti şudur. Yeryüzünde diplomalı hırsızlık yaparak milyarlarca insanın hayatını çalan ABD, İsrail, Avrupa Devletleri ve petrol kralı Karunların planlarını bozacak bir Türkiye’nin adım adım ringe hazırlanışıdır.

Kırk yıl sonra bütün hücrelerine varana dek kangren olmak üzereyken ufunetli parmak haline gelir gelmez kökü kazınan FETÖ terör örgütüyle birlikte sonu getirilen bir PKK gerçeği…

Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz an meselesi. Karadeniz hakeza. Askeri savunma ve silah yapımında yedek parça dâhil yüzde doksanın üzerinde bir milliğe ulaşan bir Türkiye. Dahası sıcak çatışmalarda insansız hava araçlarıyla,

Yunanistan’a, Ermenistan’a ve dünyaya meydan okuyan bir Türkiye…

Mesele bundan ibarettir.

Boykot mu?

Bakın görün kim kimin malına mecbur kalacak.

Çok değil nasipse kısa bir zaman içinde…