Bir özeli ya da tüzeli yargılamak yahut gözaltına almamız için
tam olarak ne yapmış-yapılmış olması gerekiyor?
Bir şey yeter bazen. Bazen de onlarcası yapılır da görmek
istenmez ya da başka şey…
Biliyorum sıkıldınız bu muhabbetten ama birkaç önemli hususu
hatırlatmakta fayda görüyorum.
14 Temmuz 2016’da yani hain darbe gecesinden bir gün önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafını koyup üstüne ‘Dimdik ayakta
kalacağını sanıyordu’ başlığıyla manşet atan bir siteden
bahsediyoruz.
16 Temmuz 2016’da Ak Saray’a ikinci saldırı diyerek mutluluk
çığlıklıları atan karanlık Oda Tv’nin geçmişi gelmişini aratır
cinsten.
MİT mensubunun ailesini ifşalamak, devlet sırrını gün yüzüne
çıkarmak habercilik değil küstahlıktır. Hem nerde yazıyor bu
hürriyet?
Bu haberi yapanları tutuklayınca sahipleri bağırmaya başladı.
Hatta bazı paranın uşağı olmuş haber siteleri kol kanat gerdi.
Kimileri de basın özgürlüğü zırvalığının arkasına sakladı.
Dikkatinizi çekiyorum. Basın özgürlüğü yoktur demiyorum.
Basın özgürlüğü vardır ama her başın özgürlüğü yoktur.
Diyorum.
Öyle olursa ortada ne devlet kalır, ne ben kalırım ne de sen
kalırsın.
Basın özgürlüğü diye bağıran CHP’li bir vekil var. Hani şu
vatandaşa “Ağzını yırtarım ulan senin it herif ” diyen vekil…
Evet Gürsel Tekin’den bahsediyorum.
Kendilerinin 2015 yılında İzmir’de düzenlediği basın
toplantısında bir açıklaması var.
Aynen şöyle diyor:
Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir.
8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak
olacaktır.
Basın özgürlüğü CHP’nin kapısına kadar mı sayın vekilim?
Hem daha dün siz değil miydiniz? CNN TÜRK kanalını boykot
eden.
Adamlar istediği gibi haberini yapıyor. Sonuçta Devlet sırrını
ifşalamıyorlar ya…
Ekrem Başkan’da desteklerini esirgemedi sağ olsun.
Bir haber için böyle yapılır mı diyerek isyan ediyor.
Konuşmasının başında Avrupa örneği veren başkanıma bende Avrupa’dan
bir örnek vererek konuyu kapatacağım.
The Guardian gazetesini bilmeyenimiz yoktur. Büyük bir geçmişe
sahip olan İngiliz gazetesidir.
Guardian gazetesine Edward Snowden tarafından bir haber
gönderilir. Haber devlet sırrıdır. Yayınlanırsa büyük sıkıntılar
çıkartacak cinsten bir haberdir.
Devlet ne yapmış ne dersiniz?
Haberin yayınlanacağı gece baskın düzenler. Bilginin saklı
olduğu diski paramparça eder.
Alın size Avrupa, alın size medeniyet, alın size basın
özgürlüğü…
Ben onu bunu bilmem. Ya devletin sırları hep sır olmalı ya
devletin sırrını ifşa edip sırra kadem basan devlet eliyle sır
olmalı?
Artık o devletin bileceği iş…
ŞEHİT SAYISI GİZLENİYOR MU?
Vallahi bizden adam olmaz ya.
Hala şehit sayısı fazlaydı. Benim orada akrabam vardı o
söyledi.
Yok kardeşim hastanedeydi fotoğraflarını çekti. Diyerek anlam
veremediğim bir boşluğun içini doldurmaya çalışıyorlar.
Geçen gün inanmazsınız şunu okudum.
Hükümet 80 şehit verirse düşer. O yüzden gizliyor.
Nerede yazıyor bu tam olarak çok merak ediyorum.
Büyük ihtimal Hammurabi’nin kanunlarında okudu bu maddeyi…
Yahu onu geçtim. O şehit oldu diye yalan söylediklerinizin hiç
mi anası babası yok?
Çıkıp biri demez miydi? Devlet benim evladımın ölümünü gizliyor
diye.
Hem siz merak etmeyin böyle bir durum olsaydı.
Oda Tv devlet sırrını ifşalamak yerine şehit sayısıni
gizliyorlar manşetiyle hepimizi bilgilendirirdi.
Öyle ya işleri bu adamların!